Paylaş
14 yıl sonra bugün de isyan etti; çünkü yola hapsedilmişti, patladı.
Suçlu Ayamama!
Bugün de daha suçlu.
Büyükşehir bu yolu genişletme adına dereyi daralttı; bir şerit ilave etme uğruna... TOKİ de geldi, milyon dolarlık üst geçitler yaptı.
Ayamama, beni hapsedemezsiniz, bana akış yolu bırakmadınız... Karadeniz tarafından bana çok su gelir, ben taşarım, yakar yıkarım dedi.
Ayamama Deresi’ni 4 metreye kelepçelemişler.
Hatta bazı kesimleri künkleyerek üzerini asfalt yapmışlar.
Hesap kitapsız.
İkitelli Deresi’nin suları Ayamama’ya bindirdi.
Bu çok yağmur; doğa taşkını...
Su hapsedildiği yerde durmaz. Ayamama da haddini aştı, vurdu geçti.
Su taşkınının eli deprem kadar ağırdır.
Rantiyecilerin bedelini bu garip halk ödüyor.
BU ACİZ-KORKAK MÜHENDİSLER KİMDİR?
MÜHENDİS bir dostumuz, İkitelli’deki felaketin bir başka boyutunu şöyle anlattı bize: “Hürriyet’in az ilerisinde Basın Ekspres Yolu üzerinde (Edip İplik) 212 adındaki devasa emsalli bir Alışveriş Merkezi yapıldı. Gelenlerin otoparkını caddeler almıyor. Temelleri yaklaşım yollarının ‘imla’larına kadar dayanmış. Kanal tarafı yetmedi, kazıklayarak ötelediler, Bu yağışta kanal sıkıştı. Kapalı menfeze sığmadı.
Bu işlerin sorumluları vardır; başta imar rantçıları olmak üzere Bağcılar Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi’dir. Suyun affetmediği bu hatalar manzumesine hangi aciz mühendislerimiz imza attı... Siyasetçi korkusuna, koltuk korkusuna!..”
Bunun çözümü vardır; bir savcı, bir hakim, ‘h’ harfi kırık bir Olivetti daktilo... Bir de ‘katibi adil’... Bu bilirkişi selin olduğu yerde tespit yapacak,.. Ve suyun feyazanını düşünmeden köprü yapan, menfez yapan, kanal yapan, suyun yolundan çalan imarcıyı, yolun gabarisinden yolsuzluk yapan belediyeciyi, şehri asri katlı mezarlığa dönüştüren rantiyecileri olay mahallinde yargılamak nasıl olur acaba?
Bu mühendisler mesleki ehliyetten men edilirse Türkiye çok şey kazanır ama siyasi irade buna izin verir mi?
Bu durumda en büyük suçlu kimdir öğrendiniz mi?
Mimar Sinan mühendisliği
“Su mühendislerin en büyük dostudur, aynı zamanda da en büyük düşmanıdır.”
“Mimar Sinan gibi suya saygılı bir mimar olunur da onun üzerinde bir eser yapılırsa, o su gelir taşar, taşar, senin köprünü aşar, aşar... Ama köprünün gusselerini yalayarak akan feyazat debisi, o köprüye zarar vermez.”
Kaçak döküm çamur getirdi
İSTANBUL’da çalışmış önemli bir bürokrat şu acı gerçeğin de altını çiziyor: Bu Kemerburgaz’a neden toprak atılımını engellediler. Akan taşmış suları gördünüz, o su değil çamur. İstanbul’u çöplük haline çevirdiler. Taşkın sular akarken o çöpleri de getirdi. Çöp İstanbul’da rant demektir. Bunun hesabının da görülmesi lazım.
Felaketin bir başka nedeni kaçak dökümlerdir.
İstanbul’un topografik yapısı bozuldu. Bu felaket değil bir başka deyimle ‘rant’a teslim olmaktır. Kaçak dökümlerin faturasıdır. Rantın gözü çıksın.
Bir cezaya bakarım bir de bu cezayı kesene...
“DOĞAN Grubu’na iktidar partisinin Sayın Başkanından vergi cezası yağmaya devam ediyor. Şimdilerde yağmur doluya dönüşmüş durumda. Dün açıklanan ceza 3.7 milyar TL idi. Bu rakamın büyüklüğünü anlatabilmek için birkaç önemli kuruluşun piyasa değerini sıralayayım. Ünlü Ülker firmasının piyasa değeri 891 milyon TL, Ford Otosan firmasının 3.2 milyar TL, koskoca Arçelik’in 2.7 milyar TL, ünlü Tofaş otomotiv firmasının piyasa değeri 1.9 milyar TL’dir. Doğan Grubu’na gelen 3.7 milyar TL cezanın büyüklüğünü bu rakamlara bakarak değerlendiriniz.
Şimdilerde içeride ve dışarıda çok kişi biliyor ki, bu cezaların tek amacı var: Doğan Medya Grubu’nun sesini kesmek. İçeride ve dışarıda çok kişi biliyor ki bu cezaların olağan vergi işlemleriyle ilgisi yok.
(Güngör Uras-Milliyet, 9.9.2009)
Paylaş