Paylaş
Anadolu’yu yutmak için Ermenileri tetikçi olarak kullanmışlar, onları katil rolüne itmişlerdir.
Ermenilerin içindeki bazı maceracı yöneticiler, asla kâğıda geçirilememiş ancak verilmiş söz olarak havada kalan ‘Büyük Ermenistan’ ve ‘Küçük Ermenistan’ sözüne kanmışlardır.
Doğu Anadolu’da ‘Büyük Ermenistan’ı kurmak için Türk çoğunluğu azınlık haline dönüştürmek üzere teammüden, yani bir plan dahilinde Türkleri katletmeye başlamışlardır.
Sloganları şudur: “Eğer bir Ermenistan istiyorsan Türk komşunu öldür!... (A. Yaman, Ermenilerin âmâl ve Harekât-İhtilâlliyesi 1916- Otağ Y.evi 1973)
Bu davranış soykırım tarifine uymaktadır ve bu nedenle bir ‘Türk soykırımı’ vardır.
BU YAZIYI DAĞITINIZ
Değerli vatandaşlarımız, bu gerçekleri okuyunuz, ezberleyiniz, ezberletiniz, dağıtınız.
Atalarımız, dedelerimiz Ermeni katili değildirler.
Emperyalistlerin klasik oyunları; I. Dünya Savaşı’nın sonunda Ermeni delegasyonu başkanı Bogos Nubar Paşa 27 Şubat 1919’da... Rus ordusunda savaşan 150 bin gönüllü ve 40 bin Komitacı ile içeride Osmanlılara karşı savaştık artık söz vediğiniz gibi; “Kafkaslarda Ermenistan ve Doğu Anadolu‘da 7 il ve Kilikya’dan oluşan Bağımsız Ermeni Cumhuriyeti’nin kurulmasını“ istedi!... Lloyd Geor –İngiliz Başbakanı- buna “Bu gerçek bir peri masalıdır“ diye cevap verdi (The About Peace treaties, V2 Londres s. 1255. Kâmuran Gürün)
Fransa İmparatorluğu Orta Asya’nın limanları olan Adana, Mersin ve Güneydoğu’yu Mondros bırakışmasına karşı işgal etmişler ve Ermenilere –tarihte asla var olmamış olan- Küçük Ermenistan’ı kurma sözü vermişlerdi.
20 Ağustos 1920... Adana’nın işgali üzerine Küçük Ermenistan‘ı gerçekleştirmek üzere ‘Vali Konağı’na yerleşmek isteyene Mihran Damacıyan ve arkadaşlarını Fransız Komutanı “Nedir bu gülünç komedi?” diye geri çevirmiştir. (Prof. E. feigl,un mythe de la terreur, Druchaus Nontal Salzburg 1991)
Ermeniler korkunç bir şekilde iki kere aldatılmışlardır. Şimdi de tüm dünyayı ‘Büyük yalanla’ aldatmaya devam etmektedirler. Ama, güneş balçıkla sıvanmaz.
Ermeniler, 600 yıl kardeşçe yaşadığımız ‘millet-i sadıka’ sıfatını kazanmış olan sizler gelin, bu hırçınlıktan vazgeçin, Türk ve Ermeni halkını birbirine düşürmüş olan emperiyalistlere karşı beraberce hesap soralım.
Halûk TARCAN- (CNRS-Paris)
GÜNÜN SÖZÜ
“1 Mayıs İşçi Bayramı ile Regaip Kandili’nin aynı tarihe tesadüf etmesi ne güzeldir. Sevgili Peygamberimizin hayatı boyunca öptüğü el sayısı çok azdır. Öptüğü ellerden birisi de işçinin elidir. Bu nedenle işçinin elini öpmek sünnettir. Hz. Muhammed, çoluk çocuğunun nafakası için çalışırken nasırlaşan eli cehennem ateşinin yakmayacağını buyurmuştur.”
(CHP İstanbul Milletvekili İhsan ÖZKES)
Beşiktaş işleri tatlıya bağlanmış!
CHP Beşiktaş belediye meclis listesini değiştirdiği için partiden ihraç edilen Uğur Gedik’ten sonra ilçe başkanlığına getirilen İlker Uygun dünkü “Beşiktaş’ta utanılacak işler” yazısı üzerine bir açıklama gönderdi. Açıklamada yazımızı üzüntüyle okuduklarını belirterek şu bilgiler veriliyor:
“28 Nisan 2014 tarihinde Akatlar Kültür Merkezi’nde yapılan örgüt toplantısında sizin de belirttiğiniz gibi bir tatsızlık yaşanmıştır. Ancak bu tatsızlık konusunda size yanlış bilgi aktarıldığı kanaatindeyiz. Çünkü bu olay anlattığınız kadar büyük bir grup mücadelesinden ziyade; iki partilimizin eğilim yoklaması konusu üzerine olan bireysel anlaşmazlıkları nedeniyle meydana gelen bir olaydır. Zaten olay meydana geldikten hemen sonra tatlıya bağlanmış, örgüt toplantımız sükûnet içinde devam etmiş ve tüm konuşmacıların konuşmalarını bitirmesinin ardından da sona ermiştir.
Eğilim yoklaması ve meclis üyeliği ile ilgili olarak da; yazınızda belirttiğiniz gibi örgütten gelen sadece iki kişi olduğunu söylemişsiniz. Bu konuda da yanlış bilgilendirildiğinizi görmekteyiz, çünkü bu doğru değildir. Eğilim yoklamasından çıkan 14 örgüt üyemiz de aday olmuş, bunların 13’ü seçilmiştir.
Ayrıca şunu da tekrar etmek isteriz ki bu olay bahsedildiği kadar büyütülecek bir olay değildir. Kısa süreli bir tartışmadır. Bu olayı büyütüp parti örgütümüz dışında dile getirenler bir takım kötü niyetli, kişisel sorunları nedeniyle bu tarz açıklamalar yapan, Cumhuriyet Halk Partisi ahlakına uygun olmayan davranışlarda bulunan kimselerdir.”
(Beşiktaş’ta değişen bir şey yok. Kılıçdaroğlu tarafından istifası istenen Hüseyin Sipahi eski Başkan İsmail Ünal’ın odasında ‘görevini’ sürdürüyor. Partiden ihraç edilen eski ilçe başkanı da kendisine tahsis edilen arabayla işine gidip geliyor, sekreterine talimatlar yağdırıyor. Daha yazacağımız çok şey var. Y.B.)
Pendik’te de durum aynı
CHP Beşiktaş ilçe örgütünde olanları yazdınız. Pendik ilçesinde de 28 Nisan günü seçim sonuçlarını değerlendirme toplantısı yapıldı. CHP’nin İstanbul’da en az oyu aldığı 5. olan ilçemizde maalesef siyasi, sosyolojik ve teknik olarak sonuçları analiz etmemiz gerekirken, önce İlçe Başkanı Halit Temiz, sonra belediye başkan adayı Tuncer Özyavuz, daha sonra da Pendik’ten sorumlu İl Başkan Yrd. Doğan Çakmak (CHP’ye hakaret ederek SHP ye geçmiş idi) sırayla kürsüye çıkarak birbirlerine saldırarak, suçlayarak, meclis üye aday liste kavgalarını, Ankara’da birbirlerini nasıl yumrukladıkları rezillikleri anlattılar. (Ahbap-çavuş ilişkileri ile hazırladıkları listenin ilk 15’inde 4 ilkokul, 4 ortaokul, 4 lise mezunu vardır.) Partinin üst düzey kadrolarına gelmiş bu insanları gördükten sonra neden 40 yıldır iktidara gelemediğimizi daha iyi anladım. Atila ERHAN
Hafriyat kamyonları, beton mikserleri ve valeler
Trafiğin üç belalısı
TÜRKİYE’de meydana gelen trafik kazalarında her yıl ortalama 4 bini aşkın insanımız ölmekte, 100 binin üzerinde kişi de yaralanmakta olup bunların bir kısmı kalıcı sakatlığa maruz kalmaktadır. Son 10 yıl içinde trafik kazalarında ölenlerin sayısı terörde ölenlerden bile fazladır. Bu da demek oluyor ki; başımızdaki en büyük bela trafik terörüdür. Trafikten en çok sıkıntı çekmekte olan illerin başında gelen İstanbul’un kendi trafik derdi yetmiyormuş gibi şimdi bir de kentsel dönüşüm diye başlayarak adeta rantsal dönüşüme bürünen inşaat yenilemeleri sebebiyle İstanbul’un bütün sokakları hafriyat araçları, hazır beton mikserleri ve kum kamyonlarının işgali altında kalmıştır. Caddeler ve sokaklar inşaat kamyonları ile doluyken özellikle Bağdat Caddesi ve Bebek gibi semtlerde ise kaldırımlar valeler tarafından parsellenmiştir. Arabalarını bu vale denilen değnekçilere teslim eden araç sahipleri, valelerin hatalı parkları yüzünden kendi plakalarına trafik cezası yazıldığını evlerine tebligat geldiği zaman ancak öğrenebiliyorlar.
Sami GÜLEÇYÜZ
F. Trafik Müfettişleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Paylaş