Yalçın Bayer: Asker, savaşı bitmiş saymıyor

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

GECEYİ Şırnak'taki 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı misafirhanesinde geçirdik. Yıllarını terörle mücadeleye ayıran üst rütbeli subaylarla görüştük. Karargáhın karşısında göğe eren dağların arkası Irak.

Türk Silahlı Kuvvetleri, gevşeyen ve sorumsuz kurumlarımızın yanında her zamanki gibi en ciddi ve tutarlısı. Her şey sorumluluk duygusuyla, disiplin içerisinde yapılıyor Güneydoğu'da. Yurtsever komutanlar bu mücadelede büyük bir özveri gösteriyorlar. Bunları fark edebilmek için Güneydoğu'da yaşananları gözlemlemek gerekiyor.

Asker görevini yapıyor derken, bölgenin aç insanları ne olacak? Bu konuda ülkenin birliği ve dirliği nasıl korunacak? Askerin bu konuda da hazırlıkları var. Güneydoğu turuna katılan 70'e yakın gazeteci bunu gözlemledi. 35 bin asker ve 10 bin korucu kadrosuyla hemen hemen dünyanın en büyük tümeni olan 23. Jandarma Sınır Tümeni'nde çay içerken komutanları dinliyoruz.

‘‘Bir dakika boş zamanımız yok, ömrümüz dağda geçiyor.’’

Asker PKK terörünü bitmiş saymıyor.

Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Albay Fahir Altan ‘‘PKK'nın eylem gücünde 1984'teki noktaya dönüldü’’ diyor.

PKK eylemleri 1994'te zirveye ulaşmış, sadece bu yılda 3300 eylem ortaya koymuştu. Bugün ilk dört aydaki eylem sayısı ise 18. Bunun bir başka göstergesi de teröristlerin 1994'te yurtiçinde bulunma oranı yüzde 65 iken bu oran bugün yüzde 11'e kadar gerilemiş.

Komando Alay Komutanı Piyade Albay Zafer Çarpan bir şeyin altını çiziyor: ‘‘Örgüt üyeleri Kuzey Irak'ta ama örgüt çöktü sayılmaz. Bir talimat verilirse yeniden başlarlar.’’

Bazı subaylara göre bu durumda PKK'nın beklentilerinin olduğu anlaşılıyor. Ama askere göre bitmiş sayılan örgüt Türkiye'de artık bir noktada bile tutunamayacak.

‘‘Neden’’ sorusunun yanıtı ise şu:

- Tabanı kendilerini artık iyice anladı. Lider kadroları eridi gitti. Gençler yok artık. Yakalanan ya da teslim olanlar da 10-12 yıllık militanlar. Kuzey Irak'ta Talabani ve Barzani'den ötürü sıkıntıları var. Bu nedenle yaşam alanları daraldı.

- PKK İran'dan destek alıyor mu?

- Alıyor... Talabani çevresinde İran'a yakın alanlarda belki biraz dayanabilirler.

Bir başka komutan ABD uçaklarının Kuzey Irak'ı ‘taktik’ alanında kontrol altında tuttuğunu söylüyor.

Komutana şu soruyu yöneltiyoruz:

- Apo idam edilirse ne olur?

- Örgüt harekete geçer.

KORUCULARA TAVİZ YOK

Şırnak Jandarma Komutanı Albay Tayfun Yıldız, sayıları 68 bini bulan koruculardan söz ederken bunun 7300'ünün Şırnak'ta olduğunu anlatıyor. Yıldız, kaçakçılık ve uyuşturucu ticaretine bulaşan 200 kişiyi koruculuktan attıklarını belirterek ‘‘Bu konuda taviz yok’’ diyor. Korucular 73 milyon lira maaş alıyorlar. Görüştüğümüz bazı korucular ise sigortalı olmayı istiyordu.

Yüksekova'daki Askeri Garnizon'da sivil halka caz filmi gösteriliyor. Lise son sınıf öğrencisi bir genç bu kadar gazeteci kalabalığını görünce bize: ‘‘Şaşırmayın ve gülmeyin’’ dedi. ‘‘Çünkü biz Batı'daki gibi bu filmleri hemen anlayamıyoruz.’’

Annesine Türkçe tercümanlık yapan çocukları tanıdık. Yörenin çocukları artık sıkı bir Türkçe eğitiminden geçiriliyorlar. Okullarına Atatürk köşeleri açılıyor. Yedek subay öğretmenlerin nezaretinde bir askeri tesiste tenis, basketbol ve voleybol öğreniyorlar.

Asayiş Jandarma Komutanı Korgeneral Kemal Yılmaz, ‘‘Eğitime çok önem veriyoruz. Onlara her türlü desteği sağlıyoruz’’ diyor.

- Mehmetçik dersanelerinde yüzlerce öğrenciye üniversite hazırlık kursu veriliyor. Acaba bu talimat Ankara'dan mı? Psikolojik bir harekátın parçası mı?

- Eğitim için bir talimat almıyoruz. Ne gerekiyorsa biz yapıyoruz.

- Sonuç alıyor musunuz?

- Çok anlayış gösteriyorlar. Gerektiğinde 'çarşafı çıkar sana palto alalım' diyoruz. Hemen çıkartıyorlar. Güneydoğu'da İstanbul ve bazı kentlerdeki gibi türban yobazlığı yoktur.

İNGİLİZCE

ÖĞRENEN

PERVARİLİLER

Siirt'in 7000 nüfuslu Pervari İlçesi'nde saf ve temiz insanlardaki güzellikleri gördük. Türkçe öğretilen Mehmetçik okuluna gittiğimizde duvarlarda şu fişler yazıyordu:

‘‘Atatürk bize çok çalışın dedi.’’ ‘‘Atatürk Türkler çok çalışkandır dedi.’’

Pervari Alay Komutanı Emin Alpman'ın eşi Serpil Alpman bizlere duvardaki şu afişi işaret ediyor: ‘‘Kızlarını okutmayan ulus çocuklarını manevi öksüzlüğe itmiş demektir.’’ (K. Atatürk)

Serpil Alpman, ‘‘Buradaki insanlar vatanına, toprağına çok bağlılar’’ diyor. Sonrada Albay Alpman, okuma yazma öğrenen kadın ve kızlara seslenerek yukarıdaki afişte yazılı sözün, duvardaki Atatürk resmine bakarak okunmasını istiyor.

Üniversiteye hazırlık kurslarının sınavlarında 140 puanı tutturan öğrencilerden bazılarının hukukçu ve doktor olmak istediklerini söylemeleri dikkat çekiyor.

Yine Mehmetçik dersanesinde bu kez İngilizce öğrenen, aralarında şoför, korucu, müftü, benzincinin bulunduğu öğrencilerle sohbet ediyoruz. İçlerinden birisinin ‘‘Hiç olmazsa yurtdışına gittiğimde gümrükte ve otelciyle konuşacak hale geldim’’ sözüne hep birlikte gülüyoruz.

İş kadını Sema Küçüksöz'ü Şırnak'ta göremedik. Tekstil tesislerini ve evini Vilayet'in kullanımına bırakmış. Eskisi kadar Şırnak'a da gelmiyormuş.

Sonuç olarak asker, terörü bastırdıktan sonra artık kendisini bölgenin eğitimine ve sosyal amaçlı hizmetlerine adamış.

Çukurova'dan izlenimler (4)

Ulusal politika yok

TARIM Reformu Genel Müdürü Mehmet Özdemir, ‘‘Ülkemizde toprak yönetimi bakımından sınırları belirlenmiş bir ulusal politika yoktur. Sanayi bölgeleri, yerleşim alanları, yollar ve turistik bölgeler için gerekli görülen tarım alanları giderek kaybolmaktadır’’ diyor. Yani, toprağın değerinin bilinmediğini, mevcut kanunlar ve kurumların tarım alanlarının amaç dışı kullanımını önlemekten uzak olduğunu vurguluyor. Ve ekliyor: ‘‘Bu nedenle tarım sektörünün AB normlarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir.’’

Bu konuşmayı dinledikten sonra geleceğimize bir şey bırakmaya niyetli olmadığımız görülüyordu.

Ama Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, ‘‘Türkiye'yi yeşillendiriyoruz. Beş yılda Türkiye'nin manzarası değişecektir’’ diyerek umut saçtı. 32 yılda çıkan Mera Kanunu ile meraların özel sektöre ihale edilerek 2.5 yıllık bir çalışma ile meraların haritasını çıkartacaklarını anlattı.

‘‘Böyle şey olur mu, hayvanlara otlayacak yer bırakılmamış... Hayvan ithal edilmiş, iskartalar gönderilmiş.’’

Hayvancılık projesine 5 yılda 540 trilyon -bu yıl 43- kaynak aktarılacağını, bakanlığa bağlı 58 üretme istasyonunun özel sektöre açılacağını, 'ceylan gözlü' yerli ırklarımızın yeniden üretileceğini müjdeledi. Ve en önemlisi de şu:

‘‘Toprak sevgilimizdir, ihanet edemeyiz. Bu nedenle hazırladığımız Toprak Kanunu Tasarısı ivedilikle çıkarılacaktır.’’

* * *

Sakıp Sabancı da, bazı fabrikalarını 1. sınıf tarım arazilerine kurmuştu... Bu konuda kendisine yönelttiğimiz soruya verdiği yanıt samimi bir itiraf gibiydi:

‘‘Valah billah kötü niyetim yoktu. Öğrenme sürecindeydik, sanayii yeni öğreniyorduk. Uyaran da yoktu bizi... Düşünsenize SASA'yı suyu olmayan bir yere kurduk, 22 km'den su getirdik. Denetleyenler bir şey söylemedi. Ben de soruyorum DPT'ciler, Maliyeciler neredeydi o zaman?’’

Sonra bize döndü; ‘‘Ben bu itirafı kitabımda yazdım. Sana göndereceğim’’ dedi.

Yapabilecek bir şey olmadığını hepimiz biliyorduk.

Yazarın Tüm Yazıları