TMMOB Mimarlar Odası Başkanı Nimet Özgönül, Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Ayşegül Oruçkaptan ve Ziraat Mühendisleri Ankara Şube Başkanı Gökhan Günaydın, yargının Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) yağmasına yolaçacak plana dur dediğini şöyle özetliyorlar:
"5524 Sayılı AOÇ Müdürlüğü Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 8.7.2006 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanunun Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne verdiği yetkiyle 12.01.2007 tarihinde Belediye Meclisi AOÇ Koruma Amaçlı İmar Planını onaylayarak yürürlüğe soktu.
AOÇ’yi yok edecek bu plana karşı açtığımız davada, Ankara 13. İdare Mahkemesi, planın yürütmesini durdurmuştur. Planlama çalışmaları sırasında sıkça hukuka aykırı bulduğumuz hususları hem kamuoyu hem de ilgili idare ile paylaşmamıza karşın, Büyükşehir Belediyesi uyarılarımıza kulak vermemiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ
Mahkeme kararında dört husus üzerinde durmuştur.
1- AOÇ 1. derece doğal ve tarihi SİT’tir. AOÇ alanında tarımsal faaliyetleri kısıtlayacak planlama yapılamaz.
2- Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli tarihi olaylara sahne olmuş AOÇ arazisinde, alanın tarihi ve doğal özelliklerini ortadan kaldıracak büyüklükte bir Hayvanat bahçesi yapılamaz.
3- AOÇ’nin kuzeyinde kalan büyük parçasının dava konusu olan planlarda Olimpiyat Oyunlarına ve spor parkı olarak ayrıldığı, bu fonksiyonların AOÇ’yi üç parçaya böldüğü, bu plan hükümlerinin yanlış bir ulaşım planlaması yaklaşımı getirdiği belirtildi. Bu biçimde alanda Olimpiyat Parkı yapılamaz.
4- Nazım imar planlarında belirlilik ve nesnellik planlamanın en önemli ilkeleridir. AOÇ planlarında ’özel proje alanı’ olarak tanımlanan alanlar bilimsel planlama anlayışına aykırıdır. Bu nedenle çiftlik alanının niteliklerine ve amacına aykırı bir biçimde özel proje alanı tanımlanamaz.
NE OLACAK
AOÇ alanının tarihi anlamı ve SİT kararları doğrultusunda korunmasının gerekliliği mahkeme tarafından bir kez daha açığa çıktı. Bundan Sonra ne olacak ve ne yapmalı?
1- Yürütmeyi durdurma kararı ardından, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu SİT alanı olan bölgede bir an önce, 2863 sayılı yasanın 17. maddesi uyarınca alanda her türlü fiziki ve inşai müdahaleyi durduracak ve bu konuda tedbirleri almak zorundadır.
2- Son günlerde basına yansıyan ve kanun değişikliği ile AOÇ alanının spor kulüplerine kullandırmaya yönelik uygulamaların hukuka aykırı olduğu mahkeme kararıyla da anlaşıldığından, bu tür yasama çalışmaları bir an önce durdurulmalıdır.
3- Yıllardır AOÇ alanının kır ve kent bütünlüğünü sağlayacak biçimde geliştirilmesi, kentlerde gıda krizinin kol gezdiği koşullarda AOÇ’nin tarımsal kapasitesinin arttırılması gerektiğini savunan meslek kuruluşları ve kitle örgütlerinin görüşlerine itibar edilmelidir.
Eğitim hakkı engellenemez
ENGELLİ Aileleri Eğitim Kültür ve Özel Eğitim Kurumları Derneği ile Dayanışma Derneği (ENAD) ’Eğitim haklarının engellenemeyeceğini’ isteklerini, TBMM’den şu açıklamayla istiyorlar:
"ŞU anda hükümet önemli bir karar aşamasında... Genel kurulda oylanacak yasa değişikliği ile engelliler ya yok sayılarak, evlerinde kaderlerine terk edilecek! Ya da engelli de olsa çocuklarının önemli olduğu gerçeğini benimseyerek bu hizmeti sürdürmeye öncelikle karar verecektir.
TBMM’de görüşülecek olan maddenin, çocuklarımız ve ailelerin lehine sonuçlanması için gerekli duyarlılığı göstermeniz, zor günler yaşadığımız bu günlerde unuttuğumuz toplumsal sorumluluklarımız konusundada önemli bir uyarı ve motivasyon olacağı düşüncesindeyiz."
(İrtibat: 0312-231 51 05) Oran’daki orman bir gün yanabilir
ODTÜ’nün Oran’daki ormanının TRT giriş kapısı karşısında, hem de acil girişin hemen önünde konuşlanmış köfteci bu kadar zamandır neden uzaklaştırılmıyor anlamış değiliz. Adamlar acil kapısının önüne şemsiye dikmişler, masa sandalye kurmuşlar. ’Ateşle yaklaşmayın!’ yazısının hemen önünde masa üstünde yaktıkları ateşle semaver kaynatıyorlar. Müşterinin keyfi yerinde, köfte yedikten sonra sigaralarını tüttürüyorlar! Bir sigara izmariti veya LPG tüpü patlaması sonucu, bu kişilerin cebine üç-beş kuruş vergisiz para girecek diye şehrin akciğerleri birkaç saat içinde yok olacak.
Yok mu bu şehir eşkıyalarini oradan uzaklaşıracak kimse? Jandarma, zabıta, polis, her neyse kimse bu adamları oradan uzaklaştıramıyor mu?
ODTÜ neden bu kadar ilgisiz, anlamış değiliz.
Hergün işyerinden çıkıp ormanda yürüyüşe giden bir grup olarak bu olayı nefretle izliyoruz. Her defasında bu ormanı bir kez daha görecek miyiz diye birbirimize soruyoruz.
Lütfen bu sorumsuz kişileri ormanımızdan uzaklaştırın. Köfte yapacak ve vergisiz satacak çok yer var ama bizim ağacığımız çok az!