Ankara’nın yeni vizyonu ne olmalı

1920’li yıllarda bir Orta Anadolu kasabası ve Kurtuluş Savaşımızın merkezi, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti ve AB yolunda inançla yürüyen modern Türkiye’nin dünya kenti olmaya aday Ankara’mızı, çeşitli yönleri ile değerlendirmeye çalışıyorum.

Yaşamı kolay, huzurlu ve güvenli, kışları soğuk fakat sağlıklı, ilkbaharı kısa, yazı yayla esprisinde,sonbaharı ise müthiş güzel ve uzun Başkentimizi doyasıya yaşıyorum. Ankara’nın her şeyini anladım izah ediyorum, ama bir konuyu bir türlü çözemiyorum.

Bütün dünya ülkelerinin başkentleri o ülkeye gelen turist sayısından en büyük payları almasına, Başkentlerin o ülkelerin en tercih edilen turizm destinasyonu olmasına rağmen, Ankara nedense bu konuda Türkiye’nin turizm pastasından yeterince pay alamıyor. Niye turizm destinasyonu olamıyor. Anlayamıyorum.

NEDEN TURİST YOK

Yabancı turiste Ankara sokaklarında rastlamak mümkün değil, yerli turist ise Ankara’ya sadece özel işlerine çözüm aramak için gelen kişilerden ibaret.

Son zamanlarda orta öğretim kurumlarının düzenlediği kısa süreli seyahatler ve Kapadokya turuna giden kişilerin kısa süreli konaklamaları hariç, pek fazla turist hareketi yok.

Böyle mi olmalı Ankara? Başkentimiz, iç ve dış turizm açısından imkanlara sahip değil de bu sebeple mi hareket olmuyor.

Zannetmiyorum...

Galiba biz Ankara’yı siyasetin başkenti, koyu renk elbiseli ve kravatlı insanlar, resmi yapılar, büyük ve resmiyet kokan binalar ile alışveriş merkezleri açısından değerlendirmişiz. Turizm hiç aklımıza gelmemiş ve bu konuda bir şeyde yapmamışız.

TUNÇ DEVRİNDEN BUGÜNE

Tunç D
evri, Antik dönem, Helenistik Roma ve Bizans dönemleri, müslümanlığın ilk dönemlerine ait eserler, hanlar, hamamlar tümülüsüler, tapınaklar ve camiler hatırı sayılır sayıda önemli ören yerlerinden Frig Krallığı’na başkentlik yapan antik yerleşim yeri Gordigon (Yassı Höyük), Haymana ilçesi Çayırlı köyü yakınlarındaki Gavur Kale, Frig dönemi eserlerinden Augustos Tapınağı, Julignus Sütunu (Belkıs minaresi), Bizans Mezarlığı, Saat Kulesi.

Malazgirt Savaşı’
nın ardından 1073 yılında Türkler tarafından fethedilen ve o tarihten bu yana Türkler ve Müslümanların elinde kalan Ankara’da bu döneme ait çeşitli hanlar, hamamlar ve camiler bulunuyor.

Sulu Han, Ankara Kalesi’ne giden yol üzerinde Kurşunlu han, Mahmutpaşa Bedesteni, Zincirli Camii ve Hacı Bayram Camii ve en önemli eser Frigler döneminde İ.Ö. 278 tarihinde Kral Midas tarafından yaptırılan, Galatlar tarafından genişletilen ANKARA Kalesi.

Ulusal Kurtuluş Savaşımızın merkezi ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara’da Cumhuriyet dönemi mimari eserleri;

1. TBMM ve 2. TBMM binaları, Ankara Palas, İş Bankası ve Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binaları (Ulus), Etnografya Müzesi, Türk Ocağı ve Opera Binası, Ulus Meydanı, Çankaya Köşkü, Büyük Önder Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir, yeni TBMM Binası ve çeşitli ülke Büyükelçilik binaları.

Günümüz mimarisi örnekleri Kocapete Camii, modern büyük alışveriş merkezleri; Atakule, Karum, Armada, Ankamall (Migros), Arcadium ve yeni yapılan alışveriş merkezleri, gençlerin uğrak yerleri; Tunalı Hilmi Caddesi, Tunus, Yüksel ve Arjantin Caddeleri, Sakarya, modern cafe ve restorantlar eğlence merkezleri.

BUNLAR YETERLİ Mİ

Tüm bunlar bir turizm şehri olmak için yeterli alt yapılar.

Ulus meydanı ve çevresi, Ankara kalesi ve etekleri, Gençlik Parkı, turizm merkezi anlayışı ile düzenlense, tarihi, kültürel ve mimari özelliği olan yapılar restore edilse, tarihi yapıların ışık ve çevre düzenlemeleri yapılsa, Ulus’taki İş Bankası ve Ziraat Bankası Genel Müdürlük binaları, (Genel müdürlükleri İstanbul’a taşındığı için) ve diğer binalar uluslar arası ve ulusal otel zincirlerinin bazıları tarafından 5 yıldızlı otele dönüştürülse, (bu konuda Budapeşte örneği göz önüne alınabilir) tarihi çekim noktalarının çevresinde toplu müşteriyi karşılayabilecek turistik yeme-içme yerleri yapılsa, inanıyorum ki Ulus ve Ankara Kalesi çevresi müthiş bir potansiyel kazanır.

SAĞLIK HİZMETİ

Son zamanlarda artan kongre turizmine yönelik ve yapımı biten ve devam eden kongre merkezlerimizin iç ve dış kongrelere ev sahipliği yapması Ankara’mız açısından büyük bir hareket yaratacaktır. Ankara’da mevcut özel ve resmi sağlık kuruluşlarının, dışa açılarak Ortadoğu ve Arap ülkelerine yönelik sağlık hizmeti sunması, sağlık turizmi açısından büyük bir potansiyel oluşturacaktır.

Ne yapılmalı

1- Gerek resmi, gerekse özel kuruluşların Genel Müdürlük ve İşletme Merkezlerini İstanbul’a taşıma ve Ankara’nın içini boşaltma heveslerinden vazgeçmeleri.

2- Ankara, yukarıda saydığımız zengin kültür ve tarihi çekim noktaları ile cumhuriyet dönemi eserlerini günümüz yaşamı ile bağdaşır, ciddi ve bilinçli restore ve rötuşlar yapılarak modern bir şehir turizmi merkezi olabilir.

Ankara’ya gösterilecek ilgi kısa zamanda netice verecek ve Başkentimizin güzel bir turizm merkezi olacak inancındayım.

Bu konunun göz ardı edilmesi, yetkilileri zeval altına sokacaktır.

İrfan GÜRPINAR-

Turizm eski Başkanı
Yazarın Tüm Yazıları