Ankara’da bir taksici vakası

11.11.2011 günü akşam saatlerinde dört arkadaş Kızılay’dan Cemal Nadir Sokak’a gitmek amacı ile taksiye bindik.

Sokağa vardığımız vakit taksimetredeki ücret 11.51 TL idi. Cüzdanımdan 50 TL çıkarıp taksiciye verdim, inen arkadaşlarıma doğru seslenmeye çalışıyordum (hafif bir şakalaşma oluyordu aramızda; arkadaşlarımdan ikisi park halinde olan aracı otoparktan çıkarmak amacı ile apartmana yönelmişlerdi, bir diğeri ise aracın dışında yol kenarında idi). Taksici beye döndüğümde eli vites kolunda 5 TL tutmakta, taksimetre ise “serbest” moduna alınmış vaziyette idi. Ben 50 TL’nin gerisini beklerken o benim 5 TL verdiğimi (üzerimde hiç 5 TL yok idi) ve ücretin de 15 TL olduğunu iddia etmeye başladı (üzerinde hiç 50 TL olmadığını söylediği halde, cebinden çıkardığı paralar arasına 50 TL’ler de vardı). Biraz ısrar edince de biraz sinirlenerek 35 TL para üstü verdi. Bir taksicinin bu tür bir şey yapması karşısında gerçekten şaşkınlık içinde kalakaldım, bu şaşkınlık esnasında da hızla uzaklaşan taksinin de plakasını alamadım, çok tedirgin olmuş idim. İçi maviye çalarak ışıklandırılmış takside “Ankara’nın bağları büklüm büklüm yolları” eşliğinde, sakallı ve dağınık halli bir şöförden bu tür bir “şehir eşkiyalığı” beklenmeli midir? Yoksa, biz “taksici kılığında bir sahtekara” mı rastladık?
Hemen aklımıza şu sorular da gelmedi değil. Taksi şöförleri hangi kurallara tabi olarak çalışmaktalar? Her önüne gelen taksicilik yapabilir mi? Hapisten yeni çıkmış ya da sabıkalı bir kişi takcilik yapabilir mi? Yapamaz ise bunun kontrolünü kim yapmaktadır? Doç. Dr. Metin ŞENBIL- Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi

Kandırılmış bir okurunuzum...


NİSAN ayında Türk Telekom’dan yeni bir hat aldım. Hatla beraber limitsiz ADSL internet bağlantısı da edindim. Bana, yeni abone olduğum için indirimli tarifeden yararlanacağımı söylediler. Şimdiye dek, ilk 5 ay boyunca internet bağlantısı için 24.90 TL ücret ödedim. Ekim ayında ise 80 TL. dolayında bir internet faturası geldi. Sebebini sorduğumda, indirimli internet paketinin ilk 5 ayı kapsadığını, bu yüzden Eylül ayının ortalarında kampanya bitiş tarihinden itibaren, Ekim ayı da dahil olmak üzere bu gelen faturamın normal olduğunu söylediler. Ayrıca müşteri hizmetleri ile yaptığım görüşmede öğrendim ki, ben Türk Telekom’la 2 yıllık ADSL sözleşmesi imzalamışım. Bu sözleşmede de en yüksek limiti ödeyecekmişim. Sanırım bu da 59 TL yapıyor. Sözleşme bitene değin tarifemi değiştirme şansım da yokmuş. Eğer ileride ödeyeceğim parayı toptan ödersem ADSL sözleşmesini feshedebilirmişiz. Anlayacağınız kalan 1.5 yıl boyunca her ay 59 TL ödemeye devam edeceğim. Oysa ne sözleşme imzalarken bu yönde bir bilgi verildi, ne de kampanya bitiş sürecinde Türk Telekom tarafından aranıp her hangi birşey söylenmedi. Oysa kurumsallık adına Türk Telekom’un hem sözleşme esnasında hem de kampanya bitiminde bilgi vermesi gerekirdi. Belki tutar çok yüksek değil ama Türkiye’nin en büyük kurumlarından birine, yurttaşları kandırmak yakışıyor mu? Tek kelime ile ayıp! Murat KANTEKİN
Yazarın Tüm Yazıları