Yalçın Bayer

‘Bagaj’ sözü istifayı getirmez mi?

25 Temmuz 2023
İstanbul’da CHP örgütleri ‘tatsız’; şimdi de ‘Tıpış tıpış sandığa giden seçmen oy makinesi değil’ tepkisi doğdu

CHP, yaşanan risk ve gerilimi nasıl aşacak? Ayrıca şu örgüt sorunları ve lafazanlıklar ne zaman bitecek? Tepede bir ‘abi’ olmadığı için aday kavgasının getireceği zararlar aklıselim sahibi partilileri üzüyor. CHP eski Milletvekili Kemal Anadol, Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak “Parti ilkelerine bağlı, temiz bir insan olsa Genel Başkanlığı bırakırım, dediğiniz sözlerinize inanamadım. Yalanlamanızı bekledim, ama siz susmakla yetindiniz. Genel Başkan seçildiğiniz kurultayın başkanıydım. Size hakkımı helal etmiyorum” açıklamasını yaptı. CHP’de işler kızışıyor. Yaşananları tabii yazacağız; ders almaları için...

Zoom ve Belediye Başkanlarının toplantılarından önce, 20 Temmuz’da yapılan İBB Belediye Başkanları ve Meclis üyeleri toplantısına bakmak istiyoruz. Toplantı, Canan Kaftancıoğlu ve Ekrem İmamoğlu’nun imzaları ile Şişli Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde seçim değerlendirmeleri için yapılacaktı. İki önderden çağrı var ama katılım olmuyor nedense. Mazeret olarak ‘programları çatışıyor’ diye gösteriliyor. Sonuçta, 14 belediye başkanından hiçbiri katılmamış; 127 meclis üyesinden katılan üye sayısı da ancak 50’yi bulmuş, yaklaşık 16 meclis üyesi söz alıp konuşmuş. Ağırlıklı olarak Ekrem İmamoğlu eleştirilmiş. Konuşanlar arasında en ağır eleştirileri İmamoğlu’nun eski Başkan Vekilleri Hüseyin Aksu ve Selçuk Sarıyar yapmış. Yine Doğan Tekel, Hasan Gökpınar, Ali Haydar Kahraman, Zoom toplantısının gizli yapılmasını doğru bulmamışlar. En önemli eleştiri de İmamoğlu’nun üstlerine ‘amir’ gibi davranması yönünde olmuş.

Grup Başkan Vekili Tarık Balyalı “Genel Başkan’ı seviyorum ancak değişim şart” demiş. Beylikdüzü Meclisi üyesi ve İmar Komisyonu üyesi Erkan Erdoğan, Canan Kaftancıoğlu’nu eleştirmiş. Beylikdüzü meclis üyeleri dışında İmamoğlu’nu pek destekleyen üye çıkmamış.

Bir meclis üyesine göre, toplantı sonucunda ‘ayrışma’ daha net ortaya çıkmış, CHP içindeki bazı üyeler, İmamoğlu’nun İBB Meclis Grubu’na bundan sonra asla hâkim olamayacağı yorumlarını ilginç bulunmuşlar.

BAGAJ TARTIŞMASI

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun önceki gün “CHP’yi bilen ve bagajı olmayan birini getirin, hemen istifa ederim” biçimindeki sözleri örgütü biraz hareketlendirmiş. Muhalif kesimlerde CHP’li bazı başkanlar ve belediye meclis üyelerinin bu eleştiriler karşısında biraz akıllarının yerine gelmesine dönük olumsuz sözler duyduk. CHP’li bir üyenin “İstanbul İl Merkezi’nden başlayarak örgütlere ve seçilmiş belediyecilere kadar uzanan bir sessizlik ve tembellik var” demesi dikkatimizi çekti.

Ve dedi ki: “Genel Başkan’ın bu sözü çok ağır, bundan siyasi ders almamız lazım gerekir.” Yani ‘istifa’dan söz etmek istedi.

“Siyasette utanma olmaz mı? Adı hırsızlıklara, yolsuzluklara, muameleciliğe karışan o kadar isim var ki, bir tanesi istifa etmez mi? Bunu sadece İstanbul değil, büyükşehirleri ve ilçelerini de katarak söylüyoruz. Ya da birisi

Yazının Devamını Oku

Neler oldu

24 Temmuz 2023
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun çağrısı üzerine, partili belediye başkanları 21 Temmuz’da Genel Merkez’de toplandı.

Toplantıda en çok merak edilen konulardan biri zoom toplantısından sonra İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu karşılaşmasıydı. Toplantıya yerel yönetimlerden sorumlu CHP Genel Başkan yardımcısı Ahmet Akın yönetti. 40’a yakın başkan konuştu. Genellikle bütçelerinin yeterli olmamasından yakındılar. Büyükşehir başkanları ile onlara bağlı ilçe başkanlarının konuşmamaları dikkati çekti. Malum yeni oluşum olursa ona göre konumlanacaklar; açıkça taraf olmak tehlikeli bir anlamda! 

ADAY OLMAYIN, KAYBEDERİZ: Bayramiç Belediye Başkanı Mert Uygun, Kılıçdaroğlu’na dönerek “Ben bu dönem aday değilim. Kendi kız çocuğumu ikna edemiyorum. Siz de aday olmayın, yoksa seçimlerin sonucu hezimet olacak” dedi.

Rize Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, “Ben sol, sosyalist gelenekten gelmekteyim” diyerek Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi.

İMAMOĞLU: SİZ VARSANIZ BEN YOKUM: İmamoğlu öncelikle salona doğru değil Ahmet Akın ve Kılıçdaroğlu’na dönerek konuştu. Elindeki kara kaplı defterden bazı alıntılar yaptı:

“Sizi defalarca aradım, zoom toplantısı gizli değil, bunun gibi 250-300 toplantı yaptım. Zoom toplantısı gizli değil ancak sızdıran kimse hesabını soracağım. Hiç kimse vazgeçilmez değil. Atatürk ve İnönü gitti, siz de gereğini yapmalısınız. Seçim sürecinde çok çalıştım. En büyük bütçe benim. En büyük nüfus bende. Güzelleme yapma zamanı değil. Parti yönetimi yetersiz. Sokakta size tepki büyük. Seçim zor, ben de kaybeden belediye başkanı olmak istemiyorum. Siz varsanız, ben yokum.”

İSTANBUL İMAMOĞLU’NDAN İBARET DEĞİL: Daha sonra Bülent Kerimoğlu kürsüye çıktı: “Değişim tartışması açanlar sadece ‘Koltuğu boşaltın, ben oturacağım’ diyor. Ortada bir ideoloji yok. Genel Başkanlığı istemek herkesin hakkıdır, ancak en çok da düz üyenin hakkıdır. Bayrak asan, oy çuvallarının üzerinde yatanların daha çok hakkıdır. Partinin etinden, sütünden, makamından şöhret bulanların hakkı değildir. Sayın Genel Başkan perşembenin gelişi çarşambadan bellidir, sizin cumhurbaşkanlığını kazanacağınıza inanmayan, kazanacak aday tartışması yapanlara gereğinden fazla taviz verdiniz. İmamoğlu’nun dediği gibi kimse vazgeçilmez değildir. İstanbul, İmamoğlu’ndan ibaret değildir, İstanbul sahipsiz değildir. Ben hiç önseçime girmedim, önseçim olursa İBB adayıyım. Parti üzerinde belediye başkanlarını vesayati var. Bu kabul edilemez, sürdürülemez. Liyakat önemlidir ancak sadakatın olmadığı yerde tek başına liyakatın sonu ihanettir.”

İKİ BAŞKAN ATIŞTI: İmamoğlu, Kerimoğlu’na söz verilmesine tepki gösterdi ve “Kerimoğlu bana iftira attı, yalan söyledi. Bakırköy’de sokağa çıkamayanlara kürsüyü kullandırdınız” dedi. Kerimoğlu da ayağa kalkarak “Nerede ve ne zaman istersen oraya gelirim” diye çıkıştı. İmamoğlu, CHP Genel Merkezi’nden toplantının dökümünü istedi ve dava açacağını söyledi.

Yazının Devamını Oku

Lozan Antlaşması 100 Yaşında

21 Temmuz 2023
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun hukuki belgesi olan Lozan Antlaşması bundan tam 100 yıl önce, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmıştı...

Lozan Heyeti Başkanı ve yeni Türk Devleti’nin Dışişleri Bakanı İsmet Paşa, vatanın kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal’in kendisine gönderdiği altın dolmakalemle, ayakta, biraz eğilerek, önündeki antlaşmaya imza attı. İnönü Vakfı, Lozan Antlaşması’nın imzalanmasının 100. yıldönümünü çeşitli illerde çeşitli etkinliklerle kutluyor.

- Lozan’ın hikâyesi ‘Lozan 1923, Olmak ya da Olmamak’ adıyla belgesel oldu. Kerime Senyücel’in yaptığı belgeselde İsmet İnönü’nün anıları temel alınarak, değişik ülke ve kurum arşivlerinden elde edilen belgelerle Lozan’ı Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Bilsay Kuruç ve Prof. Dr. Seçil Akgün anlatıyor. Belgeselin özgün müziği Derya Köroğlu’na ait.

AYKAL’DAN ‘LOZAN MARŞI’

m Orkestra şefi Gürer Aykal da Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu belgesi olarak kabul edilen Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yılı için bir marş besteledi. Sözlerini Yekta Güngör Özden’in yazdığı marşı Kübra Şenyaylar şefliğinde Koro İstanbul seslendirdi. Eserde piyanoyu ise bir başka besteci Hasan Uçarsu çaldı. Gürer Aykal besteyi, “Lozan büyük bir zaferdir. Müzikte ‘büyük’ün karşılığı majördür. O nedenle Lozan Marşı majör tonda bestelenmiştir” diye anlatıyor. Gürer Aykal, yaptığı besteyi Özden Toker’e Pembe Köşk’te sundu. Marş, Lozan Barışı’nın 100’üncü yıldönümü için ay boyu yapılacak çeşitli etkinliklerde seslendirilecek.

- Cumhuriyet Yayınları, ‘100. Yılında Lozan’ın Önemi’ isimli bir kitap yayınladı. Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Dr. Mehmet Alev Coşkun, Onur Öymen ve Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı’nın yazıları bulunan kitabın önsözünü İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan yazdı.

- Lozan Antlaşması’nın 100. yılı vesilesiyle İnönü Vakfı arşivinde bulunan Lozan ile ilgili tüm belgeler, fotoğraflar, videolar lozanantlasmasi.com adresine yüklenerek halka açıldı.

Etkinlik takvimi şöyle: 24 Temmuz 11.30, İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan’ın Anıtkabir ziyareti, Atatürk ve İnönü mozolelerine çelenk bırakması ile başlıyor. Takvimde Kadıköy, Adalar, Şişli, Heybeli, Muğla, Edirne, Bomontiada’da olacak çeşitli etkinlikler yer alıyor. Bilgi: www.ismetinonu.org.tr; 0312 4281841.

CHP ESKİ MİLLETVEKİLİ ANADOL: ‘ANA HEDEF DEVRİMCİLİKTİR’

Yazının Devamını Oku

Belediye Başkanı Ahmet Aras: Bodrum il olmaya uygun değil

20 Temmuz 2023
Bodrum Belediye Meclisi’nde temmuz ayı Meclis toplantısında konuşan Başkan Ahmet Aras, Bodrum’un il yapılacağı söylentileri ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Bodrum’un yapısı itibarıyla il olmasının uygun olmadığını anlatan Aras, şunları dile getirdi:

“Son zamanlarda konuşulan bir il meselesi var. 100’üncü yıl, 100 il, 1000 ilçe gibi bir yaklaşımla ortaya çıkmıştı. Ancak şu anda somut, resmi bir konu yok ama sürekli gündeme geliyor. Bodrum’un il olup olmaması ile ilgili karar tabii ki Bodrum halkınındır. Böyle bir konuda Bodrum halkına sormak gerekir diye düşünüyoruz. Ama bizim de bu konudaki bazı çekincelerimizi ifade etmek isterim. Sizlerin de fikirleri vardır. Bodrum’un il olması, coğrafi yapısı açısından bize göre çok uygun değil. Çünkü Bodrum bir merkez değil, bir yarımada ve Muğla ilinin en ucunda yer alıyor. Yani interlandında bağlanabileceği başka bir ilçe yok şu anda. Aynı zamanda kültürel, tarihi ve mimari yapısının, ekstra kamu personeli ve kamu binalarına pek uygun olmadığını düşünüyoruz.”

YENİ SORUNLARA YOL AÇAR

Bodrum’daki barınma sorununa da vurgu yapan Başkan Aras, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Zaten şu anda hem kamu personeli, hem turizm sektörü, hem perakende sektörü, tüm işletmelerimiz büyük bir lojman problemi yaşıyor. İşçilerimiz, doktorlarımız, mühendislerimiz, polisimiz, belediye personelimiz, sağlıkçılarımız, hâkim ve savcılarımız da dahil olmak üzere çok büyük bir kira problemi ile karşı karşıyayız. Tekrar kamusal göçün olması çok uygun değil diye düşünüyoruz. Bölge müdürlükleri, valilik binaları, il müdürlüğü binaları gibi şeyleri düşündüğünüz zaman, Bodrum’un halihazırdaki imar durumuyla bu işin yeni tahribata, yeni trafiğe, yeni çevre sorunları ve kamusal sorunlara yol açacağını düşünüyoruz.”

11 BELEDİYE VARKEN

Bodrum’da şu anda yaşanan sorunların Muğla’nın büyükşehir olmasından kaynaklandığını dile getiren Aras, “Burada daha önce 11 belediye varken bu hizmetler yerinden yönetimle daha kaliteli verilebiliyordu. Yerinden yönetim ilkesi her zaman doğru bir felsefedir. Yetki ve sorumluluğun tekrar ilçe belediyelerine bırakılabilmesi bizim için Muğla’da büyük bir önem taşımaktadır. Bunun il yapılarak değil de, büyükşehir belediyesi statüsünden çıkarılarak yapılması çok daha evladır. Biz bunu düşünüyoruz. Bodrum’un il yapılması yeni problemlere yol açacaktır” diye konuştu.

BİZİM YERİMİZE MİLAS OLSUN

Yazının Devamını Oku

İnönü sıkılınca çekildi

19 Temmuz 2023
Erdal İnönü’nün ‘prens’i Güneş Gürseler, Mumcu’nun öldürülmesi, Sivas Katliamı ve İSKİ skandalı dönemlerini anlatıyor.

Yaklaşık 50 yıl avukatlık, bir dönem Tekirdağ milletvekilliği (SHP), üç dönem Tekirdağ Barosu Başkanlığı, dört yıl Başbakan Başdanışmanlığı (Erdal İnönü), iki dönem, toplam sekiz yıl Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreterliği (Özdemir Özok - Metin Feyzioğlu), çevre sorunlarını (özellikle Ergene ve Istranca) Türkiye ve Meclis gündemine taşıma çalışmalarında öncülük... Birçok dernekte ve vakıfta başkanlık, yöneticilik... Bir kitap, birçok broşür, onlarca yazı. Siyasette ve avukatlıkta geçen uzun yıllar. Onlarca stajyer avukata rehberlik, nezaketiyle, aydın kimliğiyle giyim kuşamıyla, tavır ve davranışlarıyla örnek alınan bir kişilik. Siyasetin halk yararına yapılması için verilen mücadele. Erdal İnönü’ye en yakın isim ve avukatlık mesleğinin saygınlığını artırma çabasıyla dolu bir yaşam.

Basının ‘Erdal İnönü’nün prensi’ dediği Güneş Gürseler, ailesi Konyalı olan binbaşı bir babanın ve öğretmen annenin oğlu olarak Selimiye Kışlası’na tayin edildiklerinde Fatih’te doğmuş, daha sonra Tekirdağ 8. Tümen’e tayin olmuşlar, böylelikle Tekirdağlı olmuşlar. Gürseler 1951 doğumlu, evde kitap ve gazete okuyan biri kız, iki erkek üç çocuklu (Ateş, Alev, Güneş). Baba 27 Mayıs 1960’ta yarbay iken emekli ediliyor. ‘Hemşehrimiz’ Gürseler’i hep Cumhuriyetçi ve Atatürkçü olarak tanıdık. İstanbul Hukuk’u bitiriyor, Ecevit ekibinde yer alan Av. Yılmaz Alpaslan’ın Tekirdağ milletvekilliğinde CHP Tekirdağ Gençlik Kolları Başkanlığı ile siyaset sahnesine giriyor. Milletvekilliğinden sonra engellemeler karşısına çıkıyor, Belediye Başkanlığı’nın kapısı bile kendisine açılmıyor. Gürseler, kitabını Av. Ali İhsan Tertemiz’le yaptığı söyleşisinde hazırlamış. Adını da ‘Benden Bu Kadar’ (Luna Yayınları) koymuş. Gürseler, kısa zamanda partili partisiz herkesin ilgisini çekti, takdirini de kazandı. Ankara’da parti içinde etkin bir noktaya geldi. Kitabın özü, İnönü’nün Demirel ile koalisyonu, Özal’ın ölmesi, CHP-SHP’nin birleşmesi tartışmaları, bu konuda kafaların karışması, Ecevit’in ve Baykal’ın görüşleri (ve de tepkileri), İnönü’nün gene de koruduğu sakin tavrı. Yıl 1993’e gelindiğinde üç ay içinde Uğur Mumcu’nun öldürülmesi, Sivas Katliamı (Madımak) ve ünlü İSKİ skandalı. Baykal’la çatışma gerçeği. Bu olaylar İnönü’yü daha da sarstı. Ve İnönü, 7 Haziran’da genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. CHP’liler bu süreçi ve daha sonraki gelişmeleri ayrıntılı şekilde bu kitaptan hatırlayabilir, ayrıca AK Parti’nin nasıl iktidara geldiğinin ipuçlarını da bulabilirsiniz.

GÜNÜN SÖZÜ

“ABD’nin düşmanı olmak tehlikeli olabilir ama ABD’nin dostu olmak ölümcüldür.”  Henry KISSINGER

KESKİN SÖZLER

“Cahilsin, okur, öğrenirsin.

Gerisin, ilerlersin.

Adam yok, yetiştirirsin.

Yazının Devamını Oku

İş işten geçti, Mey üretimi artık Alaşehir’de yapıyor: Tekirdağ markasını geri istiyor

18 Temmuz 2023
Tekirdağ’da çıkan HaberTrak gazetesinde yerel sorunlarla ilgili yazan Timuçin Çınar, “Bu markalar hepimizindir” diye bir yazı kaleme almış, Tekirdağ Rakısı’nın kentlerine getirilmesi için çarpıcı bir yazı yazmış...

Konu ilginç ancak eksik tarafları var. Bu yörenin insanı olarak Tekirdağ Şarap ve Rakı Fabrikası’nın özelleştirilmesine çok üzülmüştük. Bölgede şarap üretilmesine Abdülhamid Han karar vermişti.

Çınar; yabancı ortaklı bir firmanın, markayı aldıktan sonra rakıyı Tekirdağ adıyla Manisa’da (Alaşehir’de) üretmesinin normal olup olmadığını soruyor. Tekirdağ Rakısı markasının, Tekirdağ’ın olması gerekmez mi? Bu konuda STK’lar neden hiç ses çıkarmaz? Neden bu tadı Tekirdağ’dan alan ürüne coğrafi işaret alınmadı?

Bu arada belirtelim, CHP eski Milletvekili Av. Güneş Gürseler, 10 haziran 2019’da yargıya başvurarak Tekirdağ’da MEY-Diageo grubuna karşı markanın kullanımının durdurulması istemiyle dava açmıştı...

Yazar Çınar eğer Google’da arama yapsaydı MEY-Diageo grubunun Tekirdağ Rakısı’nın tarihi ve kültürüne ne kadar sahip çıktığını görürdü. Şirketin Alaşehir’de hayata geçirdiği deneyim merkezi, bir müze görevi görerek geçmişe sahip çıkıyor ve ‘Yenilikhane’ oluşumuyla hem rakıyı günümüz alışkanlıklarına uygun hale getirmek hem de gastronomi kültürümüzde daha sağlam bir yere oturtmak için uzmanlarla birlikte çalışıyor. Bunu sadece Türkiye’de değil, yurtdışındaki mekânlarla işbirliği yaparak ve Yeni Rakı markasıyla desteklediği festival ve diğer kültürel etkinlikleri destekleyerek sağlamaya çalışıyor.

Bu konuda Tekirdağlı işadamlarına, yerel yöneticilere ve milletvekillerine iş düşüyor. Konu sadece bir marka veya coğrafi tescil konusu da değil. Tekirdağ içki kültürü konusunda bayrağı şarap üreticilerine kaptırdı. Tekirdağ rakılık üzüm yetiştiren üreticilerine ne kadar sahip çıkabildi? Tekirdağ rakısını, hatırasını ve tadını hakkıyla yaşatacak neler yapıldı? Adana, Dünya Rakı Festivali’ni tüm zorluklara rağmen her sene daha fazla ziyaretçinin geldiği, sokakların dolup taştığı bir etkinlik haline getirdi. Tekirdağ bu cazibeyi yaratamayıp, üzerine bir de marka tescilini alıp kullanımını yasaklarsa bu değere fayda mı, zarar mı getirir, iyi düşünmek gerekir. Alaşehir’deki müzede, 1931 yılına ait Tekirdağ Rakı Fabrikası’nın ilk ustabaşılarından olan Ertuğrul Mahallesi doğumlu Macit Altınbaş’ın fabrika giriş kartı Tekirdağlıların yüreğini daha da sızlatır! Tesisi alan sermaye, koca arsada bakalım konut mu yapacak?

Tekirdağ Rakı ve Şarap Fabrikası’nda 35 yıl çalışan, 17 yılını da müdür olarak sürdüren TBB Başkanı Kadir Albayrak bu konuya acaba ne diyor?

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Zekâ ve kabiliyetin cinsiyeti tabii ki olamaz

14 Temmuz 2023
Eğitim-İş Kültür Yayınları arasında çıkan Maarif Teşkilatı Hakkında bir Lahiya (1926) başlıklı bir kitapta Sadrettin Celal’in (Antel) bir raporu elimize geçti.

1925-26’da kaleme alınan raporda “Kızların ve erkeklerin müşterek tahsil ve terbiyeleri meselesini Bakanlığın dikkate alması ve öğretmenlere bilgi olarak sunması gerekir” deniliyor.

Bakın Sadrettin Celal Bey ne yazıyor:

Müşterek tahsil ve terbiyeden anlaşılması lazım olan mana şudur: Kız ve erkek çocukları aynı mektepte, aynı sınıfta birleştirmek ve onlara aynı terbiyeyi ve tahsili vermek. Bir halk cumhuriyeti devleti için bu bir içtimai zarurettir. Filhakika (gerçekten de) biri erkeklere, diğeri kadınlara mahsus iki adalet, iki hakikat, iki ilim olmadığı gibi, tabiatıyla iki terbiye sistemi de olamaz. Mektep madem ki ailenin devamı ve hayata hazırlıktır, binaenaleyh (dolayısıyla) çocuk, ne ailenin ne de cemiyetin timsali (simgesi) olmayan suni bir muhitte yaşatılamaz. Onlara erkek çocuklarla beraber aynı tahsili vermek mecburiyetindeyiz. Ancak ev kadınlığı ve annelik mesleklerini öğrenecek münhasıran (sadece) kızlara mahsus ev kadın mekteplerine muarızız (karşıyız). Çünkü halk cumhuriyeti, sadece ev kadını olmak üzere mukadderatını evvelden taayyün etmiş (belirlemiş) bir kadın zümresini kabul edemez.”

İMAMOĞLU SERTLEŞİYORCHP’de değişim tartışmaları devam ediyor. Seçimlerin hemen ardından değişiklik talebini dillendiren Ekrem İmamoğlu’nun, İBB Meclisi öncesi gerçekleşen CHP grup toplantısında çok sert açıklamalarda bulunduğu öğrenildi. Toplantıda konuşan İmamoğlu, zaman zaman katılımcılar ile gergin anlar yaşadı. Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik fazla eleştiride bulunmayan İmamoğlu, İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun kendisi için ‘yok hükmünde’ olduğunu söyledi.

Damga Gazetesi’nde Mehmet Mert, bazı il yöneticileri tarafından alınan kararların, il yöneticilerinin tamamı ile paylaşılmadığını dile getirdi. “Ayrıca parti üyesi bir kişinin ‘Kaftancıoğlu’nun aldığı kararlar yasal değildir’ diye şikâyette bulunması durumunda, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanabileceği belirtildi” diye yazdı.

BİR OSMANLI EĞİTİMCİSİYAZAR Dr. Niyazi Altunya, Sadrettin Celal Antel’i anlatıyor: “2. Meşrutiyet döneminden Cumhuriyet’e geçen Antel, (1890 - 12 Şubat 1954) ülkemizin yetiştirdiği ilk kuşak eğitim düşünürlerinden biridir. 1909’da Fransa’ya öğretim için gönderilmiş, orada Orta Öğretmen Okulu ve Sorbon Üniversitesi’nde öğrenim görmüştür. 1913’te Adana Erkek Öğretmen Okulu Müdürlüğü ile başlayan meslek yaşamının çoğu öğretmen yetiştiren kurumlarda geçmiştir. Osmanlı ve Cumhuriyet eğitim sistemlerini yapı ve işleyişi ile iyi bilen Antel, Fransızca ve İngilizce biliyordu...

TRAKYA’NIN EN BÜYÜK OTOBÜS TERMİNALİTEKİRDAĞ

Yazının Devamını Oku

Memurun zam pazarlığı başlıyor

13 Temmuz 2023
TEMMUZ zammında umduğunu bulamayan memur ile memur emeklisi gözünü ağustosta başlayacak 7. dönem toplu sözleşme görüşmelerine dikti.

Yetkili konfederasyon Memur-Sen’in başkanlığında 11 hizmet kolunda en çok üyeye sahip sendika temsilcileriyle Kamu İşveren Heyeti, 7 milyona yakın memur ile memur emekli maaşına 2024-2025 yıllarında yapılacak zam ve sosyal haklarındaki iyileştirmeleri ele almak için 1 Ağustos Salı günü masaya oturacak. Türkiye Kamu-Sen ile KESK temsilcileri de görüşmelerde yer alacak.

Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen, KESK, BASK, Birleşik Kamu İş, HAK-SEN ile diğer konfederasyonlar, zam ve özlük haklara ilişkin talepleri içeren dosyayı Kamu İşveren Heyeti’ne iletilmek üzere önümüzdeki günlerde Devlet Personel Başkanlığı’na sunacak.

Konfederasyonların, en düşük memur maaşının satın alma gücünü yukarıya taşımak için halen 34 bin lira olan yoksulluk sınırı düzeyine çıkarılmasını ve göreceli refah payı eklenmesini isteyecekleri belli. Ayrıca memur maaşını kuşa çeviren gelir vergisi düzenlemesinde çalışanlar lehine değişiklik yapılması, fahiş fiyatlara ulaşan konut ederlerini hafifletmek amacıyla belli tutarda kira yardımı ödenmesi, eskiyen kamu personel rejiminin günün koşullarına göre uyarlanması, kamu işçileri lehine oluşan ücret dengesizliğinin giderilmesi, tüm memurun sendika ücretinden yararlanabilmesi için hizmet kolunda aranan yüzde 2 üye barajının kaldırılmasını masaya getirmeleri bekleniyor.

MEMUR-SEN YÜZDE 2 BARAJINDA ISRARLI

Sosyal haklarda da önemli talepleri var sendikaların, görev ve sorumluluk yetkili konfederasyon Memur-Sen’e düşüyor. Zira memur ve emekli kadar milyonlarca aile bireyleri için de önemli atacağı imza. Toplu sözleşme sürecinin ağustos sonuna dek sonuçlanması gerekiyor. Sözleşme dar gelirlinin iki yıllık zammını ilgilendirecek.

2.8 milyon memurdan 2.1’i sendika üyesi. Her 4 memurdan 3’ü sendikalı. Memur-Sen’in 1 milyondan biraz fazla, Türkiye Kamu-Sen’in 552 bin, KESK’in ise 163.656 üyesi var.

AMERİKA’NIN TARİHİ BİNASI KORUNMALIDIR

HUKUKSUZLUĞUN SİMGESİ OLARAK AOÇ’DE BÜYÜKELÇİLİK İNŞA EDİLMİŞTİ

Yazının Devamını Oku