Paylaş
Covid salgını döneminde iki yıl ara verilen, Olcay Akdeniz’in deyimi ile mayası dostluk ve samimiyetle karılan bu sempozyum imece ruhu ile yapılıyor. Öyle ki katılımcılar kendi ülkelerinden, kendi üniversitelerinin olduğu kentlerden ve arkeolojik kazılarını sürdürdükleri kazı alanlarından yol giderlerini kendileri karşılayarak katılıyorlar.
Karia, Karialılar ve Mylasa Sempozyumlarına bu yıla kadar 15 ülkeden, dünyanın en kalburüstü üniversitelerinden çok üst düzey arkeoloji bilgeleri katılmıştı. Bu yılki sempozyuma ise Türkiye’nin yanı sıra 7 ülkeden katılım oldu.
Her yıl Karia arkeolojisine emek vermiş olan yurtiçinden ve Türkiye dışından birer arkeoloğun onuruna düzenlenen sempozyum bu yıl ABD’nin Kalifornia Üniversitesi’nden Ordinaryüs Prof. Fikret Yegül ile İngiltere’nin Oxford Üniversitesinden R.R.R. Smith’in onurunaydı.
Milas’ta, Milashan Otel’de düzenlenen sempozyumda birbirinden ilginç 28 bildiri sunuldu ve 200 dolayında kişi ilgiyle izledi.
Sempozyuma bu yıl yurtdışından çeşitli mazeretlerle gelemeyen katılımcılar ise mesajlar göndererek kutlamada bulundular, gelemedikleri için üzüntülerini bildirdiler ve meslektaşlarına selamlarını ilettiler.
Sempozyumu değerlendiren Türkiye dışından gelmiş konuk katılımcılar ‘tek kelime ile fantastik’ diye yorumluyorlar. Yerli katılımcıların değerlendirmesi ise ‘muhteşem’ sözcüğü ile özetleniyor. Türkiye içinden ve yurtdışından gelmiş katılımcıların sempozyum için bir diğer yargısı ise 14 yıldır hiç değişmiyor. Hepsi de sanki söz birliği etmişçesine aynı cümleyi kuruyorlar ve “Bu yılki sempozyum, geçen yıldan da muhteşemdi” diyorlar.
Her yıl bazı kurumların ve kişilerin gönüllü maddi desteği ile yapılan sempozyumu, Türkiye’nin içinde bulunduğu bu yılki ekonomik koşullarda düzenlemek adeta deli cesaretinin de ötesinde bir çılgın cesareti gerektiriyordu. Bu yıl çılgınlık yapıldı ve çok zorlanılsa da başarıldı. Darısı gelecek yıllardaki sempozyumların başına...
YAŞLILIK NEDİR?
UNESCO, yaşlılık tanımını belirlemiş.
“Bir insan konfor alanının dışına çıkamıyorsa; yeni şeyler öğrenmiyor, şaşırmıyor ve çoğu şeyi bildiğini düşünüyorsa; merak etmiyor, keşfetmiyorsa; geçmişte, anılarında yaşıyor ve sürekli eskiyi tekrar ediyorsa yaşlıdır.”
TEKRAR DEVLETE DÖNMEK İSTİYOR
ÇEŞİTLİ nedenlerle kamu hastanelerinden üç kez ayrılmak zorunda kalan değişik branşlardaki doktorlara tekrar devlete dönme hakkı verilmesi isteniyor. Bunlar görevlerinden bir şekilde ayrılmış sonra da “Olmadı, dönmek istiyorum” diyenler. “Tekrar devlete dönme hakkını kazanmak istiyoruz” talebinde bulunuyorlar. Sağlık Bakanlığı sitesinde, sağlık sorunlarına zamanında uygun ve etkili çözümleri yüksek hizmet kalitesiyle sunmak gibi iddialı mesajlar veriliyor. Bu sözlere katılmakla birlikte bunu nasıl olacağını mercek altına almak gerek. Resmi kayıtlara göre, Türkiye’de 118 tıp fakültesi faaliyet gösteriyor ve bu fakültelerden her yıl 15 bin doktor mezun oluyor. Türkiye’de 165 bin doktor görev yapmasına karşın 80 bin doktora daha ihtiyaç duyuluyor. Bu konuda bilgi veren bir uzmana göre, kamudan iki kez ayrılan doktorlara dönüş hakkı tanınırken, üç kez istifa edip tekrar devlete dönmek isteyen doktorlara bu hak tanınmıyor. 3. kez dönüş yapanlara hiç değilse bir defalığına bu yasağın kaldırılmasını istiyorlar. Bunun doktor açığına bir çare olabileceğini söylüyorlar.
“İSTANBUL’DA 39 İLÇEDEN 22’SİNİ ALIRIZ”
TEKİN: GÖREVDEN KAÇMAM
DÜN Gürsel Tekin’le kısa bir görüşme yaptım. İl Başkanlığı adaylığında ibre size doğru mu gidiyor, dedik. Hemen “Ben aday değilim” dedi, ancak şunları da ekledi:
“Görev verilirse hiçbir görevden de kaçmam.”
“Herkesin kendine göre bir il başkanı aradığını” belirten Tekin, biraz zorlama ile de olsa şöyle konuştu: “Partimin göreviyle il başkanı olursam, amacım partimi birinci parti yapmak ve 39 ilçeden en az 22’sini almak olacaktır. Ve esas kavga imar çetesi lobisiyle kavga etmektir. Kavga etmeyecek aday olmasın, derim.”
BODRUM’A YENİ HASTANE
GAZETECİ Olay Tan bir not göndermiş: ‘Bodrum’un nihayet hastane gibi bir hastaneye kavuştuğunu, yeni Devlet Hastanesi’nin en son teknoloji ile hizmet vermeye başladığını’ duyurdu. Başhekimliğini Op. Dr. Oğuz Şahin’in yaptığı Devlet Hastanesi, 150 yatak kapasiteli, 56 polikliniği, 7 ameliyathane ve 22 yoğun bakım ünitesi ile donanımlı... “Bazı bölümlerde doktor sayısı yeterli değil, hastane randevuları Sağlık Bakanlığı’ndan veriliyor. Bugüne de şükür diyoruz.”
CHP’DE HER ŞEY SIKINTILI
CHP İstanbul İl Başkanlığı seçiminde aday kim olacak kavgası; ilçe başkanları ile belediye başkanlarını birbirine düşürdü. İmamoğlu ise hepsinin üstünde konumlanmaya çalışıyor. Malum en büyük bütçeye İBB Başkanı sahip. Kılıçdaroğlu’nun adaylık teklif ettiği Prof. Dr. Mehmet Karlı gibi birçok değerli akademisyen muhtemelen CHP içindeki kargaşadan bıkmış olacaklar ki ne üye oluyorlar, ne de adaylık tekliflerini kabul ediyorlar. Bazı CHP üyelerinin serzenişlerine göre, İBB’nin başının ilçe-il kongrelerine müdahalesinden sürekli rahatsızlık duydukları gün gibi ortada. Bir başkanın “Biz ne kümelenmek ne de dizayn edilmek istemiyoruz” demesi dikkat çekici.
Adaylara gelirsek Battal İlgezdi ve Ali Kılıç; Cemal Canpolat’ı, Bülent Kerimoğlu bazı belediye başkanları ile birlikte M. Ali Yüksel’i, Kılıçdaroğlu’na empoze etmeye çalışıyorlar. İmamoğlu’nun adayı ise Özgür Çelik. Ancak kulağımıza Kılıçdaroğlu’nun bu tür dayatmalardan bıktığı, Canan Kaftancıoğlu gibi direnç gösteren bir il başkanı istemediği geliyor.
BİLİYOR MUSUNUZ?
‘EDİLGEN BÜROKRAT’
* Eski CHP Konya milletvekili Atilla Kart’ın, gazeteci Nevşin Mengü’nün programında, YSK’nın 2017’deki Anayasa değişikliği referandumunda mühürsüz oyları geçerli sayması kararını CHP adına AİHM’ye götürmesinin engellendiğini açıklayarak, olayın gündeme gelmesinden sonra “Genel Başkan edilgen bir bürokrat, ne yazık ki hâlâ bu kafayı sürdürüyor” dediğini...
* Halk Ozanlığı Geleneğini Yaşatanların, Şahkulu Sultan Dergâhı’nda (Kadıköy, Merdivenköy) hafta sonu iki gün boyunca halk ozanlarını (Metin Turan, Sabri Koz, Prof. Dr. Muharrem Kaya, Süleyman Zaman, Dr. Doğan Kaya) ağırlayacaklarını...
Paylaş