Ziyaretçilere beş dakika ile sınırlı randevu kısıtlamasını sürdürüyor. Kılıçdaroğlu konu açılırsa “Özgür Özel’e sahip çıkın” diyor. Ancak Ekrem İmamoğlu için benzer bir şey söylemiyor.
İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nu İstanbul’daki tanıtım lansmanına gelmesi için cep telefonundan aradı. Ancak Kılıçdaroğlu aramalara dönmediği gibi İstanbul’daki lansmana da gitmedi.
Kılıçdaroğlu, “Özgür Özel’e marj tanınmalı” derken, genel başkanlıkta ‘başarılı’ olacağını düşünüyor; günü ve zamanı geldiğinde, seçim süreci geçtiğinde masaya ‘yumruğunu vuracak’ dediği de çevresinde konuşuluyor. Ve onlara diyor ki:
“Özel’in babası ve annesi emekli öğretmendir. Göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Eğitim hayatı yatılı yurtlarda geçmiş. Eczacı. Rezidans merakı yok. Hatta Ankara’da evi bulunmuyor, misafirhanede kalıyor. Kızı İstanbul’da okuyor, eşi Manisa’da eczanenin başında duruyor. Partideki makamların hepsine mücadele ederek geldi.”
Kılıçdaroğlu’nun, Özgür Özel’in dürüstlüğüne inancı tam ve kendisinden yerel seçimlerle ilgili en ufak bir talebi olmamış. Tam bir K.K. tavrı değil mi?
GÜNÜN SÖZÜ
Ancak Ankara’da bugün 16.00’da yapılacak toplantı ile ilgili gündemde ‘31 Mart tarihinde yapılacak yerel yönetimler seçimi ile bazı seçim çevrelerinde aday belirleme yöntemine dair değerlendirmeler’ ifadesi yer alıyor. Ancak bu ifade, 14 Ocak’ta Tandoğan Mitingi öncesi aday açıklamalarının ertelendiği anlamına gelmiyor mu? Ancak Genel Bakan Özgür Özel’in bu gündeme rağmen bazı isimleri gündeme getirip PM’de adaylıklarını onaylatabileceğini yorumları da kafa karıştırıyor.
Bir de şöyle bir durum var: YSK takvimine göre, “10 Ocak 2024 Çarşamba günü siyasi partilerin mahalli idareler genel seçimleri için hangi seçim çevrelerinde hangi usul ve esaslarla aday tespiti yapacakları bildirmelerinin son günü; saat 17.00.”
Sıkıntılı yerlerde demek ki, bildirim yapabilmek için bir saat var!
Bakalım, sıkıntılı yerlerde Tekirdağ, Çorlu, Lüleburgaz, Edirne, Muğla, İstanbul, İzmir ve Ankara’nın ilçelerinde değişlik olacak mı?
Parti üyesine güvenmeyen genel merkez olur mu?
AK PARTİ VE CHP’DE BAŞKAN VE ADAYLAR BİR ARADA
- AK Parti İBB adayı Murat Kurum ismi açıklandıktan sonra, ilçe belediye başkan aday isimleri belli olmaya başladı. AK Parti çevrelerinden verilen bilgiye göre, bazı isimler şöyle:
Ataşehir’de eğitimci
Buna göre 14 milyona yakın SSK ve Bağ-Kur emekli aylığına refah payı hariç 1 Ocak’tan geçerli yüzde 37.57 oranında artış yansıtılacak. 6.5 milyona yakın memur ve memur emeklisinin maaşına ise yüzde 15 toplu sözleşme zammı ve geriye dönük 6 aylık enflasyon farkı ile birlikte yüzde 49.25 oranında zam yapılacak.
En alt gelir grubuna sahip ve en düşük aylıkla bir ay ayakta durmaya çalışan işçi, esnaf, çiftçi emeklisi, dul ve yetimi yüzde 37.57 zam karşısında büyük hayal kırıklığına uğradı. Zira hayat pahalılığı altında ezilen bu kitle en az memur emeklisi kadar yüzde 50 artış bekliyor. Birine yüzde 50’ye yakın artış verilirken, diğerini bu oranın altında zamma layık görmek eşitsizlik ve hoşnutsuzluğu artıracağı gibi sosyal adalet ilkesine de aykırı.
Adil olmayan karma aylık bağlama sisteminden ötürü 7.500 lira emekli aylığı ile hisseleri oranında bu tutarın çok altında para alan dul ve yetim için yüzde 37.57 artışın hiçbir anlamı olmaz.
Milyonlarca dar gelirlinin hayat pahalılığı karşısında soluklanabilmesi için geçen temmuz ayında memura verilen 8.077 TL’lik seyyanen artışın emekli, dul ve yetimin taban aylığına yansıtılarak üzerine en az yüzde 50 zam yapılması gerekiyor. Anlaşılmaz tutumla memura 8 bin 77 TL seyyanen zam ödenirken, en büyük çileyi çeken emekli bu paradan yoksun bırakılmıştı. SSK ve Bağ-Kur emeklisinin hak kaybına uğramaması için aylıklarına yapılacak zam, memur emeklisinde olduğu toplu sözleşme ile saptanmalı, bunun için de emekliye sendikalaşma hakkı tanınmalı.
Beklentiler ayrım yapılmaksızın emekli aylıklarının asgari yüzde 50 oranında artırılması yönünde. Siyaset kulislerinde yerel seçimi dikkate alarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın SSK ve Bağ-Kur emeklisi, dul ve yetimine yüzde 37.57 artış yerine refah payı ile yüzde 50 zam vereceği yüksek sesle dillendiriliyor.
Gariban emekli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelecek olası zam duyurusuna kilitlendi. Eğer beklediği haber gelmezse yine hüsranları oynayacak, yine yoksullaşacak, yine hayat pahalılığı ile boğuşacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan temmuzda emekli aylıklarına yapılan yüzde 25 zam tepkilerine karşılık görüştüğü MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye “Yılbaşında emekli aylıklarının iyileştirileceği, enflasyona ezdirilmeyeceğini” iletmişti. Sıra bu sözün karşılanmasında. Şükrü KARAMAN
MUĞLA’DA OSMAN GÜRÜN SESLERİ
D
CHP’de yerel seçimlerle ilgili çok şey yazıyoruz, biz de şaşıyoruz, bu kadar ‘malzemeli’ bir parti olur mu diye. Bize en çok CHP’lilerin kızdığını biliyoruz. Ama ahlaklı, düzgün ve ilkeli bir gazetecilik anlayışı içinde bunları gündeme getirmek zorundayız, belki vazgeçerler diye. Fakat öyle bir şey görmüyoruz, sizin değişim dediğiniz şey bu tablo mudur? Genel Başkan Kılıçdaroğlu niye gitti, onun çok sevdiği Özgür Özel getirildi o zaman. Şikâyet edilen konuları sizler yapıyorsunuz şimdi!
Bu seçimde aday belirlemede bir eleme yapılamıyor, herkes gene ahbap-çavuş ilişkileri içinde, bu particilik midir? İsimleri sıralamak istemiyoruz.
Önseçim sözü niye yerine getirilmiyor?
FATURA AĞIR OLUR
Göstermelik ‘eleme’ oyunlarına niye başvuruluyor? CHP’ye ‘tek seçicilik’ yakışmıyor. Bunun faturasının ağır olacağını bilinmiyor mu? Hem ayıp hem yazık. Partililer ve delegeler, köşemize sorunlarını yağdırıyor; “CHP’ye bunlar yakışmıyor” diye özetlenecek şikâyetlerde bulunuyorlar.
Muğla ve Tekirdağ başta olmak üzere birçok büyükşehir ve illerde, hatta ilçelerde şaibeli kişilere ‘ölçme-tarama-seçme’ görevi veriliyor. Başvuru sayısının çokluğuna karşılık üç kişi seçiliyor, onlar ‘ankete’ sokuluyor. Böyle bir yöntemle sağlıklı bir seçim olmuyor. Genel Merkez’den istenen ‘ayarlı’ kişiler ‘taramaya’ sokuluyor. ‘Muameleci’ diye adları çıkan isimleri biz teşhir edersek utanılmaz mı?
CHP Parti Meclisi dün İstanbul’da toplanıp 250’ye yakın aday ismi açıklayacaktı.
Yapılamadı, çünkü İstanbul’daki bazı ilçelerdeki isimler yüzünden kavgalar çıktı; sosyal medyaya bir bakın neler yazıldı? Genel Merkez kaynıyor. İtiraz eden edene, torpil için ayar yapmak isteyenler, sahte anketler çıkaranların kimse kulağını çekemiyor mu?
Muğla’da belediye başkanlığına heveslenen eski milletvekillerinden beş CHP’li Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday adayı olurken, AK Parti’den de iki eski milletvekili aday adaylığını koydu. Milas’a CHP’den üç, AK Parti’den de bir eski milletvekili adaylığa başvurdu.
Büyükşehire aday adayı olan eski milletvekilleri şöyle:
◊ CHP’den Prof. Dr. Nurettin Demir (24, 25 ve 26. Dönem), Akın Üstündağ (26. Dönem), Mürsel Alban (27. Dönem), Süleyman Girgin (27. Dönem), Burak Erbay (27. Dönem).
◊ AK Parti’den Yelda Erol Gökcan (27. Dönem), Hasan Kökten 5.5 aylık (7 Haziran 2015, 25. Dönem).
MİLAS ADAYLARI
CHP’den Milas adayları: Fahrettin Üstün (22. Dönem), Fevzi Topuz (23. Dönem milletvekili; 1989-1994 ve 1999-2004, 2004-2007 Milas Belediye Başkanlığı), Suat Özcan (27. Dönem).
AK Parti Milas adayı Mehmet Yavuz Demir (27. Dönem).
‘HEP BİZ SEÇİLELİM’
Muğla bir dünya şehri. Bodrum’u, Marmaris’i, Fethiye’si, Göcek ve Milas’ı ile bir dünya şehri. Coğrafyası ve kıyıları ile öyle. Her bölgesi bir marka. Bu ölçeği, doğayı, markalarını ve iklimini, yatırımlarını anlayacak, bu beklentilere cevap verecek çok nitelikli bir büyükşehir başkanı gerekiyor bölgeye.
Bu sıkıntılı süreçte aday çokluğu dikkat çekiyor. Örneğin Bodrum’da 25, Muğla’da 10, Milas’ta 8 aday var.
Bize ‘fısıldanan’ isim Bahattin Yücel... Yerellik ilgisi, uluslararası ilişkiler, sektör içinden gelmiş olması, siyasi geçmişinde gösterdiği performansla, örneğin casinolara karşı takındığı tutumla ‘ilk akla gelmesi gereken kişi bu’ dedik biz.
Kendisine CHP’den bir heyetin giderek teklifte bulunacağı konuşuluyor.
Kendisi de hiç beklentisi olmaksızın, Antalya, İstanbul, Marmaris, Bodrum gibi turizmin öne çıkan bölgelerinde panellere katılarak belediye başkanlarına ‘fahri danışmanlık’ yaparak duyduğu sorumluluğu yerine getirmeye çalıştı.
Fakat bu isim belediye başkanı olarak akla gelmedi.
Bahattin Yücel’i kolundan tutun ve konuşun...
HANİ NAMUS SÖZÜ; ÖNSEÇİM
Milyonlarca memur ve emeklinin maaşı ile aylığına yeni yılın ilk 6 ayı için yapılacak zam TÜİK’in yarın açıklayacağı TÜFE oranı ile netleşecek.
2023’de ekonomide yaşanan olumsuzluk, hayat pahalılığı, ateşi düşürülemeyen yüksek enflasyondan ötürü hayli yoksullaşan, satın alma gücü süratle dibe vuran sabit ve dar gelirli yeni yıla sevinçle girebilmek için göreceli zam bekliyor. Temmuz-Kasım sürecinde TÜİK’in TÜFE oranı yüzde 33.65 oranında gerçekleşti. Yarın açıklanacak veri ile son 6 aylık enflasyon belli olacak.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açıklamaları 14 milyona yakın SSK ve Bağ-Kur emeklisini üzerken, 2.5 milyon dolayındaki memur emeklisini bir ölçüde sevindirdi. Yılmaz, memur ve memur emeklisine enflasyon farkı ve yüzde 15 oranındaki toplu sözleşme zammı ile yüzde 50 zam verileceğini belirtirken, işçi, esnaf ve çiftçi emekli aylığında salt 6 aylık enflasyon oranında artış yapılacağını açıkladı.
Buna göre maaşı yüksek kitleye yüzde 50, 7.500 lira ve üzerinde aylığa talim eden gariban SSK ve Bağ-Kur emeklisine ise yüzde 40’a yakın artış yansıtılacak. Yılmaz’ın açıklaması korunaksız emekli, dul ve yetimi oldukça üzdü.
Eğer maaş ve aylık artışı böyle olursa fark daha açılacak, eşitsizlik derinleşecek. Yüksek zammı fazlasıyla hak eden, toplumun en alt gelirine sahip SSK ve Bağ-Kur emeklisi eşit ve adil zam için 6 aylık enflasyon farkının yanında mutlaka refah payı ödenmesini talep ediyor.
Cevdet Yılmaz, işçi, esnaf ve çiftçi emeklisine temmuzda göreceli zam verileceğini ve aylıkların iyileştirileceğini açıklasa da hayat pahalılığı altında en çok ezilen 14 milyona yakın kitlenin temmuza dek bekleyecek gücü yok. Yeni yılla birlikte iğneden ipliğe her şeye zam yağmuru başladığı dikkate alınırsa emekliye refah payı kaçınılmaz hale geliyor. Yeni yılın ilk zammı Ankara ve birçok ilde ekmek fiyatında 1 TL artış oldu. Siyasi irade emeklinin refah payı istemini dikkate almalı.
Emekli yeni yılda aylıkları yüzde 35’e düşürülen karma sistemden vazgeçilerek 2000 yılı öncesi gibi aylık bağlamada katsayı ve gösterge sistemine dönülmesini, büyümeden pay verilmesini, 2000 yılı sonrası emekli olan SSK ve Bağ-Kur emeklilerini kapsayacak intibak yasasının çıkarılmasını, sağlık hizmetinden alınan katkı payının sonlandırılmasını, vergi iadesi yerine aylığın yüzde 4-5’i kadar verilen ek ödemenin yüzde 8-10’a yükseltilmesini bekliyor.
Şükrü KARAMAN
Erhan İşözen’i, CHP Milletvekili Tekin Bingöl’ün kardeşiyle iş arkadaşı diye yazdık. Her iki isimden de özür dileriz, olay doğru değil. Konunun mahiyeti saygın bir mimar olan İşözen, ‘Bir Semtin Arayüzü’ başta olmak üzere Ortaköy’ü yazan, bunun dışında 20’ye yakın kitap yazan, Beşiktaş’ın kirletilmesine isyan eden bir akademisyen, sanatçı, yazar-çizer... “Beşiktaş’a aday olmak gerçekten onurlu bir görev. Ancak bunun hak etme kriterleri ağır olmalı. Genel Başkan’ın istediği liyakate uygun, bilgili, kültürlü olmalı” dedi.
“Hayalini kurduğumuz kent değerlerini korumaya, hayalini kurduğumuz kalkınmayı kent mekanlarına, kamusal alanlara getirmeye, her gün yanımızda olan depreme, çözüm bulmaya çalıştık. Projeler çizdik Beşiktaş’ın emekli mahallelerine, kentin kalbi çarşıya, tarihi Ortaköy’e. Dereboyu’ndaki sokaklara, Arnavutköy’e, Boğaziçi köylerine... Başaramadık!
Kendimi çok sorumlu hissediyorum, olmadı! Bizim kuşak maalesef değişimin gücünü yanlış anladı. Dinamonun gücünü ateşleyecek bir değer çıkaramadı, olmadı. Kiminle konuşsam, gazeteciler, esnaf, akademisyenler, halktan insanlar, hocam bu semtte ne çok eser verdin yazdın, çizdin, fazla yorma kendini dedi. Bu semtin başkanı çoktan belli bilmiyor musun? Önce onu getirenleri terk etti, sonra yanında delegeleriyle karşı tarafa geçti. Yorma kendini, başkan belli, gelirsen yanımıza, yeniden adaylığın garanti denildi, bilmiyor musun? Acıyan gözlerle bakıldığını görür gibi oldum bize de boşu boşuna, yazıp çizmek konuşmak düşmüş yazık olmuş. En son haberi olanmışız.”
- Peki başkan nasıl olmalı?
“Kimin ne yaptığını, hangi projenin iyi, hangisinin balon, hangisinin çalıştığını kestirebilmeli, kimine dur, kimine devam diyebilmeli. Şehirciliği, planlamayı, ekonomiyi, gelecek bilimini iyi bilmeli. Uzayıp gider bu böyle. Bir sürü insan aday olarak çıkıyor şu günlerde, ben bu listeyi uzattıkça uzatırım ama kimse kusura bakmasın. Beşiktaş’a belediye başkanı olmak o kadar kolay değil. İstanbul’un kalbi Beşiktaş elden gidiyor. Bunun farkında olmalı. Neleri yapıp neleri yapamayacağını bilmeli. Kaynaklarını, parasını nereye harcadığını, elemanlarının nasıl çalıştığını iyi bilmeli. Açıkçası herkesin gönlünde böyle bir başkan yatıyor. Ben öyleyim diyen biri varsa buraya yazıp kendini tanıtabilir. Sözüm söz sonuna kadar yanında olacağım, onun için hangi ilçede olursa olsun. Saygılar.”
BODRUM’UN SUSUZLUĞUNA ÇARE OLACAK MI?
MUĞLA SU İNİSİYATİFİ KURULDU
Muğla