Çok sayıda ev ve işyerine operasyonlar düzenleniyor. Binlerce disket ve belge savcılıklara teslim ediliyor.
Kemal ve
Hakan Uzan'ın da aralarında olduğu, polisin aradığı 13 kişi günlerdir bulunamıyor.
Bu aile gizli bir istihbarat servisi gibi çalışıyor. Polisin ele geçirdiği casus kameralar kim ve kimler için kullanılıyordu acaba?
Kendilerinin belirlediği savcılıklara ifade vermek istediklerine göre yargı da zan altında kalmış olmuyor mu?
Şunu hatırlatmakta fayda var:
Önceki yılbaşında
İstanbul Adliye Binası'na gelen hediye paketleri nasıl unutulur. Bu takım elbise, gömlek ve kravatlardan oluşan hediye paketlerini
Adliye'de görevli gazeteciler tesadüfen fark edip görüntülemeseydi; hangi hákim ve savcılar bunları kabul etmiş olacaklardı?
O zaman adını vermek istemeyen bir yargı mensubu bizi aramış,
‘‘Ben bunları kabul etmedim, odanın dışına attırdım. Ancak ne yazık ki bazı meslektaşlarımız bunları evlerine götürme cesaretini gösterdi. Şimdi bu konuda haberler çıkarsa ben buna tepki gösterip, her zaman bunları reddettiğimi kime söyleyeceğim Bayer... Hiç olmazsa sizin bilmenizi istiyorum’’ demişti.
Ne kadar hazindir;
Uzanlar'ın eli hep yargının içinde oldu. Bunu da açıktan yüksek paralar verdikleri bazı avukatlar aracılığıyla yaptırdılar. Ama onurlu hákim ve savcıların odalarının kapılarını çalan bu avukatları nasıl terslediklerini de biliyoruz.
İstanbul Adliyesi'nden arayan bir okurumuz, bu konular üzerinde sohbet ederken,
‘‘Bu hükümetten Uzanlar'ın adliyelerdeki ‘Avukat Çete'sinin ortaya çıkartılmasını istiyoruz’’ dedi.
BAROLAR VE AVUKATLAR
Özellikle
İstanbul, Ankara ve
Adana baroları,
Uzanlar’ın kirli işlerini takip eden, bürokrasiyi rüşvete boğmak isteyen, adam satın alan avukatların kim olduğunu araştırmaz mı? Hiç olmazsa bu konuda şikáyetlere bağlı yapılmış soruşturmalar var mıdır? Bu vesileyle bu konunun sorgulanması gerekmiyor mu?
Milliyet'ten
Güngör Uras açıkça yazıyor:
‘‘Soygunun ötesinde sahtecilik var.’’
Siyasetçileri biliyoruz;
Uzanlar'ın ‘Kırmızı Koltuk’u uğruna işlemlerini göz ardı edenleri...
Hakkındaki dosyalara el atan bürokratların ekranlarda nasıl lime lime edildiğini...
Dürüst siyasetçileri, bürokratları bir yana bırakalım şimdilik.
Peki
Uzanlar'ın yönlendirmesiyle yasa dışı işlemlere tevessül eden, bunun sonucunda da bunlara aracılık edenlerin yaptıkları yanlarına kár mı kalacak?
Özellikle de avukatların ve mali müşavirlerin...
Uzanlar'a, kendileri hukukçu ve maliyeci olmadıklarına göre, birileri bu
‘oyunların’ nasıl oynanacağına ilişkin
‘akıl’ vermedi mi? Yahut da
Uzanlar'ın talimatlarını gönüllü olarak yerine getirmediler mi?
Adana'da özel korumaların
Uzanlar'a tepki koyan bir göstericiyi nasıl öldüresiye dövdükleri televizyon ekranlarına yansıdı.
İçişleri Bakanlığı'na sormak gerekiyor; insan sevgisinden uzak düşmanca davranan bu korumalar, sokak kabadayısı mıdır; yoksa devlete kayıtlı resmi bir şirketin korumaları mıdır?
Hiç göz ardı edilmeyecek bir durumdur bu?
KİME KARŞI ZIRH
Medya dünyasında söylenen bir şey vardır:
‘‘Uzanlar'ın 999 avukatı, 999 maliyeci-muhasebecisi ve 999 koruması vardır.’’
Sayılar belki doğru olmayabilir fakat işlemlerin nasıl döndürüldüğüne ilişkin ipuçları vermiyor mu, devletin yargısına, maliyesine ve güvenlik kurumlarına karşı zırhtan bir ordu oluşturanların...
Soruşturmaları yürüten savcı
Mecit Ceylan, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı
Hanefi Avcı, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı
Şammaz Demirtaş ve Mali Şube Müdürü
Mustafa Aktaş ve bu konuda çalışan diğer görevliler bu bunaltıcı yaz sıcağında inanılmaz bir gayret gösteriyorlar; temiz toplum adına... Soygunun boyutlarını ortaya çıkarmaya çalışıyorlar.
Evet, kimdir kirli işlere karışan, yasa dışı işlemlere aracılık eden avukatlar, muhasebeciler ve adam döven korumalar...
Sadece
Uzanlar'ın değil onların da suçlarını kamuoyu öğrenmek istiyor.
Belediye harcamalarına dikkat
OKURUMUZ Yavuz Kitapçı yaklaşan yerel seçimler öncesi belediye harcamalarına dikkat çekiyor:
‘‘
YEREL seçimlerin yaklaşması nedeniyle belediye harcamalarının bir hayli arttığı ortadadır. Bunların hesabı tutuluyor mu belli değil. Bankalardan ticari kredi alıyorlar. Hatırlarsanız her türlü
IMF kredisi ve kontrolüne rağmen
Arjantin'deki yerel yönetim harcamalarının bir türlü kontrol altına alınamaması krizin nedeni olarak gösteriliyordu. Nitekim, dikkatinizi çektiyse geçen hafta Hazine,
Yozgat Belediyesi'nin gelirlerine el koydu. Yakın tarihte yeni bir ekonomik kriz daha çıkarsa bunun sebebinin yerel yönetim harcamalarından kaynaklanması muhtemel olacaktır.’’
Okuyun, şaşırın
ASGARİ ücretle prim yatırıp emekli olan bir işçi; 3600 işgünü yatıran 332 milyon, 5000 işgünü yatıran 340 milyon, 7200 işgünü yatıran 370 milyon, 9200 işgünü yatıran ise 390 milyon lira emekli maaşı alıyor. Bu durumu bakan ve milletvekillerinin bildiğini sanmıyorum. Sorarım size bu adalet mi?
İsmail ERYILMAZ
ANKARA Adalet
‘‘İnsansız adalet olmaz/Adaletsiz insan olur mu?/Olur, olmaz olur mu!/Ama, olmaz olsun.’’
(Özdemir Asaf)
MESAJ
TEKİRDAĞ'ın
Marmara Ereğlisi, Dereağzı Mahallesi'ne bağlı müstakil parsellerden oluşan ve parsellerinin arasında bulunan yollarının kamu imar yolu olduğu belirtilen, 580 ailenin oturduğu Yeğen-1 Sahil Sitesi'nde ikamet ediyoruz.
TREDAŞ 7.5 km'lik sokak aydınlatmalarımızın elektriğini,
belediyeden aldığımız belgelere rağmen, ‘site’ olduğumuz gerekçesiyle kesmiştir. Dur diyecek yok mu?
K. Gündoğan UYGUNBAŞ
TEKİRDAĞ
HATAY'daki
Asi Nehri,
Akdeniz'i kirletiyor. Çünkü şehrin tüm kanalizasyonu buradan akıyor. Çevre vergileriyle zamanında 1 trilyon liraya yaptırılan arıtma tesisi neden kullanılmıyor? Tüm bu yaşananlara zabıta duyarsız kalıyor? Bütün vergilerimiz heba ediliyor.
A. Nedim DEMİRTAŞ HATAY
YARIN: Trafikte bölünmüş yolda hız limiti 120'ye çıkarılacak.