80 bin kişilik miting 2 milyon diye yutturuldu

NİLGÜN Cerrahoğlu Cumhuriyet’teki köşesinde yazmış:

Haberin Devamı

İnşaat mühendisi okurum Nural Özcan, Yenikapı’daki dev gövde gösterisinin havadan çekilen fotoğraflarına bakarak alandaki AKP’li sayısının Erdoğan’ın iddia ettiği gibi “2 milyon” değil taş çatlasa ‘80 bin’ olduğunu söylüyor.
Konu yalnız bununla sınırlı değil... Fotografları incelemiş Özcan; 80 binlik iddiasını şöyle gerekçelendiriyor:
Resimden de görüleceği üzere, betonlanmış alanın yaklaşık boyutları 200m x 200m = 40.000 metrekaredir (Google Earth’ten ölçülmüştür.)
Beton alanın tamamı dolu olsa bile, metrekareye olsa olsa 2 kişi düşebilir (Bunu birçok mitingde gözlemlemişimdir, asla 2 kişiyi geçmez)
Mitinge katılım= 40.000x2 = 80.000 kişidir.Ama bu da abartılı bir rakam. Çünkü; beton alanın tamamı tıka basa dolu değil.
Kıyıda kenarda kalanların tamamını beton alan üzerine taşıdığımızı düşünelim bir an için. Bu durumda bile alan dolmayacaktır. Sonuç: 80.000 kişinin, nasıl 2.000.000 kişi olarak pazarlandığı ve halkın da bunu yeyip yuttuğudur.”

Haberin Devamı

Baykal gaddarlığı öğrendi mi

YENİ tapeye göre, Baykal’ı CHP Genel Başkanlığı’ndan eden talimat Başbakan’dan çıkmış. Baykal, Anayasa değişikliğine ‘Evet’ demeseydi, Erdoğan TBMM’ye giremezdi. Erdoğan, kendisine parlamento yolunu açan bir siyasetçiye bu gaddarlığı nasıl yapmış anlaşılır gibi değil... Erdoğan için etrafına vefalı adamdır derler ama aynı sudan içmediklerinden vefayı esirgediği anlaşılıyor. İdam mahkûmu olup, darağacına giden vatandaşa, “Son sözün nedir” diye sorulduğunda verdiği cevap “Bu bana ders olsun!”Ansen ORAKÇI

Hızlı trenin adı ‘Piri Reis’ olmaz

BÜYÜK yatırımlar yapılan projelere verilen isimleri kim, nasıl ve neye göre karar veriyor. Neden mi? Yüksek Hızlı Tren’in ismi, Türk ve dünya denizcilik tarihinin sembol isimlerinden birisi olan ‘Piri Reis!’ (imiş)... Hem anlamsız hem manidar. Çünkü Piri Reis’i tüm dünya bir denizci olarak tanır ve bilir. Her işin bir matematiği olmalıdır. Bakanlık ve TCDD tarafından yürütülen bu projede anlaşılmıştır ki ‘İsim Proje Ekibi’ daha kurulmadan ve Piri Reis’in daha kim olduğu fark edilemeden bu isim konduğu ortadadır. Hızlı tren ‘Piri Reis’ olursa, emin olun çok gülünür.
Metin SOYLU

Haberin Devamı

Elektrikte klasik palavra sözü; ‘Müşteri memnuniyeti’

Engelleme yok ama korkutma var

CENGİZ, Limak Kolin’in devlet ihalesinden aldığı Akdeniz Elektrik’le tüketiciyi ‘korkutması’, EPDK’nın bu firmaları gereği gibi denetlememesi üzerine okur şikâyetlerine bağlı olarak yazdığımız yazıya ilgili firmadan açıklama geldi. ÖİB’nin ihalesi sonucu Antalya, Isparta ve Burdur’un (daha başka bölgelerde de) elektrik dağıtım ihalesi AK-DEN Enerji Dağ. ve Per. Sat. Hiz. AŞ tarafından alındığı, devir sonrası unvanın CLK Akdeniz Elektrik Perakende Satış AŞ olarak değiştirildiği belirtilen açıklamada şöyle deniliyor: “Okurunuzun yazısında iddia ettiği gibi, sözleşme dayatması şeklinde bir uygulama yapılmamakta olup, şirketimiz tarafından müşterilerimizin bugün veya gelecekte herhangi bir tedarikçiden enerji almalarına engel teşkil edecek ve rekabet koşullarını engelleyecek bir uygulamada bulunulması söz konusu değildir.
Tedarikçi değiştirme talebinde bulunup yükümlülüklerini yerine getiren tüm müşterilerimize onay verilmiş olup, bundan sonrada bu hassasiyetimizi devam ettireceğimizi belirtmek isteriz. Uygulamalarımız müşterilerimizin tedarikçisini seçmesine engel teşkil etmemekte olup, aksine güncelleme sonrası kullanıcı ile sistemde kayıtlı olan müşterileri bilgilerinin aynı olması serbest tüketicilerin tedarikçi değişikliklerini kolaylaştırmakta, ayrıca şirketimiz müşterilerinin usulsüz elektrik kullanımından kaynaklanan mağduriyetlerinin ortadan kaldırılmasını sağlamakla birlikte, daha kaliteli ve müşteri memnuniyetini arttırmaya yönelik bir uygulamadır.”
(Bülent Akarcalı: Tüketiciye imzalatılacak sözleşmeler Sayıştay ve Danıştay’ın onayından geçmelidir” diyor. Yarını bekleyiniz.)

Haberin Devamı

Ogan’dan, Metiner’e ağır soru

CNN Türk’te dün akşam Ahmet Hakan’ın ‘Tarafsız Bölge’ programında MHP’li Sinan Oğan, AKP’li Mehmet Metiner’e “Başbakanla ilgili söylediklerinize utanıyor musunuz?” diye sordu. O da “Bu konumuz değil. Bu konuyu tek tek görüşelim” diyerek geçiştirmeye çalıştı. Son milletvekili seçiminde CHP’ye ‘paraşütle’ inen Faik Tünay, Metiner’in suçlamalarına karşılık “Biz cemaati ne gökyüzüne çıkardık, ne de yerin dibine soktuk” demesi her iki isim üzerindeki genel başkanlar nezdinde atılan çizikleri kaldırmaya yetmeyeceğini gösterdi. Yani Faik Tünay, Mehmet Metiner’i ‘liderinin’ önünde takla atamayacak hale getirdi!

BİLİYOR MUSUNUZ

Haberin Devamı

ADD Başkanı Tansel Çölaşan’ın, bugünkü Dünya Tiyatrolar Günü dolayısıyla bir açıklama yaparak “Sanata siyasetin emrine veren TÜSAK Yasa Taslağına karşı haklı mücadelelerinde sanatçılarımızı destekliyoruz. İktidar, kültürsüz ve sanatsız bir Türkiye yaratmak istemektedir.” dediğini...

Zonguldak miting; Erdoğan çuvalladı

BAŞBAKAN Erdoğan’ın Zonguldak mitinginde yaptığı konuşma kendisinin Zonguldak’tan ne kadar habersiz olduğunu açıkça gösterdi.
Karaelmas Üniversitesinin AKP tarafından kurulduğunu söyleyerek gaf yapan Başbakan bu kez yaptığı konuşmada başka gaflar yaratarak tipik, değişmez ve sanal AKP portresini yeniden çizdi.
Zonguldak Belediyesi tarafından gerçekleştirilen doğalgaz altyapı işlemlerini sahiplenmekle kalmadı, Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’e ve CHP’ye puan yazmasın diye, açılışını ertelettirdiği doğalgazın Zonguldak’ın % 80’inde kullanıldığını ve bunun AKP tarafından gerçekleştirildiğini belirterek, bir kez daha komik duruma düştü.
Ayrıca Zonguldak’ta kamu yatırımlarından bahseden Erdoğan, Türkiye’de en fazla vergi ödeyen iller sıralamasında 19. sırada yer alan Zonguldak’ın AKP döneminde en az kamu yatırımı alan illerden biri olduğunu ve 57. sırada yer aldığını unuttu.
Yine Erdoğan, Zonguldak’ın AKP döneminde aldığından fazlasını veren 12 ilden biri olmasına karşın, net göç veren 14 ilden biri haline geldiğinden hiç söz etmedi. Zonguldak’ın sadece AKP’nin son üç yılında 45 bin göç verdiğini bilmezden geldi.
Kapanma noktasına getirdikleri, üretim işçisi bırakmadıkları Türkiye Taşkömürleri Kurumunu dilinin ucuyla son derece yüzeysel geçti. İktidarları döneminde kapattıkları 11’i aşkın il müdürlükleri ve genel müdürlüklerden bahsetmeyen iktidarın başı, gerçeğin dışında bir Zonguldak tablosunu ortaya koydu.
Ayrıca, yiyip yiyip bitiremedikleri Filyos Limanını 12 yıldan bu yana her seçimde olduğu gibi bu seçimde de kullandı. Filyos Limanı söylemiyle Zonguldak’ta bitik olan AKP’ye suni teneffüs yaptırmaya çalıştı. Genel Başkanımızın limana karşı olduğunu söyleyerek gerçek dışı açıklamaların arkasına sığınma acizliğini gösterdi.
Oysaki; Filyos Projesi kurultay kararı ile gerçekleştirilen CHP Programında yer alan en temel projemizdir. Programımızda yer almaktadır. Her yıl Zonguldak’ın AKP İktidarına ödediği ancak Zonguldak’a dönmeyen parayla bir Filyos Limanı yapılmaktadır…
Ancak AKP iktidarı 12 yıldan bu yana bu seçim dönemine kadar Filyos Limanı ile ilgili olarak bütçeye tek kuruş ödenek koymamıştır. Zonguldak AKP iktidarından “İhsan değil, lütuf değil kendi hakkını istemiştir” ancak alamamıştır.
CHP olarak Filyos Limanını siyaset malzemesi yapmadan bütçe olanaklarıyla biz gerçekleştireceğiz.
Yine, siyasi ahlak gereği kullanmayı hiç düşünmediğimiz Çaycuma Filyos Nehri’nin durumunu ve Taşkın Projesi bizzat Erdoğan tarafından kullanılmıştır. AKP’nin Taşkın Projesine gereken önemi vermemesi Filyos Nehrinin ıslahı için gereken kaynağı ayırmaması köprünün çökmesine ve 15 yurttaşımızın yaşamını yitirmesine neden olmuştur.
Bizim siyaseten kullanmayı hiç düşünmediğimiz bir durumu farklılaştırarak ve bir başarı hikâyesi gibi sunarak Erdoğan’ın kullanması yakışan bir durum olmamıştır…
Sonuç olarak; AKP’nin Zonguldak’a yönelik söyleyeceği söz yoktur. Söz söyleme hakkı olmayan AKP’nin Zonguldak halkından oy isteme hakkı da yoktur. Zonguldak’ta ve Türkiye’de AKP dönemi kapanmıştır. Emeği ve alın teriyle ailelerini geçindirmeye çalışan halkımız kendisine saygı duyan yolsuzluklara göbeğine kadar batmamış erdemli yeni bir iktidarı, Cumhuriyet Halk Partisi İktidarını kuracaktır…
Ali İhsan KÖKTÜRK-CHP Zonguldak Milletvekili

Haberin Devamı

Akdeniz’den izlenimler

Altın Portakal’a devlet para yardımını kesti;

PROF. Dr. Mustafa Akaydın’ın Antalya’da dostları çoktur; aynı Menderes Türel’in gazeteciler arasındaki dostlarının çokluğu gibi...
Bu kadar ‘düşmanlığa’ şaşırıyorum dedi bir dostumuz.
Akaydın ve Türel’in Antalya’da dostları çoktur.
Siyasi düşmanları başka türlü değerlendirilmelidir.
Gazeteci kökenli Türel, bilim kökenli Akaydın’la bu kadar düşman oluyorsa bunun ‘tedavi’ altına alınması gerekir.
Menderes, Erdoğan’a tabi bir siyasetçi olursa Antalya kan ağlar.
Türel, Erdoğan gibi isimlerle dost olamaz; çünkü Antalya ile Kasımpaşa kültürü birbirine uyum sağlamaz.
Başbakan’a boyun eğmez Antalyalı...
Menderes’in, Antalyalılara mahçup olmaması gerekir.
Sorsanız Türel, vicdanlı bir isimdir; kimse onu kullanamaz denir.
Ama artık değil.
Bu çok üzücüdür.
Bu tartışmaya katılmamak gerekir.
Türel kaybederse üzülen çok olur.
“Prof. Akaydın Hoca ile Antalya kasaba görünümünden çağdaş bir şehir görünümüze kavuşmuştur.”
Bu yorum biraz haksızlıktır.

ALTIN PORTAKAL MUCİZESİ

Prof. Akaydın’ın, Antalya’nın şehir merkezinde izbe bir görünüm sergileyen caddeleri altyapısından çevre düzenlemesine kadar değiştirip birer çekim merkezi haline getirdiği denirse kim ne yanıt verebilir.
Bugün Antalya’nın 12 prestij caddesi var. Hem turistlerin, hem yerli halkın akınına uğrayan bu caddelerde en büyük mutluluğu ise esnaf yaşadığı söyleniyor.
Otellerden çıkan turistlerin yeni yeni nefes aldığını kim biliyor?
Antalya’nın kültür ve sanat yaşamını gerçek anlamda bir ‘büyükşehir çizgisi’ne taşıyan bir bilim adamı Akaydın... Antalya tarihinde düzenlediği kültürel etkinliklerle, sanat organizasyonlarıyla, açtığı müzelerle Antalya’ya bir Avrupa kenti kimliği kazandırdığını kim inkar edebilir.
Hem halk kültür ve sanatla tanıştı, hem de bu etkinlikler yılın her ayı kente turist çekmeye başladı.
Altın Portakal’da da mucize yarattı Prof. Dr. Mustafa Akaydın... Kendinden önceki dönemde devletten onmilyonlarca ödenek alarak düzenlenen Altın Portakal Film Festivali, Akaydın Hoca’nın döneminde hükümet tarafından adeta bitirilmek istendi. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da itiraf ettiği gibi Altın Portakal’a devlet para aktarmayı kesti. Tüm bunlara rağmen Mustafa Akaydın döneminde Altın Portakal adeta altın dönemini yaşadı. Son derece kısıtlı bir bütçeyle düzenlenen Altın Portakal hem halka daha çok ulaştı hem de hem ulusal ve uluslararası alanda prestijini arttırdı.

200 PARKI KİM YAPTI

AVM yapmak uğruna ağaçların, ormanların yok edildiği bir dönemde Mustafa Akaydın parklara ciddi bir yatırım yaptı. Antalya’nın kent merkezine toplamda 200 dönümden fazla park yaptı. Caddeler, bulvarlara milyonlarca çiçek ve fidan dikildi. Üstelik bunların hepsi yine Akaydın’ın kurduğu üretim tesislerinde hazırlandı. Çiçekten klimalı otobüs durağına, şehir mobilyalarından rögar kapaklarına kadar kentin ihtiyaç duyduğu birçok malzemeyi kurduğu tesislerde üreterek maliyetlerde %70’e varan tasarruf sağladı.
Elbette her gün maliye müfettişleri tarafından denetlenmesine rağmen hiçbir yolsuzluğu bulunamayan, görev süresince mal varlığı artmak bir yana azalan, bütçesi kısıtlanmasına rağmen borçlarını ödeyen, üstüne de yatırım yapan Mustafa Akaydın, AKP iktidarını fazlasıyla rahatsız etti.
Yolsuzluk, rant sağlama, adam kayırma gibi konularda Akaydın yönetiminin kusurunu bulamayanlar, halkın hassasiyetlerini kullanarak bir karalama kampanyası başlattılar. Özel sektör tarafından düzenlenen Oktoberfest en çok kullandıkları enstrüman oldu. Alman Konsolosunun daveti üzerine Oktoberfest’in açılışına giden Hoca’nın fotoğraflarını kullanarak “Akaydın bira festivali düzenliyor, gençlere bedava bira dağıtıyor” demeye başladılar. Akaydın konuyu defalarca açıklasa da özellikle seçim döneminde bu söyleme devam ettiler.

MEZARLIKLARA BAKIN

Fakat en gülünç iddia Antalya tarihinde mezarlıklara en büyük yatırımı yapan, Kurşunlu Mezarlığı’nı kuran, diğer mezarlıkların bakımını yapan, onarana Akaydın’a atılan “Ölüleri yakacak” iftirası oldu. Hoca’nın 3 yıl önce “Mezarlık yerimiz kalmadı. Devletin bana arazi tahsis etmesi lazım. 3 ay sonra mezarlıklarda yer kalmayacak. Müslüman ülkeyiz, ölüleri yakalım mı?” şeklindeki isyanı, özellikle yandaş basın tarafından çarpıtılarak “mezarlıklarda yer yok, ölüleri yakalım” şekline dönüştürüldü.
Bir diğer komedi ise yine AKP’liler tarafından çıkartılan “Mustafa Akaydın İncil dağıtıyor” propagandası. Türkiye’nin her yerinde stant açıp yasal yayınları dağıtabilirsiniz. Belediye buna izin vermek zorundadır. Aksi takdirde suç işlemiş olur. Kanunun verdiği hakkı kullanarak parkta açtıkları stantta İncil dağıtan bir grubun yaptığı da Akaydın Hoca’ya mal edildi. Şimdi bu saydığımız tüm karalamaları yalan olduğunu bile bile broşür haline getiren Antalya AKP yönetimi, bu broşürleri özellikle Antalya’nın kırsal kesiminde dağıtarak Hoca’ya sabotaj yapmaya çalışıyor.
E.B.B.

Fener-Balat ve Ayvansaray iptal

- DERNEĞİMİZ, İBB Meclisi tarafından 30.12.2011’de kabul edilen 1/5000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının İstanbul, Fatih İlçesi, Fener-Balat-Ayvansaray arası yenileme avan ve yenileme uygulama projelerinin konusu alan ile ilgili hükümlerini İstanbul 1. İdare Mahkemesine başvurarak yargıya taşımıştı.
Davaya Kültür Bakanlığı ve Fatih Belediyesi de müdahil olmuşlardır.
Başvurumuzu 2012/667 esas no ile kabul eden mahkeme, 26.03.2014’de tarafımıza yaptığı tebligatta, 2014/180 karar no ile başvurumuzu haklı bulmuş ve İstanbul, Fatih İlçesi, Fener-Balat-Ayvansaray arası yenileme avan ve yenileme uygulama projelerini ve ilgili bölgelerdeki 1/5000 ölçekli imar planlarını iptal etmiştir.
Bu konu hakkında basınımıza bugün 11.30’da bir açıklama yapacağız.
Adres: İbrahim Güntekin; FEBAYDER Başkanı; Balat Mah. Vodina Cad. No: 92/A Fatih/İST.
febayder@gmail.com

Yazarın Tüm Yazıları