Kaderin cilvesi Irak

ABD’nin Suriye stratejisini, herhalde Amerikalı siyasetçi Sarah Palin’in şu sözü en iyi özetleyebilir: “Bırakın Allah halletsin.”

Haberin Devamı

ABD’nin mevzuyu Allah’a havale etmesi ise sadece Esad’a yaramadı. IŞİD de (Irak Şam İslam Devleti) palazlandıkça palazlandı. Ve sonunda Batı kendini aklına, hayaline bile getiremeyeceği bir senaryonun içinde buldu: Bulaşmamak için elinden geleni yaptığı Suriye’ye ve daha yeni çekildiği Irak’a tekrar girerken. Hem de Esad ve İran’la birlikte.

*

GEÇEN hafta da yazdım: “IŞİD karşısında Batı, Türkiye, Maliki, Kürtler, İran ve Esad işbirliği yapmak zorunda kalacak. Zira Esad IŞİD’in her an kendisini de hedefleyebileceğinin farkında. Kaldı ki, Şii dostları Maliki ve Tahran da Esad’ın yardımını isteyecektir. O da mecburen yanlarına geçecektir.”
Bu hafta meydana gelen üç gelişme de bunları kesinleştirdi. Önce, Esad, Irak’ın batısındaki ve Suriye’nin doğusundaki IŞİD mevzilerini bombaladı. Ve Irak basını Maliki’nin Esad’dan yardım istediğini yazdı. Tabii Esad, Washington’da “hazır Suriye’de IŞİD’i bombalıyorken, Esad’ı da vuralım” diyenleri de hesaba katmış olabilir.
Diğer bir gelişme ise İran’dan. Tahran, Bağdat’a insansız gözetleme uçakları göndermeye başladı. Ve Irak ordusuna askeri mühimmat ve danışmanlık vermeye. İran’ın, Irak ordusuna ve Şii milislere kumandanlık edeceği söyleniyor.

*

Haberin Devamı

KADERİN bir cilvesi olarak da, ABD ve İran kendilerini aynı safta buluyor. Her ne kadar Amerikalılar aralarında doğrudan bir koordinasyon olmadığını söylese de. Keza ABD bir yandan da İran’ın artan gücünü zaptetmeye çalışıyor. İran müdahalesinin Sünni isyanını daha da körükleyeceği korkusu da cabası.
3. gelişme ise Suriye’den. İki yıLdır IŞİD’e karşı savaşan El Nusra, bu hafta IŞİD’le birleştiğini açıkladı. Bu sadece IŞİD’in önlenemez yükselişi demek değil. Suriye’de radikalizmin güçlenmesi, Esad’ın önlenemez kalışı anlamına da geliyor.
Irak’ta ise işler gittikçe karışıyor. Irak’ın en büyük petrol rafinerisinden sonra, IŞİD şimdi de ülkenin en büyük askeri üssünü ele geçirdi. Dahası, geçtiğimiz Pazar bazı Sünni aşiret liderleri de IŞİD’e teslim olduklarını açıkladılar. Tüm bunlara rağmen Maliki ise bir çıkış yolu sunmuyor. Sünnileri de kapsayacak yeni bir hükümet kurmak için ne niyeti var, ne de yeteneği, gibi duruyor.

*

Haberin Devamı

IŞİD’i vurması için Obama üzerindeki baskı ise gittikçe artıyor. ABD’nin Irak ordusu için Bağdat’a gönderdiği 300 askeri danışman da buna yönelik olabilir. Olası hava operasyonu öncesi sahayı etüt etmek için.
Ancak operasyon için Obama yönetimi iki kırmızı çizgi belirlemiş durumda. Biri, IŞİD’in şu anda kendini sınırladığı Sünni bölgelerden çıkması. Ve Şii bölgelerine hücum etmesi. Zira bu, iç savaşın fitilini anında ateşler. Ve Hizbullah’ı ve İran’ı da içine çeker. İkinci kırmızı çizgi ise, Maliki’nin gitmeyi reddetmesi. Ki ABD’nin yeni hükümet kurma telkinlerine karşı Maliki’nin diklenmesi, çok umut vaat etmiyor.

*

ANKARA da stratejisini bir an evvel bu yepyeni denkleme göre yeniden kurgulamalı. Bu zorlu yolda ise tek bir avantajı var: Yanında artık işini Allah’a bırakmayan bir ABD var.

Yazarın Tüm Yazıları