Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, piyasaları rahatlatacak ekonomik paketleri açıkladı.
Ardından ilgili bakanlıklar tek tek sanayicisinden iş insanına, esnafından vatandaşa kadar bu virüsten toplumun tüm kesimlerinin bu süreci en az zararla geçebilmesi için yapılacakları bir bir anlattı.
Elektrik, su, doğalgaz faturaları 3 ay okunmayacak.
Sanayiciden iş insanına, esnaftan vatandaşa kadar tüm kesimlere düşük faizli, krediler hemen devreye sokuldu.
Sağlıkta da ciddi hamleler oldu.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, her gün toplantılar yaparak yeni tedbirlerin alınması yönünde önerilerde bulunuyor.
Hükümet de bu önerileri değerlendirip vakit geçirmeden hayata geçirilmesini sağlıyor.
Herkesin gözü kulağı, koronavirüs salgını nedeniyle günlük vaka, ölüm ve iyileşenlerin sayısında.
Her ülke kendine göre önlem alıyor.
Kimi sokağa çıkma yasağı ilan ediyor, kimi başka kararlar alıyor.
Havayolları şirketleri uçuşlarını iptal etti.
Türkiye’de şehirlerarası yolculurlar dahi valilik izni ile yapılacak.
Kimsenin spor, futbol konuştuğu yok.
Lig ne oldu, kim şampiyon olur, play-off’lar...
Yarını düşünen yok. Futbolcu sözleşmelerinin sürelerinin uzatılması, aranın ardından liglerin bitirilmesi takvimi gibi konuların yarım yamalak programlanması yeterli gibi görünüyor.
Hatta, “Lig böyle tescil edilsin” gibi gereksiz söylemler bile dolaşıyor.
Bunu da öyle anlı şanlı spor yorumcuları söylüyor.
Tabi bu söylenenler önce sporun doğasına aykırı.
Yarın karşılaşacağımız sorunları düşünen yok.
Örneğin kulüplerin borçları.
Şu anda tribün ve ürün satışı geliri olmadığı için kulüplerin kasasına 1 kuruş dahi girmiyor.
İlginç bir maçtı.
Aslında kötü başlamadı yeşil beyazlı takım karşılaşmaya.
İlk bölümdeki baskılı oyun erken sonuç getirdi ve Bursa temsilcisi kaptan Selçuk Şahin’in golüyle 1-0 öne geçti.
Erken gelen gol sonrası benim gibi pek çok Bursaspor taraftarı, farklı galibiyet bekliyordu ama düşme hattında bulunan ve ligde tutunmaya çalışan Boluspor, 20 dakikada skoru eşitledi.
Sonrası elbette Bursaspor için kabus.
Konuk takım biraz daha dikkatli oynasa, son vuruşlarda daha becerikli ayaklara sahip olabilse Bolu’ya 3 puanla dönebilirdi.
Geçen hafta istekli oynayan Bursaspor’a ne oldu peki?
Erzurumspor’un sahasında Fatih Karagümrük’e Hatayspor’un da deplasmanda Altay’a yenildiği haftada 9 puanlık maç kazandı Bursa ekibi.
İyi mücadele etti, rakibine futbolunu kabul ettirdi.
Erken gelen goller ev sahibi takımı adeta abandone etti.
Traore, Kubilay ve Shehu işi bitiren isimler oldu.
Yalnız anlayamadığım konu bu takıma değen sihirli el kimin.
İstanbulspor maçındaki tutuk futboldan, Balıkesir deplasmanındaki coşkulu oyuna.
Güzel futbol demiyorum, coşkulu oyun tanımlamamın altını çiziyorum.
Ne eklenebilir ki daha fazla üzerine.
Zirve yarışındaki rakipleriniz puan kaybetmiş...
Bursaspor maçı kazansa puan farkı liderle 4’e ikinci ile 1’e inecek.
İstanbulspor’u yeneceksin yoluna devam edeceksin.
Ama olmadı...
Neden olmadı?
Eksikler, cezalılar, sakatlar...
Bu açıklamayı yaptıktan 1-2 hafta sonra da istifa etmişti.
Kurtar’ın istifasının ardından göreve gelen Ertuğrul Sağlam yönetimindeki Bursaspor bir kaç takviye ile Süper Lig şampiyonu olmuştu.
Yani bir yıl sonra fakirin tavuğu altın yumurtlamıştı.
Tüm bunları neden mi anlattım...
Süper Lig’e çıkmayı hedefleyen Bursaspor, “hataya yer yok” denilen bu dönemde, puanları hovardaca harcıyor.
Düşünsenize son 3 maçta 2 beraberlik 1 de yenilgi aldı.
Şampiyonluk hesapları yapılırken son 3-4 haftada aşağı ibre aşağı yöneldi.
Az hata yapan kazanır, çok hata yapan kaybeder.
Bu elbette rakipler için geçerli bir durum.
Ancak hakemler mutlaka üst düzey dikkatli olmalı.
Çünkü verilecek bir yanlış karar maçın hatta sezonun kaderini değiştirebilir.
Altay’ın attığı ikinci gol...
Hani kadınların ofsayttan anlamadığına ilişkin espriler yapılır ya...
İnanın hiç futboldan anlamayan bir kadın dahi maçı izleseydi Altay’ın attığı golün 1 metre ofsayt olduğunu anlar, ona göre karar verirdi.