Son 3 maçta hanesine sadece 1 puan yazdırabilen yeşil-beyazlı takım, iyice zirve yarışından uzaklaşmaya başlamıştı.
Rakipleri ile puan farkını iyice açan Hatayspor’u konuk eden Bursaspor, kendisi için belki de “ya tamam ya devam” maçına çıktı.
İbrahim Üzülmez, 10 gün önce göreve başlamasına karşın takımı tanıyıp sorunları tespit ettiğini gösterdi.
Neler mi değişti?
Öncelikle mantalite tamamen değişmiş.
Sistem olarak da 4-4-2’ye dönüş yapılmış örneğin.
Kanatlar, daha verimli kullanıldı mesela Hatayspor maçında.
Ligin iddialı takımlarından Menemenspor karşısında ilk yarıda etkiliydi, pozisyonlar üretti, sadece birini gole çevirebildi yeşil-beyazlı takım.
İkinci yarıda ise her şey bir anda eskiye döndü.
Yan paslar, geri paslar ve ürkek futbol.
Şimdi, “Burak ve Seleznyov’un kaçırdıkları gol olsa” diye bir savunma gelebilir.
Ya rakibin kaçırdıkları…
Daha önce de söyledim, kötü futbol ve istenmeyen sonuçlarla ilgili ilk faturayı Yalçın Koşukavak hoca ödedi.
Ama bundan sonraki süreçte faturayı oynamayan futbolcu ödeyecektir.
Gecikmeli olarak alınan bu karar, umarım ki takım ve futbolcular üzerinde bir şok etkisi, itici unsur etkisi yaratacaktır.
Yalçın Hoca, en çok etkili bir oyun kurgusu olmadığı yönünde eleştiriler aldı. Eldeki kadronun iyi kullanılamadığı görüşü hakimdi camiada.
Aslında onu eleştirmekten oyunculara yeteri kadar odaklanamadı kimse.
Bu süreçten sonra odaklanma oyunculara yönelecektir.
Hata yapan, hem tribünden hem de camiadan daha sert eleştiri alacaktır.
Yeni gelecek hocanın oyun planı, saha içi motivasyon yöntemleri de elbette etkili olacaktır.
Bursaspor, bu süreci iyi değerlendirmeli.
İçten ve çok şey anlatır.
Şiir, “Artık demir almak günü gelmişse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan” dizeleriyle başlar.
Ve artık Bursaspor’da da sanırım “gitmelerin” zamanı geldi.
Teknik Direktör Yalçın Koşukavak’ın geçen hafta istifasını sunmak için girişimde bulunduğu, ancak futbolcuların son anda devreye girerek bunu engellediği yönünde duyumlar gelmişti kulağıma...
Altınordu maçındaki mücadeleden sonra futbolcuların bu eylemlerinde çok samimi olmadığını düşündüm.
Eğer gerçekten hocalarının devam etmelerini isteselerdi, böyle mi mücadele ederlerdi?
Sanırım onların da Koşukavak’tan yana umutları kalmadı.
Takım şampiyon olsa da küme düşse de sevgi ve ilgi hiç eksilmiyor gerçek taraftarlarda.
Yeşil beyazlı taraftarlar, genellikle tüm deplasman tribünlerini dolduruyor.
Karadan, havadan, denizden ne kadar ulaşım aracı varsa kullanılıyor ve o deplasmana mutlaka gidiliyor.
Yeşil beyazlı taraftarlar takımlarını Adana deplasmanında da yalnız bırakmamak için yollara düştü.
Yaklaşık 820 kilometrelik mesafeye aldırmayan ve 10 saati aşacak yola tereddütsüz çıkan Bursasporlu taraftarları taşıyan bir minibüs Eskişehir yakınlarında kaza geçirdi.
Çok şükür ciddi birkaç kırık ve ezilme dışında ciddi bir sağlık sorunu yoktu yeşil beyazlı taraftarlarda.
Adanaspor maçı sonrası 3 puanın sevinciyle dönüşe geçen taraftarın bulunduğu bir otobüs de Konya’nın Ereğli ilçesinde kaza geçirdi. Çok şükür yine can kaybı ve ağır yaralı olmadı.
Şimdi 1-0’lık galibiyete sevinmek mi yoksa sıkıntılı futbolun devam ettiğine üzülmek mi lazım, onu bilemedim.
Bursaspor, kendisine önde baskı kurulduğu zaman sıkıntı yaşıyor ve bunu artık ligdeki tüm takımlar biliyor.
Ankara ekibi de bunu çözmüş ve maçın başlama düdüğüyle birilikte baskı kurdu.
Bunun sonucu maçın 9’uncu dakikada net bir pozisyon yakaladı.
Ne yapamayacağını bilemeyen, oyun kurgusu oluşturamayan, rakip alana gidemeyen Bursasporlu futbolcular, “en azından top bizde kalsın” düşüncesiyle yan ve geri pas yapmaya başladı.
Taraftarın 25’inci dakikadaki ıslıklı protestosu olmasa belki bu durum maç sonuna kadar böyle sürüp gidecekti.
O halde biz de Yalçın hocaya bir not gönderelim...
Boluspor deplasmanında belki de ileride çok arayacağı 2 puanı bıraktı Bursaspor, Yalçın Hoca.
Takımın, istatistiklere de yansıdığı gibi iyi futbol oynamadı ama çok da kötü değildi.
Rakip evsahibi Boluspor, yüzde 62,3 oranında topa daha fazla sahip oldu, Bursaspor’dan (21/16) 5 fazla şut rakip kaleye gönderdi. İsabetli şutu da (5/4) 1 fazlaydı Boluspor’un.
Evet zemin kötüydü, oyunu olumsuz etkiledi ama ekibiniz ve siz bunu daha önceden tahmin etmeli, ona göre tedbir almalı ve belki benzer bozuk bir sahada antrenman yaptırmalıydınız oyuncularınıza.
Tüm bu olumsuzluklara karşın hala maçın son bölümüne kadar eğer sahada 1-0 öndeyseniz, bunu korumayı bilmeli, gerekli müdahaleleri yapmalıydınız.
Örneğin merak ediyorum; oyunu soğutma, rakibi bir nebze olsun durdurma adına son oyuncu değişikliğini neden yapmadınız?
Oyuncular kazanmak için her şeyi yaptılar” diye açıklama yaptı.
Sanıyorum Yalçın hoca ile aynı maçı izlemedik.
Bursaspor’un ilk yarıda elle tutulur, değerlendirmeye alınacak tek bir atağı dahi yok.
Maçın ikinci yarısında ise yaklaşık 30 dakika kadar etkili oynadı Bursaspor.
54’ncü dakikada Diarra’nın direkten dönen kafa şutu ile 67. dakikada Burak Kapacak’ın kaleci ile karşı karşıya kalıp değerlendiremediği pozisyon dışında heyecan uyandıracak bir durum yoktu karşılaşmada.
Yani ne rakibe baskı kurabildi Bursaspor, ne de galibiyeti kaçırdı.
Hanesine yazdırdığı 1 puan bile iyidir bu futbol karşısında.