Vedat Yücebaş

Aslında oyuncu, teknik direktör veya başka bir konuda öneride bulunmayı sevmem kulüplere ama Bursaspor’un durumu çok iç açıcı değildi.

O nedenle iki gün önce “Bursaspor’a ‘Buz’ tedavisi lazım” diye bir köşe yazmıştım.
Camiayı bilen, taraftarların kabul edebileceği, futbolcuların dilinden anlayan ve hırslı bir teknik adamla Bursaspor toparlanabilirdi ve İrfan Buz tüm bu özelliklere uyan bir isim.
Çünkü gerçekten vakit çok kısıtlı.
Normal sezonun 5 maç sonra bitiyor.
Çok zor ama belki de play-off’lara gerek kalmadan Süper Lig’e çıkış vizesi alınabilir.
Çok zor ama imkansız değil.
Keçiörengücü bile hedef büyüttüyse...

Tarih 5 Şubat 2013.

Akşam saatler.
Gelen bir istihbarat telefonu Ertuğrul Sağlam’ın istifa ettiğini söylüyordu.
Önce yöneticilere bir şekilde doğrultup haberi hazırlamıştım.
Ardından Başkan İbrahim Yazıcı’yı aradım ama ümitsizdim.
2 defa çaldı ve telefon açıldı.
Kendinden emin bir sesle rahmetli başkan, “Efendim Vedat” dedi.
Hemen konuya girdim ve Ertuğrul Sağlam’ın istifasını ve görüşünü sordum.

Neresinden yorumlamak lazım bu maçı çok bilemedim.

Kimi eleştireyim, kimin eksiğini yazayım tam karara varamadım ama sanırım ‘komutandan’ başlamak gerek.
Ne dedi İbrahim Üzülmez maç sonrası; Golü atan takımın kazanacağı maçtı.
Muazzam bir tespit.
Gerçekten de gol atan kazandı.
Ama golü atan taraf rakip takım oldu.
Peki İbrahim Hoca, neden gol atamadık?
Pozisyon azlığının sebepleri neler?

Pandemi sonrası “yeni normal” düzene geçişin startı verildi.

1 Haziran önemli bir tarih.
Pek çok kısıtlama kalkıyor.
AVM’ler, spor salonları, eğlence ve spor mekanları açılıyor.
Şehirlerarası seyahatler serbest bırakılıyor.
Ticari hayatta da bir hareketlilik yaşanıyor.
*
Ancak spor mükabakaları seyircisiz oynanacak.

Sosyal medya sandığımızdan da yakından takip ediliyor.

Bizim öylesine yaptığımız paylaşımlara hiç ummadığımız yerlerden, kişilerden yorumlar geliyor.
Beğeniler ve eleştiriler yağıyor bazen basit bir fotoğrafa bile.
Hele biraz tanınıyorsak...
Hele bir camianın içinde yer alıyorsak.
Hele bu camiaya bütün bir kent büyük bir sevgi duyuyorsa.
Konuyu Bursaspor’un altyapı oyunculardan Yiğit Şengil’in yaptığı paylaşıma getirmek istiyorum.
Henüz 16 yaşında olan ve yeşil beyazlı formayı giyen genç futbolcu, geçtiğimiz günlerde öyle bir paylaşımda bulundu ki!

Kademeli olarak normalleşmeye dönülecek evet ancak bazı şartlar var.

Mesela;
AVM’lerde tek yön uygulaması olacak.
Berber de açılacak ama hijyen kuralları üst düzeyde tutulacak.
Koltuklar arasında boşluk bulunacak.
65 yaş üstü ile 20 yaş altı belli günlerde birkaç saatliğinde sokağa çıkabilecek.
Tüm bunları yaparken maske kullanımı şart olacak.
Daha pek çok önlem...

Koronavirüs salgını sonrası tüm dünyada pek çok şey değişti.

Ekonomiden sağlık sistemine, sosyal yaşamdan kültür sanata ve siyasete pek çok alan yeniden yapılandırılıyor.
Elbette bundan futbol dünyası da nasibini fazlasıyla alacak.
Virüsün dünyaya yayılmasının ardından pek çok ünlü futbolcu, sözleşmelerinde yüzde 70’lere varan indirime gitti.
Dev kulüpler, kulüp çalışanlarının maaşını ödeyemeyeceğini açıkladı.
Bazı ünlü futbolcular, kulüp çalışanlarının işsiz kalmaması, maaşlarını alabilmeleri için ekstra fedakarlıklarda da bulundu.
Uzmanlar salgının en iyi ihtimalle 1 yıl daha süreceği tahmin ediyor.
Kulüpler bu süreçte mecburen tasarrufa gidecek.

ALMANYA’da liglerin mayıs ayı içinde başlayacağı dile getirildi.

Tüm ligler için olası programlar açıklandı.
Açılan programa göre de kulüpler yavaş yavaş antrenmanlara başladı.
Açıklamada, önlem alınmazsa kulüplerin iflas edebileceğine de değinildi.
Almanya’da belirtilen tarihte ligler başlar mı, koronavirüs salgını buna izin verir mi bilinmez ama en azından bir niyet var.
Türkiye futbolunda ise rahatsız edici bir sessizlik var.
Bireysel olarak kulüp başkanları veya basın sözcüleri açıklamalar yapıyor.
“Lig tescil edilsin”, “Yok sayılsın,” “FİFA, UEFA’nın alacağı kararlar beklensin” gibi cılız söylemler.