Paylaş
Hande Fırat ilk soru hakkını bana verince, o sabah CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinden dinlediğim “Aile Sigortası”ndan söze girdim:
- Kılıçdaroğlu, “AK Parti, yardımlarda vatandaşın ‘minnet’ duygusuna oynuyor. Biz, bu konuda ‘hak’ tanımını oturtacağız. Bu yardımlar sosyal devletin gereğidir” diyor.
- Biz hiçbir zaman “vahşi kapitalizm”den yana olmadık. O yardımları Anayasa’daki “sosyal devlet” anlayışından yola çıkarak devreye soktuk.
Ardından önündeki Anadolu Ajansı bülteninden Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarında da bakarak rakamlara girdi:
- Sayın Kılıçdaroğlu, mevcut sosyal yardımların 4 milyar lira düzeyinde olduğunu söylemiş.
- Daha mı fazla?
- 2009’da yoksul vatandaşlarımıza ulaşan sosyal yardımların büyüklüğü 14 milyar lirayı bulmuş. 2010’da bu rakam daha da yükseldi.
Bazı alt kalemlerden örnekler sıraladı:
- 2 milyon öğrenciye “şartlı destek” veriyoruz. Özellikle kız çocuklarımızın da eğitimde geri kalmaması çok önemli.
Çok tartışılan kömür yardımlarının parasal büyüklüğü 252 milyon lira dolayında.
Babacan, şu noktanın altını özellikle çizdi:
- Başvurup, durumunu ortaya koyan hiçbir yoksul vatandaşımız eli boş dönmez, yardıma ulaşır.
O an Türkiye’deki yoksullukla ilgili bazı verileri anımsadı:
- Türkiye’de günde 1 doların altında günlük gelirle yaşayan kimse kalmadı. 2 doların altında kalanların oranı da binde 2’ye kadar indi.
- 370 bin kişi dolayında değil mi?
- O düzeye denk geliyor... Aslında onlara bir şekilde ulaşamamışız. Yoksa o vatandaşlarımızın düzeyini de yardımlarla çok rahat yükseltiriz.
- CHP, Aile Sigortası Kurumu’yla (AS-KUR) sosyal yardımları tek çatıda birleştirmeyi düşünüyor. Sizin de böyle bir çalışmanız var mı?
- ‘Tek çatı’ doğru olmaz. Vakıflar, Yurtkur, Sağlık Bakanlığı, belediyeler bu işi sürdürmeli.
- Belediyelerin yaptığı yardımları kontrol altına almak söz konusu mu?
- Biz şu anda kurduğumuz sistemle mükerrer yardımları ortadan kaldıracak noktaya geldik. Denetim sistemini iyi oturtmak bizim için öncelikli. ‘Tek çatı’da yardımları yönetmek kolay olmaz.
Öyle görünüyor ki, önümüzdeki genel seçimde AK Parti ile CHP arasındaki en önemli kapışmalardan biri “sosyal yardımlar”da yaşanacak...
Böylelikle yoksul vatandaş biraz olsun rahatlama yüzü görecek...
Oluşan belirsizlik yüzünden çıkan para 10 milyar doları aştı
ALİ Babacan, Merkez Bankası, BDDK ve Hazine Müsteşarlığı’nın aldığı kararlarının sonuçlarını görmeye başladıklarını belirtti:
- Bu durumu para çıkışlarından görebiliyoruz.
- Ne kadar sıcak para çıkışı oldu?
- Rakam vermek istemem.
- 8-10 milyar dolar dolayında çıkış olduğu söyleniyor.
- 10 milyar doları da aştı. Ancak, kesin rakam vermek istemem. Çünkü, belki de o paranın bir bölümü zaten çıkmayı düşünüyordu.
Dünyada hiç denenmemiş bir politika seti seçtik
ALİ Babacan, krizden çıkış sonrası büyümede Türkiye’nin başarı sağladığını belirtip, ekledi:
- 2010 büyümesi yüzde 7.5-8.5 arasında çıkacak. İşsizlik hâlâ büyük sorun olmakla birlikte yüzde 11’e indi. Ancak, biz önceliği istikrarlı büyümeye vererek, Kasım 2010’dan itibaren politika değişikliğine gittik. Kötü senaryolar üzerinde çalıştık.
Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Hazine Müsteşarlığı’nın aldığı kararlara vurgu yaptı:
- 2011’de
finansal istikrarı sağlamak için dünyada hiç denenmemiş, ilk kez bizim uygulamaya koyduğumuz bir politika seti devreye aldık.
- Merkez Bankası’nın bankalara “kemer sıktıran” karşılık oranlarını yükseltme adımlarının devam edip etmeyeceği konusunda tereddütler var.
- Şimdi gerek biz,
gerekse Merkez Bankamız durup, inceleyecek. Devreye alınan politikanın sonuçlarını bir görmek istiyoruz. Gerekirse yeni adımlar da atılabilir.
Tüketici kredilerinde yaşanan duruma dikkat çekti:
- Örneğin geçen yıl tüketiciler, daha kazanmadıkları 40 milyar lirayı harcadılar.
Kontrollü gitmek için
tüketici kredilerinin KKDF’sini yükselttik. Konut kredilerine dokunmadık.
CHP yanlış hesap yapıyor 600 lira ortalama yardımın maliyeti 24 milyar lira olur
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, CNN Türk’teki programda Anadolu Ajansı bülteninde bir bölüm okudu:
- Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye’de 12.5 milyon yoksul olduğunu söylüyor. En az aylık 600, en yüksek de 1250 lira yardım öngörüyor. Bunun toplam maliyetinin 12 milyar lira dolayında olduğunu belirtiyor. Ben hesap yaptım, ortalama 900 liradan 36 milyar lira yıllık maliyet çıkıyor.
Düzeltme yapma gereği duydum:
- 600 lira alt limit değil, ortalama rakam...
- Peki, öyle olsun. Yine hesap tutmuyor. Ortalama 600 liradan yılda 24 milyar lira gerekiyor. Ya 12.5 milyon yoksul yanlış, ya da 600 lira ortalama aylık yardım. Yani, kısacası CHP hesap bilmiyor...
AK Parti ve CHP’nin kurmayları tartışacak, “sosyal yardım”ların gerçek boyutu ortaya çıkacak...
Cari açık sürecek
ALİ Babacan, geçen yıl 48.5 milyar dolarlık cari açığa karşın, Merkez Bankası rezervinin 15 milyar dolar arttığının altını çizdi:
- Cari açık bir sorun. Ancak, biz cari açığı fazlasıyla finanse edecek durumdayız.
Ardından Türkiye’nin tasarruf eksikliğine dikkat çekti:
- Cari açığı kısa vadede sıfıra indirmek mümkün olmayacak. Yani, cari açık 5-6 yıl daha sürecek. Çünkü, Türkiye’nin kendi tasarrufları yeterli değil. Bu yüzden başkalarının tasarruflarını kullanmak durumundayız.
Petrol fiyatı yükseldikçe akaryakıtta kâr yükselmesin
EMİN Çapa, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a klasik beklentiyi sordu:
- Akaryakıtta, cep telefonunda vergiler çok yüksek. İndirim düşünmüyor musunuz?
- Beyan edilen gelirler üzerinden toplayabildiğimiz vergi 2.5 milyar lirada kalıyor. Bu durumda dolaylı vergilere yüklenmek zorunda kalıyoruz.
- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), akaryakıt dağıtımında promosyonu yasakladı. Siz dağıtım şirketi ve bayi kârlarını da yüksek buluyordunuz. Bu konuda düşündüğünüz bir önlem
var mı?
- Aslında ilaç sektöründeki fiyatlar konusunda başarılı adımlar attık. Akaryakıtta ÖTV’yi bu yıl artırmayacağımızı ilan ettik. Dağıtım şirketleri ve bayilerin kâr payları da fiyat yükseldikçe yükselmemeli. Enflasyon kadar kâr artışı olsun ama aşırıya kaçmasınlar.
Paylaş