Tek doz aşıya yatan 1 Euro, sağlıkta 4 Euro kazandırıyor

- Pakistan, çocuk felci vakalarının görüldüğü dünyadaki son 3 ülkeden biri. Ülkede aşının çocuklarda ahlaksızlığa yol açtığına inananlar var.

Bu cümle İstanbul’dan Sanofi Pasteur Türkiye ve Pakistan, Afganistan gibi ülkelerin bağlı olduğu bölgeyi yöneten Emin Turan’a ülkemizdeki son çocuk felci vakasını anımsattı:

- Melik Minas, 1998’de Türkiye’de çocuk felci geçiren son çocuk oldu. Minas, 1998’de 3 yaşındaydı. Çok çocuklu ailesinin tek oğluydu. Sağlık Bakanlığı’nın kampanyasına rağmen babası, “Çocuk felci aşısı kısırlaştırma tuzağı” saplantısıyla Melik’i aşı yapan ekiplerden gizlemiş. Aşı olmayınca çocuk çocuk felcine yakalanmış.

Minas’ın Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) internet sitesinde yer aldığını belirtti:

- Melik Minas’ın öyküsü, Türkiye’deki son çocuk felci vakası olarak WHO’nun internet sitesinde yer alıyor.

Derken sahneye tekerlekli sandalye ile İrlandalı Jim Costello çıktı:

- 15 yaşında iken çocuk felci oldum. Belkemiğim 3 yerden eğildi. Ciğerlerimin yüzde 75’i iflas etti. Ellerimi kullanamaz hale geldim. İlk 9 ay çelik ciğerle yaşadım. Şu anda 73 yaşındayım. Günde 18 saat solunum destek cihazı kullanıyorum.

İrlanda Çocuk Felci Destek Grubu’nun kurucusu olduğunu vurgulayıp, aşıya hâlâ karşı çıkanlara şu uyarıyı yaptı:

- Çocuklar aşılanmasın da benim gibi mi olsun?

University of Central Florida önleyici tıp öğretim üyesi Prof. Kimberley Thompson, çocuk felcinin mali portresiyle ilgili şu veriyi paylaştı:

- 1988’den buyana çocuk felciyle mücadelede sağlanan başarı, sağlık harcamalarında 40-50 milyar dolar tasarruf sağladı. Bu da çocuk felci aşısıyla oldu.

Sanofi Pasteur Küresel Operasyonlar Başkanı David Loew, çocuk felcinin son adreslerinin Afganistan, Pakistan ve Nijerya olduğuna işaret etti:

- Eylül 2016 itibariyla bu 3 ülkede görülen çocuk felci vakası sayısı 26’ya inmiş durumda. Yani, sonu yaklaşıyor. Yine de yılda 500 milyon doz çocuk felci aşısı üretiyoruz. Oral aşı ile müthiş yol alındı. Ancak, virüsün tümüyle yok olması, enjekte edilen aşıyla sağlanabiliyor.

Emin Turan, aşılamanın maliyet etkinliği en yüksek sağlık yatırımlarından biri olduğuna işaret etti:

- Bir yetişkini bağışıklamak üzere bir doz aşı için yapılan yatırım, sağlık harcamasında 4 Euro’luk tasarruf sağlıyor.

Sanofi Pasteur Ortadoğu, Afrika, Rusya ve Orta Asya, Hindistan (AMESA) Medikal Direktörü Tamer Pehlivan, şu noktaya dikkat çekti:

- Aşılamadaki amaç ciddi sağlık vakalarını önlemektir.

Turan, bu cümleyi şu veriyle destekledi:

- Dünyada 26 enfeksiyon hastalığına karşı koruma sağlayan aşı bulunuyor. Bunların 21’ini Sanofi Pasteur da üretiyor. Aşılama ile her yıl 3 milyon hayat kurtuluyor.

Sağlıkla ilgili en iyi yatırımın “temiz su” sağlanması olduğunun altını çizip, ekledi:

- Aşı, sağlıkla ilgili en iyi ikinci yatırım.

Bu veriler, aşılamayla bağışıklık kazanmanın önemini ortaya koyuyor...

TÜRKİYE’NİN AŞI TAKVİMİ ‘GELİŞMİŞ ÜLKELER’ SEVİYESİNDE

SANOFI Pasteur Türkiye Genel Müdürü ve TMCO Başkanı Emin Turan, İstanbul’dan yönetiği ülkeleri sıraladı:

- Pakistan, Afganistan, İsrail, İran, Ukrayna. Türkiye dahil, bana bağlı ülkelerin nüfusu 550 milyonu buluyor. Bu ülkelerde her yıl 5.5 milyon bebek doğuyor.

Türkiye’de yılda 1.3 milyon bebek doğduğuna işaret etti:

- Ülkemizin aşı takvimi, en gelişmiş ülkeler seviyesinde. Çocuklar 13 hastalığa karşı aşılanıyor.

Suriyeli göçmenleri anımsattı:

- Sağlık Bakanlığı, mültecilerin çocuklarının aşılanması için de çok ciddi kampanya yürütüyor.

TÜRKİYE’DE AŞILARIMIZI MEFAR ÜRETİYOR

SANOFI Pasteur Türkiye Genel Müdürü Emin Turan, Türkiye’de aşılarını Mefar adlı şirketin ürettiğini belirtti:

- Mefar, Türkiye’nin önde gelen steril ürün üreticilerinden. 2009’da onlara teknoloji getirdik. Yaptığımız işbirliği çerçevesinde 4’lü ve 5’li aşılarımızı üretiyorlar.

Sanofi Pasteur Ortadoğu, Afrika, Rusya, Orta Asya ve Hindistan (AMESA) Medikal Direktörü Tamer Pehlivan, şirketin Türkiye’ye verdiği önemi şu bilgiyle vurguladı:

- Şirketimizin AMESA Bölge Başkanlığı İstanbul’dan yönetiliyor.

MODACILAR ‘TUHAF’ MI

TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin (AKİB) düzenlediği “Adana İnovasyon Haftası”nda “Modayı Marka Yapanlar” oturumunu yönettim. Oturuma Dilek Hanif, Bahar Korçan, Atıl Kutoğlu ve Arzu Kaprol katıldı.

Oturumun sorular bölümünde ilk el kaldıran üniversite öğrencisi sordu:

- Siz modacılar toplum gözünde biraz “tuhaf insan”larsınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Bahar Korçan’ın kolyesine işaret etti:

- Bahar Hanım, siz bir anahtarı kolye diye takmışsınız. Ben taksam bana gülerler.

Korçan yanıtladı:

- Bizler yaratıcı insanlarız. Belki de toplum gözünde bu bizi farklı kılıyor. Anahtarı, benim için yeni açılımların sembolü.

Toplumun genelinde gerçekten öyle bir algı var mı?