Kabirde klima mı var, şimdiden alışın

- Hocam, Kadir Gecesi’nde tesbih namazını nerede kıldıracaksın?
- Sancaklar Camii’nde çok güzel bir Kadir Gecesi programı planladık.
O gün öğlenden sonra TOBB Medya ve İletişim Meclisi Başkanı Hakan Güldağ’la birlikte İstanbul Sanayi Odası’nun (İSO) meclis toplantısını izledik. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğindeki Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın da katıldığı iftara da kaldık. Çay içmeye de Manifesto’nun girişimiyle oluşan Patronlar Kulübü’nün Çelik İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Çelik ev sahipliğindeki iftarına uğradık.
Ardından Manifesto’nun ortağı Ozan Özkan ve Ozan Öcal’la birlikte Hadımköy’deki Sancaklar Camii’ne gittik. Caminin üstündeki çim alandan geçip, merdivenlerle aşağı indik. Camiye vardığımızda teravih namazı yarılanmıştı. Caminin içi dolmuş, avluda kilim serili alanlarda da yer kalmamıştı.
Teravihin bitiminde camiden çıkanların tişört ve gömlekleri terden sırılsıklamdı. Cemaatin önemli bölümü teravih sonrası dağıldı. 10-15 dakikalık abdest tazeleme molası sonrası Erkan Aydın’ın biraraya getirdiği hafızlardan Kur’an-ı Kerim tilaveti başladı.
Kur’an-ı Kerim ve Türkçe açıklamasını avludaki kilimler üzerinde oturarak camiyi yaptıran Sancaklar Vakfı’nın Başkanı Suat Sancak, işadamları Haluk Okutur, Ramazan Kaya, Ekrem Akyiğit, Cengiz Aktürk, Naci Topsakal, Ömer Çokyaşar, Hikmet Tanrıverdi, Sinan Sungur’un aralarında bulunduğu ekiple dinledik.
Naci Topsakal, Suat Sancak’a takıldı:
- Teravih sırasında cemaat hamama girmiş kadar oldu. Burada klima sorunu var.
Sancak yanıtı önce şakayla karışık verdi:
- Kabirde klima mı var. Şimdiden alışın. Hem bizim cami de yer altında.
Ama eksikliği kabul etti:
- Klima işini çözmemiz gerekiyor.
Saat 01.00’de hep birlikte camiye girdik. Erkan Hoca’nın arkasında tesbih namazı için saf tuttuk:
- Sübhânallahi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallahü vallâhü ekber...
Namazın bitiminde kütüphane bölümünün duvarında caminin mimarı Emre Arolat’ın anlatımını okudum:
- Herhangi bir yer burası, secde edilen.
Ne övünür şekliyle, ne kabarır eşkaliyle.
Yaratanla insan arasına girmez görkemiyle.
Biçimlerin ardında gizlenen özü arar daha ziyade.
Hafifçe ilişir yeryüzüne.
Adeta hemhal olur hem tepeyle hem de vadiyle, doğadan ödünç aldığı cildiyle.
İçi de sadedir dışı gibi, takıp takıştırmaz, bağırıp çağırmaz niceleri gibi.
Kıble duvarındaki ışıktır yegane tezyinatı.
Sonra Ethem Sancak’la 2012 Mayıs’ında Siirt’te yaptığımız sohbeti anımsadım:
- Emre Arolat, camiyi Hira Mağarası’ndan esinlenerek tasarladı. Planda minare de yoktu. Diyanet İşleri Başkanlığı, minaresiz olmasına izin vermedi. Projeye 15 metrelik asansörlü minare sonradan eklendi.
02.00’de camiden ayrılırken Arolat’ın şu sözünü bir kez daha düşündüm:
- Yaratanla insan arasına girmez görkemiyle.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası İstanbul’a dönerim

IŞIK Plastik’in patronu Mehmet Çeker ve oğlu Abdullah Çeker’le bir sohbet ortamında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ekonomi Başdanışmanı Ahmet Ertürk’e Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasındaki planını sordum:
- Emekli olup İstanbul’a dönmeye hazırlanıyorum.
- Bir yerlerde aktif görev söz konusu olur mu?
- Deneyimlerimi özel sektöre aktaracak bazı görevler düşünebilirim.
Ertürk, TÜSİAD, SPK, özel finans kurumu deneyimin ardından 6 yıl Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) başkanlığı görevini yürüttü. O görevin bitiminde Köşk’e danışman oldu...
Şimdi yeniden özel sektöre dönüş göründü...