Paylaş
Derslerde ülkelerin sağlıkta vatandaşını kucaklama oranları ortaya konuldu:
- Türkiye’de devletin sağlık sisteminde vatandaşını kucaklama oranı yüzde 98. Bu, dünyada en yüksek oran.
Harvard’da Türkiye’nin sağlıkta örnek gösterilmesinin şu yönü dikkat çekti:
- Türkiye, 76 milyonluk nüfusuna rağmen sağlıkta yüzde 98 kapsamayı sağlaması açısından da örnek ülke.
Yıllık ortalama kişi başı doktora gitme tablosu ekrana yansıdı:
- OECD ülkelerinde yıllık ortalama kişi başı doktora gitme sayısı 6.6 düzeyinde. Türkiye, 8.3’le OECD ortalamasının üzerinde. Rekor, 13.2 kez ile Kore’nin elinde.
Berkman, tabloya bakarken önceki yılları düşündü:
- 2004’te Türkiye’de yıllık ortalama kişi başı doktora gitme sayısı 2 idi. Şimdi kimi vatandaşlar güne gider gibi doktora gidiyor, ortalamayı yükseltiyor. Bu, doktora kolay ulaşımı gösteriyor.
Hane halklarının ilaca ayırdığı pay ekranda belirdi:
- OECD ülkelerinde ortalama ilaca ayrılan yıllık hane geliri payı yüzde 3.04. Türkiye’de bu oran yüzde 1.15’le OECD ülkeleri arasında en düşük düzeyde.
İlaçta bazı ayrıntılara baktı:
- Türkiye’de ilaca ayrılan bütçe, milli gelirin yüzde 1’i düzeyinde. 2009’da yüzde 1.7’ydi. Bu konuda OECD ortalaması yüzde 1.6. Türkiye, toplam sağlık harcama-larına da milli gelirin yüzde 5’i düzeyinde bütçe ayırıyor.
Güldem Berkman, Harvard’dan izlenimlerini aktardıktan sonra Türkiye’deki ilaç şirketlerinin sıkıntısına değindi:
- İlaç fiyatlarının bastırılması, 2010’dan beri en büyük sorunumuz. Bu, Türkiye’de yeni ilaca ulaşmayı geciktirir oldu. Avrupa’yla aynı anda rafa çıkan yeni ilaçlar, şimdi 2-3 yıl gecikiyor.
2 yıl Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkanlığı yaptığını anımsatıp ekledi:
- Fiyatların düşüklüğünden yakınmak firmaların sorununu çözmüyor. Farklı çıkış yolları arıyoruz.
Çözüm için önerilerini sıraladı:
- Doğru tedavi kılavuzu hazırlansın. Doktor hastaya ilk anda 3’üncü aşama ilacı değil, ilk aşama ürününü versin. İlk aşama ilaçları, 3’üncü aşamadan ucuzdur. Devlet 2-3 liralık
ilaçları ödemekten vazgeçsin.
- 2-3 liralık ilaç
bedellerini ödememek ne kazandırır?
- Türkiye’de devletin karşıladığı ilaç bedellerinin yüzde 12’si, 2-3 lira gibi düşük fiyatlı olanlara gidiyor. Bunlara ödenen kaynak 1.2 milyar dolara ulaşıyor.
Açığa çıkacak kaynakla ilgili talebini aktardı:
- İlaç şirketlerini sıkıştıran fiyat sorununa bu kaynakla çözüm bulunabilir. Devlet bütçeden ek harcama yapmadan sorunu çözmüş olur.
Vatandaş kronik hastalıklar hariç, gelir
geçer rahatsızlıklar için aldığı ilaç bedelinin yüzde 10-20’sini cebinden ödemekten yakınırken, 2-3 liralıkların tümünün de kendisine yansımasını kabul eder mi?
Hükümet, sağlıkta Harvard’da örnek gösterilen, “nüfusun yüzde 98’ini kucaklama” politikasından geri adım sayılacak yola yönelir mi?
Önümüzde cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler varken, bunlar gündeme getirilebilir mi?
İlacın Euro kuru 1.95 lira
NOVARTİS Türkiye CEO’su Güldem Berkman, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) ilaç alım fiyatı için “pencere” formülü uygulandığını anımsattı:
- Kanunda 90 günlük pencere söz konusu. 2012 Temmuz’unda o çerçevede Euro kuru ilaçta 1.95 lira olarak sabitlendi. Kurdaki değişim yüzde 15’i aşınca revize edilecekti. Euro, 3 lirayı aştı.
Önerisini ortaya koydu:
- Ülkemizde ilaç fiyatı baz aldığımız Yunanistan’dan yüzde 70 ucuz. Şu anda minimum iskonto yüzde 41. İskonto revize edilebilir.
İhracatı 200 milyon doları bulacak yeni ilaç üretecek
GÜLDEM Berkman, sektörde küçülme yaşanırken Novartis Türkiye’nin yeni yatırım yaptığını vurguladı:
- 4 yıl sonra 200 milyon dolar ek ihracat hacmi yaratacak yeni bir ilacın üretimine başlayacağız.
- Bunun için ne kadar yatırım yaptınız?
- 40 milyon doları buluyor.
Türkiye’de Novartis-Sandoz ikilisinin 3 ilaç, bir de hammadde fabrikası bulunduğunu kaydetti:
- Yeni ilaçta ilk adımı ambalajlama ile mayısta atıyoruz. Kasım ayında full üretime geçeceğiz.
Paylaş