Paylaş
- Citibank Türkiye olarak bireysel bankacılık bölümünüzü satıp küçülme yaşadınız. Şimdi New York’ta ABD’li potansiyel yatırımcılara, “Türkiye’ye gelin” çağrısı yapıyorsunuz. Biraz çelişkili durum değil mi?
- Bireysel bankacılıktan Türkiye’de “küçülme” planıyla çıkmadık. Bireysel bankacılık, az şubeyle rekabetçi şekilde yapılabilecek iş değil. Bu alanda öne çıkanlar arasına girmedikten sonra kalmanın da anlamı yoktu.
- Citibank, Türkiye’ye ilk girdiği yıllardan beri çok şubeli banka satın almayı gündemde tuttu. Girişimleri de oldu. Ancak, sonuca gidemedi.
- O tartışma artık gerilerde kaldı. Bundan sonrası için Citibank Türkiye açısından en doğru karar bireysel bankacılıktan çıkıp ticari ve kurumsalda büyüme yolunu seçmekti.
- Kurumsal ve ticari bankacılıkta nasıl bir büyüme stratejiniz olacak? KOBİ’lere dönük planınız var mı?
- KOBİ düzeyinde hizmet vermek de çok şube gerektiriyor. KOBİ’lere dönük özel bir planımız yok. Biz daha çok 40-50 milyon dolar ve daha üstü büyüklüğü temsil eden şirketlere odaklanacağız.
Serra Akçaoğlu, Citibank’ın dünyanın 100’ü aşkın ülkesinde faaliyet gösterdiğini anımsattı:
- Bizimle çalışan Türk şirketlerine dünyanın 100 ülkesinde ihtiyaç duyduğu kapıyı açma konusunda yardımcı olabiliriz. Citibank’ın dünyadaki bu yaygın ağını Türkiye’deki şirketlerin ihtiyaçları için kullanabiliriz. Citibank Türkiye’yi bundan sonra kurumsal ve ticari bankacılık hizmetlerinde daha atak göreceksiniz.
Türkiye’nin gündemindeki büyük altyapı projelerini anımsattı:
- Büyük projeler için kaynak sağlanmasında da daha aktif rol alabiliriz.
- İstanbul’a 3’üncü havalimanı projesinin finansmanında rol alacak mısınız?
Soruyu yanıtlamadan önce dünyada bankacılığa yön veren kurallara dikkat çekti:
- Türk bankacılık sektörü henüz Basel II kurallarına uyumlu çalışıyor. Basel III’e geçilmedi. Citibank, Basel III’e geçişe öncülük ediyor. Biz de Basel III’e uyumlu faaliyet gösteriyoruz.
Ardından yanıta geçti:
- Basel III, kaynak kullandırmaya önemli kurallar öngörüyor. O koşullar yerine gelirse bakarız.
- Bireysel bankacılık bölümünüz Denizbank’a ne kadara satıldı?
- Rakam veremem. Ancak, iyi bir bedel söz konusu.
İşlem tamamlandığında Citibank Türkiye’nin 1500 personeli, 600 bini aşkın müşterisi, 1.2 milyar liralık aktifi ve 1.5 milyar liralık mevduatı Denizbank’a geçecek.
Citibank Türkiye, “kopan” parçasının yerini kurumsal
ve ticari bankacılıkla doldurabilecek mi?
Kredi kartları bakiyesini tüketici kredisine çevirin
KURBAN Bayramı’ndan kısa süre önce Türk bankacılık sektörünün duayenlerinden Burhan Karaçam’ın ofisine uğradım. Masasında Yapı Kredi Bankası Genel Müdürlüğü döneminde, 1998 Eylül’ündeki açıklamalarının yer aldığı kupürler vardı. Onları gösterdi:
- Bankalar yüksek enflasyon döneminde yüksek faizle kârlılıklarını sürdürebiliyordu. Düşük enflasyon ortamında faizden kazanma şansı ortadan kalktı. Hizmet gelirini yüksek enflasyon dönemindeki düzeyinde tutan banka için zarar kaçınılmaz oldu. Şimdi hizmet gelirleri önem kazandı. Bunu o zaman söylemişim.
Bankaların kredi kartı faizi ile kredili mevduat hesabına yüklendiğini anımsattı:
- Kredi kartı faizi yüksek seyretti. Kredili mevduatta faiz yüzde 60’a kadar çıktı. Hükümet kredi kartı faizine tavan koymayı seçti.
Bankalara şu çağrıyı yaptı:
- Kredi kartı borç bakiyesini tüketici kredisine çevirmeleri lazım.
- Bankalar kârlılığı nereden sağlayacak?
- Hizmet gelirleri öne çıkacak. Verdikleri hizmetin bedelini alacaklar.
- Hizmet bedelleri de yüksek bulunuyor.
- Orada rekabet devreye girmeli. Müşteri, kendine en uygun hizmet bedelini seçme şansı bulmalı.
Bankaların kârlılığı konusunda şu yorumu yaptı:
- Aslında bankalarla sanayi kesiminin özkaynak kârlılığı birbirine yakın seyreder. Bankaları sıkarsanız, kârlılığı sanayinin altına iner. Bu da bankaların sağlıklı yapısını bozar.
Bankaların “sağlıklı” olmasının yararını 2008 krizinde gördük değil mi?
‘Risk 10-15 yıl ötelendi’ diyordu
GARANTİ Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, Zincirlikuyu Camii’nin avlusunda bankanın Ekonomik Araştırmalar Müdürü Ali İhsan Gelberi’yle 20 gün önceki konuşmasını aktardı:
- Anjiyo olmuş, tüm tetkikleri yapılmıştı. Damarlarında tıkanıklığa rastlanmadığı için rahatlamıştı, “Benim için kalp krizi riski 10-15 yıl ötelendi” diyordu. Bayramda vefat haberini aldık.
Uğur Gürses iç geçirdi:
- Doktorlar kan sulandırıcı ilaç vermiş ama onu kullanmayı ihmal etmiş.
Ali İhsan Gelberi, 53’ünde aramızdan kopup gitti. Mekanı cennet olsun.
Paylaş