Paylaş
- Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, Kuyumcukent’te bir mücevher imalathanesini birlikte gezip, sohbet etmeyi öneriyor.
Öneri üzerine Atatürk Havalimanı yolu üzerindeki Kuyumcukent’te Ayhan Güner ve Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Levent Eriş’le buluştuk. Mehmet Akın’ın Jasabi markasıyla üretim yaptığı mıhlama atölyesine yöneldik.
Kuyumcukent, sektörün yeteri kadar yönelmemesi nedeniyle dolmamış, bunun üzerine “Evlilik Dünyası” konseptiyle gelinlikçiler başta olmak üzere bu alanda faaliyet gösterenlere de kapılarını açmıştı. Yine de boş yerler olması dikkatimi çekti. Ayhan Güner ve Levent Eriş, Kuyumcukent’in ilk günlerine döndü:
- Belçika, mücevher dünyasının merkezidir. Belçikalı mücevherciler 2003 yılında Kuyumcukent’te ofis kiralamak üzere görüşmeler yaptı. Son anda vazgeçip Dubai’deki Elmas Tower’dan 350 milyon dolarlık yer aldı.
- Atasay’ın patronu Cihan Kamer de Elmas Tower’da yer almıştı sanırım...
- Doğru... Sektörümüzden bazı arkadaşlarımızın orada ofisi var.
- Peki Belçikalılar neden son anda Kuyumcukent’ten vazgeçti.
Ayhan Güner yanıtladı:
- Çünkü, başta pırlanta olmak üzere bizim hammaddemiz arasında yer alan kıymetli taşlara yüzde 20’lik özel tüketim vergisi (ÖTV) konuldu. Bu vergi bizi olduğu kadar Belçikalı mücevhercileri de tedirgin etti.
- Vergi neden tedirgin ediyor? Hiç vergi olmayacak mı pırlantada?
- Sektörümüzün dünya işlenmiş mücevher ihracatında çok büyük şansı var. Ancak, hammaddemize konulan ÖTV, maliyetimizi yükseltiyor, elimizi kolumuzu bağlıyor. ÖTV yerine KDV olması, bu sıkıntıyı ortadan kaldırır.
- Neden?
- Çünkü, ihracatta KDV iadesi almak söz konusu. ÖTV’nin böyle bir iadesi yok. Biz içerde sattığımız mücevheri vergisiz satmak gibi bir çağrı yapmıyoruz. İç pazarda mücevher alan elbette vergisini ödemeli. Bizim isteğimiz ihracatta önümüzün açılması.
ÖTV sancısını konuşurken Mehmet Akın atölyedeki kıymetli taş kesme makinesini gösterdi:
- Bu makinenin değeri 1000 dolar civarında. Pırlanta ve diğer kıymetli taşlarda, yani hammaddemizde ÖTV kalksın, Türkiye bu konuda önemli merkez haline gelir.
Levent Eriş, Hindistan’ı örnek gösterdi:
- Hindistan’da 1.5 milyon kişi kıymetli taş kesme işinde istihdam ediliyor. Bizde de ÖTV kalksın, taş kesme köyleri kuralım. 1.5-2 milyon kişiye iş alanı açalım.
Ayhan Güner araya girdi:
- O kadar yüksek rakam verirsek abarttığımız düşünülebilir. 300-400 bin kişiye rahatlıkla iş alanı açılır...
Levent Eriş, ısrar etti:
- ÖTV’yi kaldırsınlar, hemen projemizi hazırlar, Hindistan’ın uyguladığı formülü devreye alırız. Taş kırma köyleri kurup, 1.5 milyon kişiye iş kapısı açarız. Böylece işsizlik sorununun çözümüne de büyük katkımız olur.
1.5 milyon değil, 300-400 bin kişiye iş alanı açılması da yabana atılacak bir durum değil...
O nedenle Mücevher İhracatçıları Birliği’nin çağrısına kulak vermekte yarar var...
Elmas ve Kıymetli Taş Piyasası’nda 123 üye var tek işlem bile yok
MÜCEVHER İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, İstanbul Altın Borsası (İAB) bünyesinde Elmas ve Kıymetli Taş Piyayası’nın geçen yıl kurulduğunu anımsattı:
- Piyasada işlem yapmak üzere 123 üye resmen kayıt yaptırdı. Ancak, geçen 6 ayda tek bir işlem bile olmadı.
- Neden?
- Pırlanta ve kıymetli taşlardaki yüzde 20’lik ÖTV etkisini burada da gösteriyor.
Bu noktada Hindistan’ı örnek gösterdi:
- Hindistan yılda 28 milyar dolarlık kıymetli taş satıyor. Bu rakamın 11 milyar doları hammadde, 17 milyar doları taşların işlenmesinden oluşuyor. Hindistan’ın 10 yıl önceki ihracat rakamı 4 milyar dolardı. Devlet teşvik verince 28 milyar dolara çıktı. Bizim de önümüz açılsa bölgede kıymetli taş üretim ve dağıtım merkezi oluruz.
Şeyh ailesi bir düğün için 17 milyon dolarlık takı aldı
MÜCEVHER İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, bölgedeki potansiyele şu örneği verdi:
- Körfez ülkerinden birindeki şeyh ailesinin düğünü vardı, 17 milyon dolarlık takı aldılar.
Bölgedeki geleneğe dikkat çekti:
- Şeyh ailesinde bir düğün olduğunda, ailenin tüm kadınlarına birden takı alınır. Yani, her düğünde tüm kadınlara takı alışverişi yaparlar.
Altının tozu artık dikkatle toplanıyor
JASABİ’nin patronu Mehmet Akın’a geçmişte Kapalıçarşı’daki atölyelerden Haliç’e altın tozları içeren atık gittiğini anımsattım:
- Artık altın tozunun bir zerresi bile elimizden kaçmaz.
- Ne yapıyorsunuz?
Atölyede çalışanların üzerindeki iş elbiselerini gösterdi:
- Hepsinin biz özel olarak yıkarız. Üzerindeki altın tozlarını değerlendiririz.
Atölyenin her bölümüne girişteki yapışkanlı paspası gösterdi:
- Ayakkabılara yapışan altın tozlarını bunlar sayesinde toplarız...
Dubai’den bir şirket geldi kayıtdışı çalışmadan ürktü
MÜCEVHER İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Levent Eriş, sektörde kayıtdışı faaliyetin yüksek olmasının, yabancı sermayeyi ürküttüğünü şu örnekle anlattı:
- Dubai’den bir yatırımcı geldi. Mücevher sektörüne 100 milyon dolar yatırması söz konusuydu. Ancak, sektördeki kayıtdışılık sancısını görünce vazgeçti.
Lütfen bizim kayıtlı çalışmamıza yardım edin Sayın Bakanım
MÜCEVHER İhracatçları Birliği’nden bir ekip, Maliye Bakanlığı döneminde Kemal Unakıtan’ı ziyarete gitti. Unakıtan’ın yanında dönemin Gelir İdaresi Başkanvekili Osman Arıoğlu da vardı.
Konu pırlanta başta olmak üzere kıymetli taşta özel tüketim vergisinin (ÖTV) kaldırılmasıydı. Mücevher ihracatçılarından biri söze şöyle girdi:
- Sayın Bakanım, ne olur bizim kayıtlı çalışmamıza yardım edin. Hepimiz kayıtdışı işler yapıyoruz.
Unakıtan, yanındaki Arıoğlu’na döndü:
- Osman, bak görüyor musun, adam kendini ihbar ediyor.
Sonra işadamına yanıt verdi:
- Pırlantada ÖTV’nin sıfırlanması gerektiği konusunda ben de sizinle aynı görüşteyim. Ancak, bu konuda kamuoyunu ikna etmek size düşüyor. İkna edin, gelin pırlantada ÖTV’yi sıfırlayayım.
Unakıtan, buna benzer bir görüşmeyi Şarap Üreticileri Derneği’yle de yapmış, sonra şu sözü vermişti:
- Şu anda 20 milyon litrelik kayıtlı şarap üretiminiz var. Ben vergiyi indireceğim. Kayıtlı şarap üretimini en az iki katına çıkarmazsanız, o zaman burnunuzdan fitil fitil getiririm.
Derken Unakıtan döneminde sofra şaraplarında vergi indi, kayıtlı üretim de bir yıl içinde 40 milyon litreyi aştı...
Benzeri bir durum mücevher sektöründe de yaşanabilir mi?
Denemek Maliye Bakanlığı’nın elinde...
Pırlantalı tabanca bir ayda yapılıyor, 70 bin dolara alıcı buluyor
JASABİ’nin Kuyumcukent’teki mıhlama atölyesini gezerken Mehmet Akın, pırlanta mıhlaması süren tabancayı gösterdi:
- Bu tabancanın yapımı bir ay sürüyor. Her tarafı pırlanta kaplı oluyor.
- Kaça satılıyor?
- 70 bin dolar dolayında...
- Kim alıyor?
- Ruslar da alıyor, Körfez ülkelerinden de müşterileri var.
Mehmet Akın, o sırada mıhlama işçisini kaldırdı ve ben de pırlanta çakmayı denemiş oldum.
Paylaş