- Stratejik dönüşüm odaklarımız çeviklik, yalınlık, verimlilik ve dijitalleşme olacak.
Yeni stratejiyi hızlı hayata geçirme konusunda iki ülkedeki Allianz şirketleri öne çıktı:
- Türkiye ve Fransa.
Şu anda İcra Kurulu Başkanlığını Tolga Gürkan, Başkan Yardımcılığını da Arif Aytekin’in yürüttüğü Allianz Türkiye ekibi yeni strateji için hızla kolları sıvadı:
- Çeviklik hedefimizin temeli, çalışma sisteminde işbirliğini artırmak, müşteriye çağın hızına uygun hizmet yatıyor.
Yalınlık kurgulanırken şu yaklaşım benimsendi:
- Verimlilik, işten adam atmak ve bütçeleri kısmak demek değil. El birliği ile verimli alanlar bulunacak. Masraftan değil israftan kaçınılacak.
Ekibe
- Sayın Cumhurbaşkanımız valilikte çay-kahve içecek. Kısa sohbet ortamı oluşabilir.
Miting sonrası valiliğe geçtik. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Prof. Nabi Avcı ve Harun Karacan, Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Şafak Ertan Çomaklı, Eti Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Firuzhan Kanatlı, AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhan Sakallı’nın da bulunduğu masada Sabah yazarı Hilal Kaplan’la birlikte sohbete katıldık.
Sohbet sırasında emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusu açılınca Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu noktanın altını çizdi:
- Onların ne istediğini, taleplerinin ne anlama geldiğini çoğu kimse bilmiyor. Onlar 38 yaşında emeklilik istiyorlar.
Bana döndü:
- 38 yaşında emeklilik olur mu?
O anda 1980’li yılların ortalarını, Turgut Özal’ın Başbakanlığı dönemini anımsadım. Özal Hükümeti, emeklilik yaşının kademeli olarak erkeklerde 65’e çıkarılması için harekete geçmişti. Gazetelerin o günlerdeki manşetleri gözümün önüne geldi:
- Mezarda emeklilik.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın Eskişehir mitingini izlemeye giderken Eskişehir Ticaret Borsası (ETB) Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Zeydan’ı aradım.
Mitingden 2.5 saat önce kente gidip, ETB’de Zeydan ve Meclis Başkanı Hasan Öztürk’le buluştum. Zeydan ve Öztürk’le 1926’da Mustafa Kemal Atatürk’ün ıslak imzasının bulunduğu kararla kurulan Borsa’yı, yazılımı kısa süre önce Chicago Borsası’ndan örnek alınarak gerçekleştirilen seans salonunu gezdik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eti fabrikasını gezerken biz de miting alanına gittik. Alana girdiğimizde Cumhur İttifakı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhan Sakallı konuşuyordu. Valilik önünde bekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşılama ekibinde AK Parti Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Muhiddin Gülal, Polimeks Holding’in kurucu ortağı Eskişehirli Cem Siyahi’yi gördüm.
Sakallı’dan sonra Milli Eğitim eski Bakanı, Eskişehir Milletvekili Prof. Nabi Avcı da mitinge katılanları selamlama konuşması yaptı. Ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay kürsüye çıktı:
-Eskişehir’in ihracatı 1 milyar doları aşıyor. TEİ, artık burada uçak motoru da üretiyor.
Eskişehirspor için yapılan stadyumu anımsattı:
-Es-Es’liler, artık 33 bin kişilik stadyumunuz var. Eskişehirspor’dan başarı bekliyoruz.
Cumhurbaşkanı
- Global Ports Holding yüzde 49, Bahamian Investment Fund yüzde 49, Yes Foundation yüzde 2.
Yes Foundation’ın kendi kurdukları vakıf olduğunu belirtti:
- Bahamalar’ın nüfusu 400 bin. Yes Foundation üzerinden 40 bin kişiyi limana ortak etmeyi planlıyoruz.
Söz konusu vakıfın orada oluşacak gelirleriyle ilgili planını da paylaştı:
- Bahamalar gençliğinin gelişimini destekleyecek projelerde kullanılacak.
İhaleyi kazanıp, imtiyaz sözleşmesi aşamasına geçtiklerinde ekibine şu mesajı verdi:
- Küçük yatırımcıyı çekecek bu modeli Türkiye’de de örnek olarak kullanabiliriz.
Kutman
- Oyuncaktan ambalaja, oto yedek parçasından beyaz eşyanın içindekilere, giyimden, mutfak eşyalarına kadar tüm sektörümüzün yıllık cirosu 37 milyar dolar.
11 bin firmanın sektörde faaliyet gösterdiğini belirtti:
- Sektörümüzde 250 bin kişiyi istihdam ediyoruz. Doğrudan ihracatımız 4.5 milyar dolar. Otomotiv, beyaz eşya, elektronik ürünleri ve tekstili de katarak dolaylı baktığımızda ihracatta payımız 12 milyar dolara ulaşıyor.
Türkiye Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nın (PAGEV) da Başkanlığını yürüten Eroğlu, yaşadıkları sorunlardan birini şöyle ortaya koydu:
- Ücretli poşet uygulamasına karşı değiliz. Ancak, AB’den alınan mevzuatta bir hata yapılmış. O nedenle poşet üreten 2 bin firma sıkıntı yaşıyor. Şu ana kadar 2 bin 500 işçi çıkarmak zorunda kaldılar. Mevzuatımız Almanya ile aynı olsun, başka bir şey istemiyoruz.
Yavuz Eroğlu daha sonra bana Avrupa Birliği (AB) mevzuatını anlattı:
- AB mevzuatı, “Sebze-meyve reyonunda poşet ücretsiz olabilir” diyor. Bizde de aynı yönde karar alındı. Ancak arada önemli bir fark var.
Farkı detaylandırdı:
- Gazetenizde müzelerle ilgili haberler, derlemeler, listeler yapılıyor. Aralarında Hisart’ı göremiyorum. Müzeyi görmenizi, haksızlık yaptığınızı anlamanızı istiyorum.
Birkaç yıl önce Çuhadaroğlu Alüminyum tesislerini birlikte gezdiğimiz Nejat Çuhadaroğlu’nun sitem içeren daveti üzerine İstanbul Kağıthane’deki Hisart’a gittim. Müzeye girdiğimde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un orada olduğunu öğrendim.
Çuhadaroğlu, Bakan’ın özel kaleminden randevu istemiş, 15 gün önce İstanbul’da buluşup tanışmışlardı. O gün Bakan Ersoy’u da ısrarla davet ettiğini belirtti:
- Sayın Bakan, davetimize çok hızlı cevap verdi. 5 yıllık müzemizi gören ilk Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ersoy oldu.
Ersoy’a çekilen yer sıkıntısını aktardı:
- Bu bina, Çuhadaroğlu Grubu’nun ilk merkezi. Burada atölyelerimiz vardı. 5 yıl önce müzeye dönüştürdük. Siz de gördünüz, binamız böyle bir müzeye küçük geliyor. Ayrıca, bölge de turist otobüslerinin girmesine müsait değil.
Bana döndü:
- Sirkeci Garı, Darphane-i Amire, böyle bir müzeye ev sahipliği yapabilecek yerler. Bizim yer arayışımız var. Sayın Bakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımız yardım ederse müzeyi hakettiği bir mekana taşırız.
- İSTOÇ’taki tüccar ithalatı kısmış, iç piyasadan tedarike dönmüş veya daha çok içeride üretime kaymış.
Bu gelişmeyi de şöyle yorumladı:
- Çok uzun süre ülkemizde dolar kuru 1.1-1.4 TL düzeyinde seyretti. O dönemde bir çok üreticiyi kaybettik. Bugün daha rasyonel kur seviyesi ile birlikte içeride daha fazla üretimin yolları aranır oldu. Tüccar, daha az ithalat yapıyor, daha fazla ihracat için şartları zorluyor.
Avdagiç, İSTOÇ turu izlenimlerini Cannes’deki (Fransa) gayrimenkul fuarı MIPIM’deki sohbette paylaştıktan sonra konkordato konusuna değindi:
- Biz konkordatoya giden firmaları yakından takip ediyoruz. Haftalık seyre bakıyoruz. Şu anda “yatay seyir” olduğunu söyleyebilirim.
Bu noktada bankaların tutumuna işaret etti:
- Bankalar, daha önce “borç yapılandırması” isteyen firmaları ellerinin tersi ile itti. O firmaların büyük kısmı kaçınılmaz olarak konkordatoya gitti.
Firmaların konkordatoya gitmesinin bankalar açısından istenen bir durum olmadığının altını çizdi:
- Başkan, hani bir otopark sözü vermiştin? Ne oldu o otopark?
Göksu yanıtladı:
- Sanıyorum farkında değilsiniz. Yer altına 3 katlı bir otopark yaptık. Şu anda hizmet veriyor.
Vatandaş eleştiriyi kararlılıkla sürdürdü:
- Hazır yapmışken neden 3 kat ile yetindiniz? 5 kat inseydiniz ya...
Göksu, şu yanıtı verdi:
- Arkadaş, biz yerin altına 10 kat da insek bu sefer, “Neden 15 kat inmediniz?” diyeceksin.
Ardından yeni dönem projelerinden birini paylaştı: