Paylaş
- Gazetenizde müzelerle ilgili haberler, derlemeler, listeler yapılıyor. Aralarında Hisart’ı göremiyorum. Müzeyi görmenizi, haksızlık yaptığınızı anlamanızı istiyorum.
Birkaç yıl önce Çuhadaroğlu Alüminyum tesislerini birlikte gezdiğimiz Nejat Çuhadaroğlu’nun sitem içeren daveti üzerine İstanbul Kağıthane’deki Hisart’a gittim. Müzeye girdiğimde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un orada olduğunu öğrendim.
Çuhadaroğlu, Bakan’ın özel kaleminden randevu istemiş, 15 gün önce İstanbul’da buluşup tanışmışlardı. O gün Bakan Ersoy’u da ısrarla davet ettiğini belirtti:
- Sayın Bakan, davetimize çok hızlı cevap verdi. 5 yıllık müzemizi gören ilk Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ersoy oldu.
Ersoy’a çekilen yer sıkıntısını aktardı:
- Bu bina, Çuhadaroğlu Grubu’nun ilk merkezi. Burada atölyelerimiz vardı. 5 yıl önce müzeye dönüştürdük. Siz de gördünüz, binamız böyle bir müzeye küçük geliyor. Ayrıca, bölge de turist otobüslerinin girmesine müsait değil.
Bana döndü:
- Sirkeci Garı, Darphane-i Amire, böyle bir müzeye ev sahipliği yapabilecek yerler. Bizim yer arayışımız var. Sayın Bakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımız yardım ederse müzeyi hakettiği bir mekana taşırız.
Bakan Ersoy’u uğurladıktan sonra birlikte müzeyi gezdik. Bodrum katındaki Alman savaş uçağını gösterdi:
- Bu uçağı Amerika’dan 3 yıl önce getirdim. Orijinal renklerine kendim boyadım. İkinci Dünya Savaşı’nda bu uçağı kullanan Alman pilot, 212 uçak düşürmüş. En çok uçak düşürme sıralamasında 8’inci imiş.
Canlandırma maketlerine dikkat çekti:
- 35 yıldır maket yapıyorum. Burada gördüğünüz canlandırma maketlerinin hepsinde emeğim var. Bir yıl öncesine kadar tüm maketleri kendim yapıyordum. Bir yıldır müzede atölyemiz de var.
450’yi aşkın manken olduğunu vurguladı:
- Dünyada döneminin orjinal giysi ve malzemeleriyle giydirilmiş bu kadar mankenin bulunduğu başka müze yok. Canlandırılan her sahnede senaryo, proje bana ait. Son tamamlamaları da ben yaparım.
İstanbul’un fethi, Çanakkale’de ilk uçağın düşürülüşünün canlandırmasını anlatırken, müzedeki obje ve eserleri kaç yılda topladığını merak ettim, paylaştı:
- 25 yıldır dünyanın çeşitli ülkeleri, şehirler, Anadolu’nun her köşesinden obje ve eser topluyorum.
Müzedeki sergilemenin sıkışıklığına işaret etti:
- Müzenin varlıkların tümünün sergilenmesinden yanayım. “Eserlerin yüzde 1’i sergide, gerisi depoda” yaklaşımı yanlış. Ayrıca, müzemizi gezen yetkililerin daha büyük bir yere ihtiyacımız olduğunu görsün istiyorum.
Müzedeki obje ve eserlerin değerini sordum, önce şu yanıtı verdi:
- Bu müzeyi yatırım veya sigorta bedeliyle değerlendirmek yanlış olur. Çünkü, burada katma değer var.
Ardından Kuveyt’in İstanbul Başkonsolosu’nun ziyaretini anlattı:
- Sayın Başkonsolos müzemizi gezdikten sonra, “Bu müzeye ne kadar para harcadığınızı sormayacağım. Benim gözümde değeri en az 1 milyar dolar” dedi. Sayın Başkonsolos’un sözleri, burada yaratılan katma değeri anlatmak açısından önemli.
Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’nin İstanbul ve ülkemiz için çok önemli varlıklardan biri olduğunu gördüm...
SAVAŞ TARİHİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ KURMAK İSTERİM
HİSART Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’nin kurucusu Nejat Çuhadaroğlu, müzenin girişindeki ağır zırhlı sipahiyi gösterdi:
- Osmanlı ilk dönem ağır zırhlı sipahi. Bir tek bu müzede var. Üstelik at aksiyon halinde.
Karşısındaki fil zırhını işaret etti:
- Bu zırh da Osmanlı dönemine ait. Üzerinde Kayı Boyu damgası var. Fil zırhını Anadolu’da buldum.
Ardından müze ile ilgili hayalini paylaştı:
- Bu müzeyi daha büyük bir alana taşıyabilirsek, bir kültür-tarih kompleksine dönüştürmek istiyorum.
Bir hedef daha ortaya koydu:
- Savaş Tarihi Araştırma Enstitüsü kurmayı düşünüyorum.
RESSAM ANNEM ‘BİZİM OĞLAN RESSAM OLACAK’ DİYE ÜZÜLÜRDÜ
NEJAT Çuhadaroğlu, yaratıcılık, hayal gücü ve el becerisinin genlerinde olduğunu belirtti:
- Annem resim ve heykel bölümü mezunu. Babam da yüksek mimar. Annem küçüklüğümde yaptığım resimleri yırtardı. “Eyvah, bizim oğlan ressam olacak, sürünecek” derdi. İş insanı olmamı istiyordu.
Ekonomi mezunu olduğunu vurguladı:
- 7 yıl önce ilk maket sergimi açtığımda annem çok duygulandı.
7 NAMLULU TÜFEK 3 AĞIZLI KILIÇ
NEJAT Çuhadaroğlu, Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’yle ilgili şu iddiasını ortaya koydu:
- Selçuklu dönemi silahları en çok bu müzede sergileniyor. Amerika’da özel bir koleksiyondan aldım.
7 namlulu silahın sergilendiği noktada durdu:
- 2. Mahmud’a ait bu silahın dünyada eşi, benzeri yok. Her bölümünden hançer de çıkıyor. Çakmaklı. Tek çakmak çakılınca 7 namlu birden ateş ediyor.
Sonra 3 ağızlı kılıcı gösterdi:
- Sultan Reşat’a ait...
Paylaş