Vahap Munyar

Şikâyet gibi olmasın diye ‘basın özgürdür’ demem mümkün mü

6 Nisan 2015
7-8 yıl önce İsveç Sosyal Demokrat Parti milletvekili Anne Ludvigsson, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin ele alındığı bir toplantıda AK Parti hükümetini övüp, CHP’yi eleştirdi:

- CHP, milliyetçi ve faşist bir parti. Sosyalist Enternasyonal’den atılmasını isteyeceğiz.O dönemde CHP’de genel başkanlık yarışına girip, kaybeden Umut Oran, İsveç’e gitti, Ludvigsson’un kapısını çaldı:
- Ben işadamıyım. CHP’de genel başkan adayı oldum, yarışı kaybettim. Hâlâ partide çalışıyorum, hiçbir engelle karşılaşmıyorum. CHP’yi yanlış tanıyorsunuz.Ludvigsson, bir süre sonra Sosyalist Enternasyonal’de CHP’yle ilgili çekincesini geri çekti. Derken 2012’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, en yüksek oyu alarak Sosyalist Enternasyonal’de Başkan Yardımcılığı’na seçildi. Oran da en yüksek oyu alarak 13 kişilik “etik komite”ye girdi.
Aradan zaman geçti, Kılıçdaroğlu, Oran’ın önünü açtı, Aralık 2014’te Sosyalist Enternasyonel’de Başkan Yardımcılığı pozisyonuna yükseldi:
- Orada genelde parti genel başkanları veya başbakanlar olur. Geçmişte Deniz Baykal ve Erdal İnönü de parti genel başkanı iken, Sosyalist Enternasyonal’de genel başkan yardımcılığı görevi üstlenmişti.Oran’la Sosyalist Enternasyonal’i konuşurken 2-3 hafta önce AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın Brüksel’deki sohbetimizde söylediklerini anımsadım:
- Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısına yönelik CHP boykotunu Oran örgütledi. 40 yıllık Dışişleri tecrübemde Türkiye’deki görüş ayrılıklarının ülke aleyhine kullanıldığını hiç görmedim. Bu tutum vatanseverlik değil.Oran, yanıtladı:
- AB, tam üyelik müzakereleri çerçevesinde 2011’den beri ana muhalefet partisi olarak bizimle de görüşüyor. Bize hep, “Hükümetin söyledikleri doğru mu?” sorusunu yöneltiyorlar. “Doğruları” söyleyince hükümetin yanlışları ortaya çıkıyor.
Türkiye’yi AB’ye ya da Sosyalist Enternasyonal’e şikayet etmesinin söz konusu olmadığını savundu:

Yazının Devamını Oku

Kara salı geliyorum demiş

5 Nisan 2015
Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut, elektrikte büyük çöküşün yaşanmasından bir gün önce aynı saatlerde frekans grafiğine yansıyan sinyal garipliğini görüp tedbir aldı. Soru şu: Sistemi yönetenler bunu farketti mi, farkettilerse neden önlem alamadılar?

PETKİM Genel Müdürü Sadettin Korkut, 30 Mart 2015 Pazartesi günü elektrik grafiğini incelerken saat 10.30’da bir gariplik hissetti. Görebildiği kadarıyla Türkiye’de 2 santral devreden çıkmış, İzmir Aliağa’da kendilerine ait 220 megawat gücündeki santraldan sisteme elektrik akışı tavan yapmıştı. Hemen ilgili birime talimat verdi:
- ‘Ada konumuna’ (Sistem bir açık olduğunu hissettiğinde elektrik üretimini dışarıya vermiyor. Sadece kendi tesisleri için üretiyor) geçelim. Kendi elektriğimizi öncelikle tesislerimize yönlendirip üretimin durmasını önleyelim.
Birkaç saniye içinde önlem alındı. O gün üretimin durması önlendi:
- 30 Mart 2015 günü 10.30’da ülkemizin bazı noktalarında belki de kısa süreli elektrik kesintisi oldu ama bu durumu kullanıcı hissetmeden durum normale döndü.
Korkut, 31 Mart 2015 sabahı saat 10.36’da elektrik grafiğinde daha büyük frekans kayması gördü:
- Ancak, 31 Mart günü Petkim’de “ada” konumuna geçme şansımız olmadı. Enterkonnekte sistemde hızlı kayıplar yaşanınca, bizim santralın üretiminin tavan yapması yetmedi. 2 saniye içinde bizim santral da durdu. Böylece Petkim’de de üretim tümüyle stop etti.
Petkim’in kuruluşunun 50’nci yılı etkinlikleri çerçevesinde tesisleri gezerken, şirketin çoğunluk hissesine sahip Azerbaycan’ın devlet şirketi Socar’ın Türkiye CEO’su Kenan Yavuz, ana ürünleri etilenin üretildiği fabrikayı işaret etti:

Yazının Devamını Oku

Affedilir gibi değil!

3 Nisan 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisinin sistem çökmesinden kaynaklandığını belirterek, “Ne olursa olsun yaşanan affedilir bir olay değildir. Türkiye gibi bir ülkede böyle bir olay yaşanmamalıdır. Bunun failleri kimdir, nereden kaynaklanıyor. Hepsi gözden geçirilecek” değerlendirmesini yaptı.

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Slovenya, Slovakya ve Romanya’yı kapsayan resmi seyahatinin Bükreş durağından İstanbul’a dönerken terörle ilgili değerlendirme sonrası, 3 ülkeyle ekonomik ilişkiye değindi:
- 3 ülkede de çok başarılı ikili ve heyetler arası görüşmelerimiz oldu. Bu ülkelerle siyaset alanında düşünce ayrılığımız yok. Avrupa Birliği’nde (AB) bizi destekliyorlar. Uluslararası kurum ve kuruluşlarda hemen hemen müşterek görüşlere sahibiz. 3 ülkeyle de ticari ilişkimizin artmasını bekliyorum.Mevcut rakamlardan örnek verdi:
- Slovenya ile 1 milyar 50 milyon dolar, Slovakya ile 1.4 milyar dolar, Romanya ile de 6.5 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var.Romanya ile daha önce varılan mutabakatı anımsattı:
- Romanya ile aramızdaki dış ticareti büyütmemiz lazım. Daha önce 10 milyar dolara çıkarmak gibi bir hedef koymuştuk. Bu konudaki kararlılık sürüyor.3 ülkede Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) önderliğinde düzenlenen iş forumlarında verdiği mesaja işaret etti:
- İşadamlarımızın söz konusu ülkelerdeki işadamlarıyla işbirliklerini artırması, ülkemize çok şey kazandırır.Ardından Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisiyle ilgili soruya yanıt verdi:

Yazının Devamını Oku

Japonlar abartmış ama fark ödenir

2 Nisan 2015
Dönemin Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım, ‘Marmaray’da 200 milyon dolarlık ek maliyet konusunda, “Elbette bir maliyet artışı söz konusu.

Ancak, Taisei işi biraz abartmış. Çözülmeyecek bir şey yok. Oturulur hesap yapılır, ortaya çıkan fark ödenir” dedi.


DÖNEMİN Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım, Ocak 2013’te Marmaray projesini üstlenen konsorsiyumun ortakları Japon Taisei, Gama ve Nurol’un temsilcilerini topladı, bitiş tarihi için kararlılığını ortaya koydu:
- 29 Ekim 2013’te hizmete açılacak.
Başta Japon Taisesi olmak üzere konsorsiyum ortakları sözleşmedeki bazı maddeleri anımsatıp, itiraz edecek oldu:
- Karşımıza işi yavaşlatan engeller çıktı. Bu durumda sözleşmeye göre 2016 yılına kadar zamanımız var.Yıldırım ısrar etti:

Yazının Devamını Oku

Ben huzursuzluk unsuru olamam

31 Mart 2015

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu “2015’i düşe kalka yol alacağımız yıl” diye nitelerken “İşadamı kavga etmez. Kavga ile sonuç alamaz. Ben, huzursuzluk unsuru olamam” dedi.

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) Kartepe’de gerçekleştirdiği buluşmanın 11’incisindeki sunumunda 2015’e dönük şu saptamayı yaptı:
- 2015, düşe kalka yol alacağımız bir yıl olacak. Bu yıl yüzde 3.5 büyüme bekliyoruz.
Ardından çağrısını yaptı:

Yazının Devamını Oku

Zabıta müdürümü vuran beni hedef almış demektir

30 Mart 2015
İSTANBUL’un Şişli ilçesinin Belediye Başkanı Hayri İnönü, masada ekonomi yazarlarını görünce söze bütçe ve borçlardan girdi:

- Yıllık bütçemiz 440 milyon lira. Borcumuz ise 500 milyon lira dolayında.Borçlardan söz etmesinin birilerine eleştiri gibi algılanmaması gerektiğini belirtti:
- Neredeyse Türkiye’deki bütün belediyelerin borcu var. Ardından 19 Mart akşamına döndü:
- Benim göreve getirdiğim Zabıta Müdürümüz Atilla Dilekçi’yi silahla yaraladılar. Nedeni elbette ortaya çıkacak, kimin vurduğu anlaşılacak.“Zabıta müdürünü neden vururlar?” sorusunu sorup yanıta geçti:
- Bitmek üzere olan ama henüz ruhsatı alınmamış inşaatlar var. Onları mühürleyince tehditler almaya başladı. Tehdit aldığını emniyete bildirmiştik. O tehditlerle vurulması arasında bir bağlantı var mı bilmiyorum. Araştırılınca anlaşılacak.Şişli Belediyesi Zabıta Müdürü’nün silahla yaralanmasının medyanın gündeminde pek kalmadığını kaydetti:
- Bence çok önemli bir olaydı bu. Bir kere benim göreve getirdiğim zabıta müdürünü vurmak, beni de hedef almakla aynı anlama geliyor.Ardından Türkiye’deki genel havadan yakındı:
- Kolay yoldan para kazanmanın makbul sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz.Uzun yıllar özel sektörde çalıştığını anımsattı:
- Özel sektörün belli bir rutini vardır. Belediye başkanlığı bambaşka. Her günü farklı gündemlerle yaşarsınız. Ziyaretinize gelenler hep bir talepte bulunur.Bu aşamada şu noktanın altını çizdi:

Yazının Devamını Oku

Koç’un Miami’deki rezidansı ‘iyi’ satıyor

29 Mart 2015
Rahmi Koç’un Miami’de başlattığı tersane yatırımı devam ediyor. Koç ayrıca, Miami’nin en eski sörf kulübünü bir yatırımcı grupla birlikte almıştı. Rezidans bölümündeki konutların yüzde 70’i ise şimdiden satıldı.

TÜRKİYE’nin Mimai Başkonsolosu Özgür Kıvanç Altan, bölgedeki Türk yatırımlarını anlatırken ilk sırada Rahmi Koç’u saydı:
- Rahmi Bey, bir süre önce burada bir tersane yatırımı başlatmıştı. Türkiye’deki RMK adlı tersanesinin bir uzantısı olacak ve yat üretecek. Ayrıca, Miami’nin en eski sörf kulübünü bir yatırımcı grupla birlikte almışlardı. Orada da yatırımları sürüyor.
Global Liman İşletmeleri’nin “Kruvaziyer Fuarı” nedeniyle davet ettiği Miami’de Başkonsolos’un ofisinden çıktıktan sonra sörf kulübünün bulunduğu bölgeye gittik. Kaba inşaatların tamamlanma noktasına yaklaştığı yatırım alanına Four Seasons tabelası hakimdi. Koç, üzerinde 1930’lu yıllardan kalma sörf kulübü binasının da bulunduğu araziyi ortaklarıyla birlikte 116 milyon dolara almıştı.
Satış ofisine müşteri gibi girdik. Satış görevlisi maket üzerinden projeyi anlattı:
- Bu sörf kulübü binasının Miami açısından tarihi önemi var. Bina, yeni yapının içinde korunuyor.
Fiyat örnekleri verdi:
- Rezidans bölümünde arka taraftaki en ucuz dairenin fiyatı 3.5 milyon dolar. Okyanusa bakan tarafta fiyatlar 6.5 milyon dolardan başlıyor.

Yazının Devamını Oku

Neoplan geldi 400 işçiye daha iş kapısını açtı

27 Mart 2015

MAN Türkiye CEO’su Münür Yavuz ile MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. CEO’su Tuncay Bekiroğlu, markanın üst sınıf şehirlerarası otobüsü Neoplan’ın üretiminin geçen yıl tümüyle Ankara’ya kaydırılması sonrası harekete geçti:
- Her yıl düzenlenen “Bus Days” (Otobüs Günleri) Almanya’da gerçekleştiriliyordu. Artık Almanya’da otobüs üretimi kalmadı. Ankara, bu alandaki en büyük üretim merkezimiz. Söz konusu etkinliği Türkiye’de yapalım.Böylece MAN Truck & Bus yönetimi ilk kez “Bus Days”i Almanya dışına kaydırıp, yeni adres olarak Ankara’yı belirledi. MAN’ın dünyadan 1200’ü aşkın profesyonel müşterisi ve çok sayıda gazeteci, 3 günlük etkinlik çerçevesinde Ankara Akyurt’taki tesislerde buluştu.
Münür Yavuz, MAN Truck & Bus Yönetim Kurulu Üyeleri Carsten Intra ve Heinz-Jürgen Löw’ün sunumları sonrasında Neoplan’ın istihdama katkısını ortaya koydu:
- Bir otomobilin montajı 20 adam/saat, kamyonun 100 adam/saat, otobüsünki ise 1000 adam/saattir. Neoplan’ın üretiminin Almanya’daki Plauen’deki tesislerden Ankara’ya kaydırılması, 400 kişilik ek istihdam yarattı.Bir Alman gazeteci Carsten Intra’ya sordu:
- Plauen’deki 147 persone ne olacak?
- Plauen’de modifikasyon başta olmak üzere bazı işler sürecek. Söz konusu personel orada çalışmaya devam edecek.Münür Yavuz bize döndü:
- Neoplan’ın üretiminin Ankara’ya kaydırılması sürecini Almanya’daki sendikalar çok yakından izledi. Üyelerinin işsiz kalmaması için her adımı attı.Ankara’daki üretimde yerlilik oranının yüzde 60’larda olduğunu vurguladı:

Yazının Devamını Oku