Paylaş
- Yıllık bütçemiz 440 milyon lira. Borcumuz ise 500 milyon lira dolayında.
Borçlardan söz etmesinin birilerine eleştiri gibi algılanmaması gerektiğini belirtti:
- Neredeyse Türkiye’deki bütün belediyelerin borcu var.
Ardından 19 Mart akşamına döndü:
- Benim göreve getirdiğim Zabıta Müdürümüz Atilla Dilekçi’yi silahla yaraladılar. Nedeni elbette ortaya çıkacak, kimin vurduğu anlaşılacak.
“Zabıta müdürünü neden vururlar?” sorusunu sorup yanıta geçti:
- Bitmek üzere olan ama henüz ruhsatı alınmamış inşaatlar var. Onları mühürleyince tehditler almaya başladı. Tehdit aldığını emniyete bildirmiştik. O tehditlerle vurulması arasında bir bağlantı var mı bilmiyorum. Araştırılınca anlaşılacak.
Şişli Belediyesi Zabıta Müdürü’nün silahla yaralanmasının medyanın gündeminde pek kalmadığını kaydetti:
- Bence çok önemli bir olaydı bu. Bir kere benim göreve getirdiğim zabıta müdürünü vurmak, beni de hedef almakla aynı anlama geliyor.
Ardından Türkiye’deki genel havadan yakındı:
- Kolay yoldan para kazanmanın makbul sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz.
Uzun yıllar özel sektörde çalıştığını anımsattı:
- Özel sektörün belli bir rutini vardır. Belediye başkanlığı bambaşka. Her günü farklı gündemlerle yaşarsınız. Ziyaretinize gelenler hep bir talepte bulunur.
Bu aşamada şu noktanın altını çizdi:
- Müteahhitlerle pek konuşmam.
Bundan müteahhitlerin belediyedeki rutin işlemlerinin yürümediği anlamının çıkarılmamasını istedi:
- Müteahhitlerle ilgili arkadaşlarım görüşür. Bana da bilgi verirler. Mevzuat çerçevesinde talepleri olursa, onların gereği yerine gelir.
Göreve başladığı ilk günlerde yadırgadığı deyim üzerinde durdu:
- Baktım benim her sözüme çevremdeki arkadaşlar, “Emredersiniz efendim” karşılığını veriyor. İlk aşamada, “Ben emretmek istemem” diyecek oldum.
Daha önce Şişli’de belediye meclis üyeliği görevinde bulunduğunu anımsatıp ekledi:
- Belediye Başkanı olunca, yerel yönetimlerde “Başkanlık sistemi”nin olduğunu gördüm. Belediyelerde başkan ne derse o olur.
Sohbeti noktalarken Zabıta Müdürü’nün vurulması olayına döndü:
- Ruhsatsız inşaatları durdurduğu için tehditler alıyordu...
İnönü’nün bu sözü, bazı adresleri işaret etmiyor mu?
Sosyal yardım işinde ‘haksız çıkar’ riski var
ŞİŞLİ Belediye Başkanı Hayri İnönü’ye sosyal yardımları sordum:
- İhtiyacı belgelenmiş 200 dolayında aileye erzak yardımı yapıyoruz.
- Nakit yardımınız yok mu?
- Nakit yardım yok. Sosyal yardımı gerçekten hak edene vermezseniz ağır suş işlemiş olursunuz. “Haksız çıkar sağlamaya” girer.
Beyoğlu Belediyesi’nin “Sosyal Market”ini örnek verdim:
- Beyoğlu’nda 4 bine yakın aile, her ay yüklenen miktara göre kartlarıyla o marketten alışveriş yapıyor. Marketin rafları bağışlarla doluyor.
- Bizim öyle bir uygulamamız yok.
Avrupa Şişelenmiş Sular Federasyonu nöbeti Kızıl’a geçti
CAPİTAL-Ekonomist dergilerinin düzenlediği “Uludağ Ekonomi Zirvesi”ndeki sohbetler sırasında Uludağ İçecek İcra Kurulu Üyesi Ömer Kızıl’ın European Federation of Bottled Waters (EFBW-Avrupa Şişelenmiş Sular Federasyonu) yönetim kuruluna girdiğini öğrenince bilgi istedim:
- EFBW, AB nezdinde doğal maden suyu, kaynak suyu ve şişelenmiş diğer suları temsil ediyor.
Kızıl, EFBW’ye Türkiye’den SUDER ve MASUDER ile Uludağ İçecek’in üye olduğunu vurguladı:
- 2004-2014 döneminde Uludağ İçecek Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erbak, federasyonun yönetiminde görev aldı. 2014’te görevi bana devretti.
Sektör verilerini paylaştı:
- Avrupa’da şişelenmiş su ve maden suyu 52 milyar litreye ulaşıyor. Bunun 22 milyarı maden suyundan oluşuyor. Türkiye’de şişelenmiş su ve maden suyu toplamı 3.5 milyar litre düzeyinde. 325 milyon litresi maden suyu.
Kişi başına maden suyu tüketimine işaret etti:
- Türkiye’de kişi başına yıllık maden suyu tüketimi 8 litre. Bu rakam İtalya’da 170, Almanya’da 120, Belçika’da 136, İspanya’da 110 litreye ulaşıyor.
Paylaş