PROFİLO Holding’in patronu Jak Kamhi, Paris’te bizi OECD merkezine götürecek araca bindiğinde Fransa Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy’yle görüşmenin etkisinden kurtulamamıştı: ‘Gümrük Birliği’yle ilgili yeni yükümlülüklerden söz etmesi kanıma dokundu. Gözüme uyku girmedi.’
‘Ne dedi Jak Bey?’ diye üsteledim, Kamhi o anda çok da açık etmek istemedi, geçiştirdi... Ancak, Türkiye’nin duayen işadamlarından Jak Kamhi’nin yakınması önemliydi. Onun bu sıkıntısını kafaya taktım.
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ömer Sabancı başkanlığında, Pekin Baran, Ümit Boyner, Arzuhan Yalçındağ, Jak Kamhi, Naim Koçer, Eşref Hamamcıoğlu, Haluk Tükel ve Bahadır Kaleağası’ndan oluşan heyet görüşmelerini tamamladıktan sonra Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Uluç Özülker’in davetinde biraraya geldik.
Hemen Jak Kamhi’ye yöneldim: ‘Jak Bey, geçen sabah Gümrük Birliği konusunda dert yandınız, devamını getirmediniz. Sıkıntı nedir?’
Jak Kamhi, bırakın tam üyelik ışığının yanmasını, daha ortada müzakerelerin adı bile yokken Avrupa Birliği (AB) ile Gümrük Birliği’ni gerçekleştiren tek ülkenin Türkiye olduğunu hatırlattı:
‘Hal böyleyken bize hálá Gümrük Birliği’yle ilgili yapmamız gerekenler olduğunu söylüyorlar. Bu kadarı da olmaz... Benim karşı çıktığım bu...’
Jak Kamhi, daha sonra Ali Bozer’le birlikte yaptıkları çalışmalara döndü: ‘Efendim ben İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) başkanlığım sırasında da, ondan önce de, sonra da bu AB işi ile çok uğraştım. Özellikle Ali Bozer’le Gümrük Birliği üzerine çok çalışmıştık. Türkiye’nin Gümrük Birliği’nden zarar görmemesi için bazı ‘güvence noktaları’ bulmuştuk. Ama Tansu Çiller döneminde Türkiye’nin kayıpları hiç dikkate alınmadan apar topar Gümrük Birliği imzası atıldı.’
Kamhi, Fransızlar’dan gelen ‘Türkiye bize daha fazla ticaret şansı tanısın’ talepleri üzerine, TÜSİAD’ın eş kuruluşu MEDEF’in Başkanı Laurence Parisot’un önünde patlamış: ‘Bakın ben bu AB (o zamanlar Avrupa Ekonomik Topluluğu-AET) konusunda çalışmalara kurulduğu yıllardan itibaren, 32 yaşındayken başladım. Bugün 80 yaşındayım. Demek ki 48 yıl olmuş. 48 yıldır AB’nin peşinde koşup duruyorum. Türkiye’nin AB yolculuğu da 40 yılı aştı. Daha yeni müzakereye başlayabildi. Artık Türkiye’yi daha fazla zorlamayın.’
Kamhi, gerek ABD’de, gerekse Avrupa’da Türkiye aleyhtarı lobiler çok öne çıktığında, oralarda sözü geçen bir işadamı olarak önemli roller üstlendi. Kamhi, sohbetimizde bunları da anımsadı: ‘Özellikle Turgut Bey (Özal) beni o lobilere karşı çok kullandı. Ben de elimden geldiğince çok sevdiğim vatanım için birşeyler yapmaya çalıştım.’
Jak Kamhi, hem Gümrük Birliği’nin ilk dönemlerinin acısını çekmiş, hem de bazı yabancı ortaklarıyla ‘uyumsuzluk’ çekmişti. Acaba şimdi şirketlerinde çalışma temposu nasıldı?
Kamhi gülümsedi: ‘Artık ben başka işlerle uğraşıyorum. İşleri profesyonel yönetici arkadaşlarım götürüyor. Ben arasıra onlardan ‘harçlık’ istiyorum...’
Kamhi, AB yolunda neredeyse ‘bir ömür geçirmiş portre’ olarak karşımızda duruyor...
Bakıyorum, Paris’teki görüşmelerde de ‘ekstra istekler’e kızmak dışında, Jak Kamhi’de ‘yeter artık yoruldum, ben bırakıyorum’ havası görünmüyor...
AB yolunda 80’lik Jak Kamhi’den epey ders almak gerekiyor...
İyi bayramlar...
O garajı ben yaptım Dubaili’den tedirginim
İSTANBUL’da Mecidiyeköy’deki Profilo Alışveriş Merkezi’nin patronu olan Jak Kamhi’yle yeni alışveriş merkezlerini, kule projelerini konuşuyoruz.
Önce Şişli’deki Cevahir Alışveriş Merkezi... Jak Kamhi, ondan memnun: ‘Cevahir Alışveriş Merkezi tam bitirilmeden açıldı... Onlar için dezavantaj oldu... Ancak, orası bizim işlerimizi olumsuz etkilemedi. Aksine yeni çekeceği müşterilerin bize de gelmesi söz konusu olabilir...’
Ya Dubai Kuleleri projesi? Kamhi, anılara dönüyor: ‘Levent’teki o İETT Garajı’nın müteahhidi bendim. Betonarme kısmını Şarık Tara’ya yaptırmıştım. Metal aksamlarını ben tamamlamış, üstünü ben kapatmıştım...’
Sonra tedirginliğini dile getiriyor: ‘Levent-Maslak bölgesi Dubai Kuleleri gibi bir projeyi kaldırabilir mi bilemiyorum... Bana zor gibi geliyor...’
Kamhi, tedirgin de olsa, ‘Asla yapılmasın’ gibi bir tepki de koymuyor...
Hoş tepki koysa ne olacak?.. ‘Yapıcı eleştiriler’e bile dönüp bakan yok ki...