Paylaş
“Eskiden bir felaket olduğunda, durup soluklanacak, kendimizi toparlayacak bir aralık bulabiliyorduk. Ancak şimdi daha yaşadığımız şeyi tüm boyutlarıyla anlayamadan, yeni bilinmezliklerle karşılaşıyoruz... Son dönemeçteyiz. Elimizde, gidişatı olumlu yönde değiştirebilecek son on yılımız var. Ve bu fırsatı değerlendirebilecek son nesiliz.”
Prof. Dr. Ali Demirsoy da katıldığım bir toplantıda 2035 yılından sonra insanoğlunun katliamlar göreceğini ve bunun nedeninin küresel ısınma olacağını ifade etmişti.
Son birkaç yıldır katıldığım toplantılarda bir şekilde iklim değişikliği, küresel ısınma, yeşil ekonomi konuları hep karşıma çıktı. Ancak sürecin sanki biraz daha uzun olacağını sanıyordum/sanıyorduk. Öyle değilmiş son bir yılda iyiden iyiye ortaya çıktı.
Dünya, geri dönülemez bir noktaya hızla ilerlerken acil önlemler alınmaya çalışılıyor.
ABD’nin başına Joe Biden gelir gelmez, iklim değişikliğiyle ilgili politika farklılığının açıklamasını da yaptı. Eski Dışişleri Bakanı John Kery’i bu iş için görevlendirdi. Biden, koltuğa oturduğu hafta, iklim değişikliğiyle mücadelenin, yönetiminin en önemli önceliklerinden biri olduğunu vurguladı ve “ABD dış politikası ve ulusal güvenliğinin ana unsurlarından biri” ifadesini kullandı. Biden, “İklim değişikliği varoluşsal bir tehdit ve gözümüzün önünde cereyan ediyor. Artık daha fazla bekleme lüksümüz yok, acilen harekete geçme vakti” mesajını verdi.
Biden petrol şirketleri yerine yenilenebilir enerjiyi destekleme kararlılığını vurgularken, kamunun sahip olduğu tüm araçların temiz ve elektrikli olanlar ile değiştirileceğini de ifade etti.
ABD’de yönetimle birlikte iklim değişikliğine bakış da değişirken, bu konuda uzun zamandır hassas olan AB, işi daha da ileri götürüyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı son günlerde sürekli karşımıza çıkıyor. Bu mutabakatın Türkiye için de sonuçları olacak. Karbon emisyonu konusunda sınırlamalara uymayan ürünlerin AB’ye girişi mümkün olmayacak. Hazırlıklar buna göre yapılmaya başlandı bile.
AB’nin 2030’a kadar hedefleri içinde yer alan fosil yakıtlı araçların trafiğe girmemesi planı ise çok daha erkenden gerçekleşecek gibi.
ABD’li Ford, bu yönde bir karar aldı bile Almanya fabrikasına 1 milyar dolarlık yatırım yapacak ve AB pazarına 2030’a kadar sadece elektrikli araç gönderecek.
Biz de bir yandan elektrikli otomobil adımını atarken, diğer yandan elektrikli otobüsler konusunda işi sıkı tutuyoruz.
Zorlu Enerji’nin elektrikli araç şarj istasyonları alanında faaliyet gösteren şirketi Zorlu Energy Solutions (ZES) şarj istasyonu ağını Türkiye’deki 81 ilin tamamına yaydığını açıkladı. Şirketin açıklamasına göre, Aralık 2020 itibari ile 420’den fazla noktada 710’dan fazla araca aynı anda hizmet verebilecek noktada.
AB’de ve Türkiye’de yenilenebilir enerji konusundaki adımlar fena gitmiyor. Geri dönüşüm ve bilinçlendirme çalışmaları devam ediyor. Son düzlükteysek daha hızlı koşmalıyız. Aksi koca bir dünyanın değilse bile insanlığın sonu olur.
Kalın sağlıcakla.
Paylaş