Onlar ezeli rakipleri olarak Almanlar’ı görüyorlar, 1990, 1996 ve 2010’daki kayıpları birer travma olarak kabul ediyorlar. O yüzden dün Wembley’de oynanan maç onlar için bir çeyrek final biletinden fazlasıydı, bir özgürlük biletiydi bu. 55 yıllık bir travmadan çıkış biletiydi dünkü iki gol.
LÖW TUTUCU OYUNU BIRAKMADI
EURO’96’daki o meşhur kaybın başrolü southgate de sanki bu tarihi baskıdan etkilenmiş gibiydi. Dörtlü savunmadan beşli defansa döndü, ilk 11’de tam yedi savunmacıya yer verdi Wembley’de. Ancak bu tercihin Almanlar’ın yetenekli kanat bekleri Kimmich ve Gosens’i durdurduğunu kabul etmemiz gerek. Dün Almanya’nın iki kanadı orta saha orijinliyken, İngilizler’in iki kanadı savunma orijinli görünüyordu ama ikinci yarıda oyuncu değiştirmeden oyunu değiştirdi İngilizler. Löw tutucu oyundan vazgeçmeyip İngilizler’i cesaretlendirince, iki bek Shaw ve Trippier daha fazla bindirmeye başladılar ikinci yarıda. İki gol de Shaw bindirmeleri sonucu geldi zaten.
‘ONLAR GERGiN ÇIKIYORDU’
Almanlar’ın efsanevi forveti Klinsmann, 90’larda İngilizler’e karşı rahatlıklarını şöyle açıklamış maç öncesinde: “Onlar sahaya son derece gergin çıkarken, ben malzemeciyle espresso içiyordum o dakikalarda”. Dün zafer kahvesini içmeyi İngilizler hak etti kesinlikle. Özellikle de 22 Haziran’da oynanan maçta Çekya’yı yenip Almanya’yla eşleşme cesaretini gösterdikleri için bu espresso İngilizler’in hakkı.
Misli.com'dan yeni üyelere özel kampanya! 100 TL oyna, 100 TL kazan, hemen katıl...
Fenerbahçe'deki finansal detaylara bütünüyle hakim olmamız mümkün değil. Aziz Yıldırım çok uzun konuştu, Ali Koç da yanıt verir, kamuoyu olarak biz de daha iyi anlarız olanı biteni
BASKETBOL TEKLİFİ ENTERESAN
Ancak Yıldırım’ın basketbol şubesi teklifi enteresan. Bence birlikte oturup bunu değerlendirmeliler. Antrenör olarak Emre Belözoğlu’yla devam edilebilirdi fikrine de katılıyorum. Ayrıca İrfan Can için, Mesut Özil için büyük bütçe ayırıyorsanız teknik direktör için de ayırmalısınız
EN YÜKSEK MAAŞI ANTRENÖR ALMALI
Zamanında Aziz Yıldırım da aynı hataları yaptı, çok iyi kadrolara düşük profilli teknik adamlar getirdi. Sanırım şu anda Ali Koç da aynı hataya düşüyor. Bence bir takımda en yüksek maaşı antrenör alabilmeli. Çünkü esas kader belirleyici kişi teknik direktör.
Danimarka turnuvanın ilk maçında bir şok yaşadı. İkinci maçta üçlü savunmaya döndü, önde bastı, Belçika’ya bir devre kâbus yaşattı. İskoçya, Çekya maçında tanınmaz haldeydi; hoca ikinci müsabakada 20 yaşındaki Gilmour’u Wembley’e çıkarttı, parmak ısırttı. Makedonya ikinci santrfor Trajkovski’yi soktu, Ukrayna maçını 2-0’dan çevirmeye yaklaştı. İsviçre, İtalya önünde 45 dakika geriden çıkamadı; sonra Rodriguez’i üçlü savunmanın içine sokarak oyunu dönüştürdü. Petkovic, İtalya maçının son yarım saatinde yaptığı provayla Türkiye’yi de yenmiş oldu aslında...
HOCA DOKUNUŞLARI
Genel olarak, imkanları çok geniş olmayan takımların teknik direktör dokunuşlarıyla nasıl gelişebildiğini izledik turnuvada. Sanırım müsabaka içinde veya turnuva içinde gelişemeyen, hiçbir soruna çare üretemeyen, hatta her maçı bir öncekinden kötü olan tek takım vardı. O da Türkiye’ydi. Turnuvanın ilk 10 gününü izledikten sonra hissiyatım özetle şu: Keşke bizim de bir antrenörümüz olsaydı... Hiç olmazsa Angelovski kadar, Hjulmand kadar, Clarke kadar dokunabilseydi takımına. Keşke... İtalya maçında mağlup duruma düştüğümüzde çıkan iki oyuncumuz Okay-Ozan oldu. Galler maçında golü yedik, yine oyundan çıkan merkez ikilimizdi (Okay-Ozan)... İsviçre maçında 2-0 geriye düştük, yine tabela kalktı ve yine merkez ikilimiz Kaan-Ozan’ın isimleri yandı orada.
BASiT BiR MANTIK
Gerçekten merak ediyorum, 61 yıllık Avrupa şampiyonaları tarihinde 3 grup maçının üçünde de aynı adamı (Ozan’ı) ilk 11’de başlatıp, üçünde de yenik duruma düşünce oyundan çıkaran başka bir hoca var mıdır? Yani bir oyuncunun performansı kötüyse bir sonraki maça başlatmazsın. İyiyse de her maçta çıkarmazsın! Mantık bu kadar basit. 1988’den beri Avrupa şampiyonalarındaki tüm maçları televizyondan izledim. Üç turnuvayı da yerinden takip etme şansım oldu. Üzülerek söylüyorum ki, bu 30 küsur yılda bir büyük turnuvada bu kadar kötü bir teknik adam performansı hatırlamıyorum. Maalesef...
UĞURCAN’IN SOLU
Bu turnuva maceramızda belki en son konuşacağımız kişi Uğurcan. İyi bir kaleci jenerasyonumuz var, Uğurcan da, Altay da, ümit milli kalecimiz Ersin de uzun süre ay yıldızlı formaya hizmet edecekler. Ancak başarılı kalecimize bir nazar boncuğu uyarısı: Insigne’den, Seferovic’ten ve Shaqiri’den soluna orta mesafe şutlarda sıkıntı yaşadı. Geliştirmesi gerekebilir.
ÖNDE BASKI YAPMAYAN TEK TAKIMIZ
1- Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç bekleyemezsiniz. Şenol Güneş eğer bugün takımı sarsamazsa bu harika nesil için yeterliliği artık tartışmalı olur.
2- Bu maçı kazanmak son 16 için yeteri gelmeyebilir, ancak burada alacağımız kötü bir sonuç Dünya Kupası yolculuğumuz için de umut kırıcı olacaktır.
Danimarka ilk maçta hayal kırıklığı yaşadı; teknik direktör Hjulmand, Belçika önünde üçlü savunmaya dönerek, önde basarak bambaşka bir takım izletti bize. Makedonya, Ukrayna maçının ilk yarısında etkisizdi; koç Angelovski oyuna ikinci santrfor Trajkovski’yi sokup, Eljif’i iki adım geriye kaydırıp ikinci devrede oyunun ritmini tamamen değiştirdi. Türk Milli Takımı’nın da ihtiyacı olan şey bir antrenör dokunuşu. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemezsiniz. Şenol Güneş eğer bugün takımı sarsamazsa, bir elektroşok etkisi yaratamazsa bu harika nesil için yeterliliği artık tartışmalı olur.
ARTIK KALİTEYİ GÖSTERMELİYİZ
325 milyon Euro’luk ederimizle turnuvanın en değerli 10’uncu takımıyız. Yani bu kadro kalitesiyle rahatlıkla ikinci tura çıkabilmeliydik, hatta çeyrek final de makul bir hedefti. Galler’den iki kat kaliteliydik, sahada hiçbir varlık gösteremedik. Kâğıt üzerinde İsviçre’den de daha değerli bir kadromuz var, artık bu oyuncu kalitesini oyun olarak sahaya yansıtmak zorundayız. Bu maçı kazanmak son 16 turuna çıkmak için yeteri gelmeyebilir, ancak burada alacağımız kötü bir sonuç Dünya Kupası yolculuğumuz için de umut kırıcı olacaktır. O yüzden bu maçın sonucunun, 2022 planlarımız için de yol haritası hükmü taşıdığını düşünüyorum ben.
FUTBOLCUNUN EN İYİ VERSİYONUNU ORTAYA ÇIKARMALISINIZ
1- Milli takım teknik direktörlüğü, kulüp antrenörlüğünden biraz daha farklı. Oyuncularla çok vakit geçiremediğiniz için onları değiştirmeniz, geliştirmeniz zor. Ancak özellikle mental çalışmalarla futbolcunun en iyi versiyonunu elde etmeye çalışıyorsunuz. Deschamps bu yüzden başarılı addediliyor, çünkü Pogba’nın, Griezmann’ın, Lloris’in kulüplerinden daha iyi performans vermeleri tamamen kendilerini daha iyi hissetmeleriyle ilgili. Şenol Güneş’se bu turnuvada hiçbir oyuncudan kulüpteki performansını alamadı. Güneş şu iki maç öncesi nasıl bir mental çalışma yaptıysa, umarım tersini denemiştir. Çünkü hiçbir futbolcumuzun en iyi versiyonunu izleyemedik Euro 2020’de.
İNANMAKLA OBSESYON ARASINDA İNCE BİR ÇİZGİ VAR
Danimarkalılar sahada adeta ‘25 bin 11’ kişilerdi, birinci dakikadan itibaren seyirciyle beraber önde baskı yaptılar. İlk 15 dakikada beş şut attılar, ki bu sayı Rusya’nın 90 dakikalık performansıydı. İlk 45 dakika boyunca yüksek tempolarını ve iştahlarını korudular, Belçikalılara adeta nefes aldırmadılar.
Devreyi şutlarda 9-1, tabelada 1-0 üstünlükle ve hastane yatağında Eriksen’in yüzündeki güzel gülümsemeyle bitirdiler muhtemelen.
ANCAK 60 DAKİKA...
Ancak Danimarkalıların enerjisi maçı ancak 60’ıncı dakikaya, yani saat 20.15’e kadar götürebildi. O dakikada yapılan oyuncu değişiklikleriyle Belçika’nın altın jenerasyonu artık sahada eksiksizdi.
Merkezde Witsel, önünde Hazard-De Bruyne ikilisi ve en uçta Lukaku’yla gerçek Belçika bu. Martinez’in talebeleri De Bruyne’nin, Lukaku’nun ve Hazard’ın içinde bulunduğu iki harika organizasyon golü attılar. Hatta onların girişiyle Meunier-Tielemans-Thorgan üçlüsünün de vites arttırdığının altını çizmek gerek.
Belçika’nın FIFA sıralamasında 1 numara olmasının ana sebebi zaten bu yıldızlar.
Dün saat 20.15’te Belçika turnuvanın kontağını yeniden çevirdi adeta. Fransa, Euro 2020’nin artık tek favorisi değil, dün 20:15’te turnuva yeniden başladı.
Euro 2020 eleme sürecinin en az gol yiyen takımlarından biriydik. Üstelik akan oyunda kalesinde gol görmeyen tek takımdık. Bu başarının temelinde istikrarlı savunma grubumuz var ama Şenol Güneş enteresan bir şekilde en az kurcalanması gereken bölgemizi kurcalamaya başlamıştı son aylarda.
ZİHNİ NET DEĞİLMİŞ
Malumunuz, üç hazırlık maçımızın ikisini zaten 30’u 26’ya düşürme operasyonu için heba ettik. Yalnızca son Moldova maçına ideal 11’imizle çıktık, onda da oyuncu değişikliklerimize dikkat ettiniz mi bilmiyorum: İlk 45 dakikada savunma tandemimiz Merih-Çağlar’dı. Sonra 22 dakika Kaan-Merih oynadı, maçın son çeyreğini de Ozan-Merih’le bitirdik. O gün bu değişikliklerin bir kafa karışıklığı olduğunu düşünmemiştim ama belli ki net değilmiş Şenol Hoca’nın zihni.
AYARLAR DEĞİŞTİ
İtalya maçında ideal savunma ikilimiz oynadı. Takım olarak çok kötüydük, Merih’in kendi kalesine attığı golde en son suçlu kişi Merih’ti bence. Galler maçına Kaan-Çağlar’la çıktık garip bir şekilde. Bu değişiklik aslında tek bir oyuncu değişikliğinden fazlası. Zira Çağlar, Merih’le oynadığında sağ; Kaan’la oynadığında sol stoper. Yani stoper ikiliniz değiştiğinde bütün defans ayarlarınız değişmiş oluyor. Dün 42’deki gole bakarsanız, sağ bek Zeki-sağ stoper Kaan, aralarından gelen Ramsey’nin farkında bile değiller. Sol stoper Çağlar da ofsaytı bozuyor. Yani komple bir paralize olma hali. Euro 2020 elemelerinde akan oyunda tek bir gol yemeyen Türkiye savunması neden ve nasıl bu hale geldi? Şenol Güneş biliyordur herhalde yanıtını.
BU NOKTA ACI VERİCİ
Turnuvada 24 takım sahne aldı, buraya herhangi bir iddiayla gelmeyen Makedonya ve Finlandiya da dahil hemen hemen tüm ekiplerin bir planı, bir stratejisi vardı. Biz 180 dakika sahada kaldık ve ortaya düşünsel bir hazırlık, bir akıl koyamadık bence.
İlk 11’imizin yedisi beş büyük lig oyuncusu. Sekizi seneye Avrupa kupalarında mücadele edecek. Uluslararası basın bizi turnuvanın sürpriz yapabilecek ekibi olarak gösteriyordu. 17 Haziran itibariyle ortaya koyduğumuz tablo, bulunduğumuz nokta gerçekten acı verici.
Sürekli yenileniyorlar, genç futbolcuya da, genç hocaya da, genç fikre de önce onlar şans veriyorlar; o yüzden de inovasyon yaratıyorlar. O yüzden Heynckes futbolun kaderine dokunuyor, Bundesliga’da büyüyen Klopp-Guardiola rekabeti global oyunu dönüştürüyor. Halen Flick’iyle, Nagelsmann’ıyla, Rose’si-Hütter’i-Glasner’iyle bir fikir atölyesi gibi Bundesliga. Ama Alman Ligi’nin bu renkliliği, bu yaratıcılığını milli takımda görmek zor.
Almanya’nın oyuncuları hızlı, oyunu yavaş. Bundesliga sürükleyici, Alman Milli Takımı renksiz. Dün de ev sahibi avantajına rağmen, kadrolarında 11 tane Şampiyonlar Ligi şampiyonu bulundurmalarına rağmen, topa da sahip olmalarına rağmen oyuna sahip olamadılar. Daha yaratıcı olan, hücuma geçişlerde daha iyi fikirler üreten ve bunları sahaya yansıtan taraf Fransa’ydı bence.
DESCHAMPS’IN ESERİ
Deschamps’ı birçok açıdan takdir edebiliriz ama bir detay bence her şeyden önemli: Bir futbolcunun en iyi versiyonunu milli takımda ortaya çıkarıyorsanız, Lloris de, Pogba da, Griezmann da, Hernandez de ulusal formayla kulüp performansının üstüne çıkıyorsa kredi şüphesiz ki Deschamps’ındır.
Deschamps bu turnuvayı kazanırsa, futbolcu-hoca olarak Dünya Kupası-Euro dublesi yapan tek kişi olacak. Başarabilir mi bilmiyorum ama bence hak ediyor bu apoleti.
Misli.com'dan yeni üyelere özel kampanya! 100 TL oyna, 100 TL kazan, hemen katıl...
1- İtalya maçının tersine, bu kez topa yüzde 65’lerde biz sahip olacağız ve baskı yapacağız. Galler karşısında bize korku değil, cüret lazım.
2- Galler’in 1,96’lık santrforu Moore beni biraz endişelendiriyor, çünkü bu eski tip santrforlar bize güçlük çıkarabiliyor.
A Grubu’nda ilk iki maç oynandı, İtalyanlar yaptıkları Rönesans’la sadece bu etabın değil turnuvanın favorilerinden biri olduklarını gösterdiler. Ancak kalan üç takımın yarışının neticesini belli ki detaylar belirleyecek. Türkiye turnuva içinde büyüyebilen bir ekip, daha önce bu özelliğini 2000, 2002 ve 2008’de göstermişti.
ALLEN-RAMSEY iKiLiSi PLANLARI BOZDu
İsviçre, maçın son yarım saatinde kırılgandı, Joe Allen-Aaron ramsey’nin önde baskıya gelmesiyle oyunları bozuldu. Galler’se korkunç bir ilk yarı oynadı ve kazandığı topları çok kolay geri kaybetti. Ancak bizim baz almamız gereken oyun, Galler’in ikinci devredeki futbolu. 7-8 sene önce cankurtaran olarak çalışan, takım arkadaşları EURO 2016’da mücadele ederken yarı profesyonel futbol oynayan Moore, EURO 2020’de Galler’in en önemli silahlarından.
iTALYA’YA NEDEN YENiLDiK?
1- EURO 2020 ÖNCESİ HAZIRLIK MAÇI SEÇİMLERİ FİYASKOYDU