Uğur Meleke

5.5 dakikalık ihanetin sonucu

17 Mart 2023
Fenerbahçe için 2022-23 sezonu, iki perde olarak yaşandı garip bir biçimde...

Temmuzdan kasıma kadar net bir stratejiyle ne yaptığını bilen, bir ilk 11’i değil ilk 25’i olan, kadrodaki her bir bireye dokunmayı başaran Jesus umutlandırmıştı sporseverleri. Ancak ne olduysa Dünya Kupası’ndan sonra oldu: Jesus o önde coşkuyla basıp, savunmayı orta sahaya kadar çıkaran cesur oyunundan tavizler verdi. Kadro derinliğini zayıflattı, Ocak 2023’le beraber birçok oyuncuyu kulübede unuttu. Hem taktiksel tavizler, hem bireysel düşüşler üst üste gelince Fenerbahçe ligin ikinci devresinde, ilk yarıdaki görüntüsünden çok uzak kaldı düne kadar.

FABRİKA AYARLARINI HATIRLADI

Dün, sezonun en önemli maçının santrası itibariyle fabrika ayarlarını kısmen hatırladı Jesus. Neden 11’de olduğunu kendisi de anlamayan Oosterwolde dışında uyumlu ve tutkulu bir oyuncu grubu vardı sahada. Fenerbahçe, sezon başında olduğu gibi önde baskıyla başladı, kaybettiği topları çabuk geri kazandı. Atak sürekliliği beraberinde 39’daki penaltıyı ve umutları da getirdi. Fenerbahçe soyunma odasına galip gitmenin verdiği enerjiyle ikinci yarıya da iyi başladı ve 49’da Arda, 50’de King, 53’te Valencia ile üç mutlak fırsat yakaladı. Ancak tur iki sebeple kayıp gitti elden.

ALTAY 100 METRE GERİDEN GELDİ

1- 54'üncü dakikada son derece mânâsız bir şekilde kale arkasından yabancı madde yağdı sahaya. O anlarda iyi bir hava yakalayan oyuncuların ritmini o spor teröristleri düşürdü. Dmitrovic yerde kaldı. Hakem anons yaptırdı. Altay uyarı yapmak için 100 metreden geldi oralara. Beş buçuk dakikalık bir ihanet yaşandı adeta orada. Ve muhtemelen Fenerbahçe’nin galip gelmesini istediklerini iddia eden o spor teröristleri, maçın ritmini söndürdüler o yabancı maddelerle.

JESUS SABİT FİKİRLİYDİ

2- Jesus son dönemde birçok maçta olduğu gibi oyuncu değişiklikleri konusunda sabit fikirliydi. 83’ten çok daha önce bir stoper çıkarıp dörtlü savunmaya dönebilirdi. Daha ikinci yarının başında Oosterwolde/Samuel değişikliği gelebilirdi. Ayrıca Fenerbahçe’nin neredeyse tek gol umudu olan Valencia’nın her iki maçta da 80’lerde çıkması hayal kırıklığı.

Yazının Devamını Oku

Beşiktaş’ta sezonun en kritik 3 puanı

13 Mart 2023
Türk futbolu, otuz yıl sonra ilk kez Avrupa 20’nciliğine düşmesinin bedelini önümüzdeki Temmuz’da ödeyecek.

Evet, bu sezon Avrupa’da gayet iyi performanslar gösterdik, 12’nci basamağa çıktık. Ancak o iyi performansların ödülünü ancak 2024-25’te alacağız. Bu sezon sonu Avrupa’ya yalnızca 4 temsilci gönderebiliyoruz. Ve her biri ikişer-üçer ön eleme turu oynayacaklar.

AVRUPA’YA 3 BiLET

Tabii ki 19 takımla başlayan bir ligde sadece ilk üç sıranın Avrupa bileti anlamına gelmesi biraz absürt. Normalde takım sayımızı azaltmamız gerekirken, tam aksine lig çeşitli sebeplerle kalabalıklaştı. Bu sene Avrupa’ya sadece ligin ilk üçü ve kupa galibi gidecekler. Dolayısıyla şu anda sadece tek cephede Avrupa Konferans Ligi bileti mücadelesi veren Beşiktaş için ligin belki de en kritik haftası buydu.

GÜNEŞ AYNI 11’LE

Beşiktaş’ın bu kritik haftasında rüzgâr da biraz siyah-beyazlıların lehineydi: Güneş, 4 yeni transferiyle iyi oyun ortaya koydukları Ankaragücü 11’ini aynen Başakşehir karşısına çıkardı. Yavaş yavaş telepati geliştiren bir takımdan söz edebiliriz pekala.

KIRMIZI FAKTÖRÜ

Belözoğlu ise hafta içi Gent’te oynayan 6 oyuncusunu değiştirdi zira Çarşamba kulüp tarihinin en önemli maçlarından birine çıkacaklar. Tüm bu farklılıkların üzerine bir de Januzaj’ın kırmızısı eklenince Beşiktaş için beklenenden daha kolay geçti bu fikstür.

3 iSiM BAŞROLDE

Yazının Devamını Oku

Okan Buruk’a çok yakıştı

12 Mart 2023
G.Saray 3. bölgede çok cömertti ama yine de kazanmasını bildi.

10 Şubat 1993 gününde güneşli bir öğleden sonra idi. Trabzonspor’la Galatasaray, Türkiye Kupası’nda karşılaşıyorlar ve ben de birkaç ortaokul arkadaşımla beraber okuldan kaçmış, Okan’ı izliyordum. Evet gerçekten de Okan’ı izliyordum, zira o sıralar bir Galatasaray maçını en heyecanlı kılan şey onun oynamasıydı.

Daha 19’unda Galatasaray formasını sırtına geçirmiş, hemen hemen tüm maçlarda ilk 11 oynamıştı. O sezon daha çok forvet arkası oynuyor, zekasıyla, dinamizmiyle parmak ısırtıyordu. O güne kadar ligde 14 maça çıkmış tam 10 asist yapmış Okan. Bir kıyas yapmak gerekirse, o sıralarda Arda Güler’den sadece 10 ay büyük.

MUHTEŞEM BiR KARiYER

Trabzonspor’a karşı da o gün oyuna mükemmel başlamış, hareketliliğiyle baş döndürmüştü. Ancak maalesef dakikalar sonra o talihsiz an yaşandı. 40’ıncı dakikada Soner’le girdiği ikili mücadelede ayağı kırıldı ve benimle beraber muhtemelen milyonları hüzne boğdu o kare. Okan Buruk futbolcuyken de vazgeçmeyen bir karakterdi. O sakatlıktan döndü, sayısız kupa ve madalya kazandı futbolculuğunda. Muhteşem bir kariyer bıraktı geride. UEFA Kupası şampiyonu bir Galatasaray efsanesi olarak yerini aldı tarihte.

HER YERDE iZ BIRAKTI

Ancak bence teknik direktör Okan Buruk’u birçok meslektaşından ayıran şey, büyük takım hocalığının ona yıldız futbolculuğundan dolayı otomatik olarak ikram edilmemesi. Buruk’un bu görevi tırnaklarıyla kazıyarak, sonuna kadar hak ederek alması. Elazığ’da, Gaziantep’te, Rize’de, Akhisar’da, çalıştığı her yerde iz bıraktı Okan Buruk. Galatasaray’ın başına da hem Türkiye Kupası, hem de Süper Lig şampiyonu apoletleriyle geldi. Bu apoletlerin yanına dün 64 yıllık bir Süper Lig rekoru da ekledi Okan Hoca.

Ve onun bu ışıltılı kariyerine bence çok yakıştı bu rekor. G.Saray bu 14 maçlık galibiyet serisi boyunca hep çok iyiydi. Dün de üçüncü bölgede cömert davransalar da otomatik vitesleri dahi yetti galip gelmeye. Galatasaray’ın harika bir kadrosu var ancak ben yine en büyük krediyi bu otomatik vitesi yaratan Okan Hoca’ya verme taraftarıyım. Tebrikler Okan Buruk.

Yazının Devamını Oku

Bu F.Bahçe’nin bir Deivid’i yok

10 Mart 2023
Bu sezon Valencia dışında bir büyük maç golcüsü çıkmadı

2008’de Sevilla ile Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’nde eşleştiklerinde o müsabakaları yerinde takip etmiştim. Sevilla o sezona Real Madrid’e 5 atıp İspanya Süper Kupası’nı kazanarak girmiş, Şampiyonlar Ligi grubunda da Arsenal’i alt etmişti. Kurada Fenerbahçe’yi çektiklerinde mutlak favorilerdi; kadrolarında Luis Fabiano, Kanoute, Capel gibi yıldızların yanı sıra sonradan Barcelona’ya transfer olacak Dani Alves, Adriano ve Keita da bulunuyordu. İşte o Sevilla’yı elemişti Fenerbahçe...

15 YIL ÖNCEKi SEViLLA DEĞiL

Sarı lacivertlilerin 15 yıl sonra karşılaştığı bu Sevilla, o günkü seviyesinde değil elbette. Monchi’nin sportif direktörlüğünde hep birkaç genç süper yıldız seyrederiz, bu takımın en iyileri deneyimli yıldızları. Monchi büyük bir ihtimalle sezon sonu En Nesyri’yi Premier Lig’e satıp, yeni gençler arayacaktır markette Sevilla için.

Ancak 21’inci yüzyılda Avrupa kupalarının iki büyük hikayesi var sanırım: Biri, Şampiyonlar Ligi’nin Real Madrid’in oyun alanı haline dönüşmesi. Diğeri de Avrupa Ligi’nin adeta “UEFA Sevilla Ligi” olması. Kadroları ne kadar sıkıntılı olursa olsun, işleri ne kadar kötü giderse gitsin, Avrupa Ligi’nde Sevilla sahaya çıktığında formalarının altına adeta kupalarını saklıyorlar. Özgüvenleri farklı oluyor. Dün maça kötü başladılar ama ikinci devrede her şartta bu kupanın favorileri arasına neden girebildiklerini kanıtladılar.

FERNANDO STOPERE GEÇiNCE...

Bence dün sahaya çıkan Fenerbahçe 2023’ünse, Fenerbahçe 2008’den en önemli eksiği Deivid’di. 2008’de Fenerbahçe Sevilla ile eşleştiğinde as santrforu Kezman, takımın yıldızı Alex’ti. Ancak Deivid işler her sıkıştığında sahneye çıkar ve hemen her büyük maçta kritik golleri atmayı başarırdı. Bu Fenerbahçe’de Valencia’nın dışında bir büyük maç golcüsü çıkmadı bu sezon sahneye.

Dün çok kötü bir ilk devre oynayan Sevilla’da ikinci devredeki değişimin nedeniyse Fernando’nun stopere geçip, orta sahaya Jordan takviyesi yapmalarıydı. Fernando ilk devredeki sarsaklık sorununu çözdü. Geriden daha rahat çıkmaya başladılar ve ikinci devrede rüzgarı lehlerine çevirdiler.

 

Yazının Devamını Oku

Fenerbahçe, Sevilla önce o 40 metreyi doldurmalı

8 Mart 2023
Fenerbahçe mart ayına birçok problemi çözmüş bir şekilde girdi. Önde eskisi gibi iştahlı prese döndüler, Ferdi, Lincoln, Valencia gibi zirve yapan performanslar var. Sevilla karşısında en büyük sorunu, tamamlayamadıkları atakların dönüşünde yaşayabilirler. Kayseri’ye bu dönüşlerde bazen 40-50 metrelik boşluklar verdiler.

Fenerbahçe için sezonu aslında iki perdede değerlendirebiliriz: 2022 Dünya Kupası arasına kadarki birinci perdede hemen her şey yolunda gidiyordu. Teknik direktör Jorge Jesus, 25 kişinin neredeyse 25’ini de kullandığı, bol rotasyonlu, bol rekabetli bir kadro yaratmıştı. Takım her daim canlı ve dinamik oynuyor, önde basıyor ve bloklar arası boşluk bırakmıyordu. Ancak ne olduysa Dünya Kupası arasında oldu, Fenerbahçe ocak ayına birçok problemle girdi. Eskisi kadar pres iştahı olmayan, dinamizmi ve tutkusu azalmış, önde basamayan bir Fenerbahçe döndü 2022 Dünya Kupası arasından...

25 oyuncuyu da kullanıyordu, fikir değiştirip 15-16'ya düşürdü

O süreçte ikinci perde başladı: Artık iki cephe değil tek cephe devam ettiği, müsabaka sayısı azaldığı için kadro derinliği sekteye uğradı. 25 oyuncuyla değil, 15-16 kişiyle ligi sürdüren bir Fenerbahçe çıktı ortaya. Ancak Jesus’un son bir ayda bu 15 kişinin bireysel performanslarını artırdığını ve Sevilla karşısına oturmuş ve hazır bir 11’le çıktığını söyleyebiliriz. Ben Sevilla maçına Fenerbahçe’nin Kayseri deplasmanındaki 11’inden 1 oyuncu değiştirerek çıkacağını tahmin ediyorum. Sağda Arda Güler’in yerine İrfan Can Kahveci’nin başlaması muhtemel.

ESKİ İŞTAHLI FUTBOLUNA DÖNDÜ, ANCAK 'GERİLLA PRES'TE SORUN VAR

Fenerbahçe özellikle talihsiz felaketin ardından oynadığı Konyaspor ve Kayserispor maçlarında saha içi bazı problemleri çözmüş göründü: Takım hemen hemen eskisi gibi iştahlı pres futboluna döndü. Jorge Jesus üçlü-dörtlü savunma dönüşümünü çok fazla yapmamaya başladı, kritik Sevilla eşleşmesi öncesi dörtlüde istikrar sağladı. Samet Akaydın-Attila Szalai uyumu gelişti. Ferdi Kadıoğlu’nun süper formunun yanı sıra Lincoln Henrique de çok iyi bir seviyede. Miguel Crespo, Willian Arao gibi sallantı yaşayan bazı bireysel performanslar da toparlanma aşamasında.

JESUS'UN ŞU AN ÇÖZMESİ GEREKEN EN ÖNEMLİ PROBLEM

Fenerbahçe’nin özellikle Kayseri’deki 90 dakikada yaşadığı en önemli sorunsa hücum dönüşleri. Sarı lacivertliler atak tamamlayamadıklarında ‘gerilla pres’ yapmaya çalışan, topu yitirdiği yerde aniden kalabalıklaşan bir takımdı. Gerek Avrupa’da gerek ligde savunmayı öne çıkarmalarını konuşurduk hep sarı lacivertlilerin. Şu sıralar o özellikleri sekteye uğramış görünüyor zira topu yitirdiklerinde bloklar arası dev mesafeler görüyorum Fenerbahçe’de. Teknik direktör Jorge Jesus’un şu an en hızla halletmesi gereken mesele bence bu.

SEVILLA EN KÖTÜ GÜNÜN BİLE TEHLİKELİ BİR TAKIM

Yazının Devamını Oku

Perşembe için çıkarılacak dersler var

5 Mart 2023
Dün Kayseri’de Süper Lig’in en iyi futbol oynayan takımlarından ikisini izledik.

Bu kıran kırana müsabaka için 32 futbolcuya teşekkür borçluyuz. 90 dakikalık eğlenceli bir futbol akşamı yaşattılar bize. Maçın Fenerbahçe için ‘bir Perşembe provası’ hüviyeti de söz konusuydu ki eminim Kayseri’den önemli dersler çıkarmışlardır. Sarı lacivertlilerin en fazla göze çarpan sıkıntısı, tamamlanamayan atak sonrası hücum ile savunma blokları arasında bıraktığı dev mesafe. Fenerbahçeliler, Sevilla’da atakları bir şekilde tamamlamalı. Ayrıca kritik Avrupa sınavı öncesi Lincoln, Ferdi Kadıoğlu ve Valencia’nın yüksek formlarının da altını çizmek gerek.

PEK BİR MESAFE ALAMAMIŞIZ

Elbette dün Kayseri’de oynanan müsabakayı, anlamsız seyirci yasağından bağımsız değerlendiremeyiz. Anlamsız diyorum, zira ortaya somut bir gerekçe konmadığı için bu yasağı anlamlandırmak bizim için imkansızlaşıyor. Türk futbolu bundan 10 yıl önce Passolig uygulamasına biraz da ‘haksız tribün yasaklarına son vermek’ için geçmişti. Ama belli ki 10 yılda pek bir mesafe kat edememişiz. Bildiğimiz kadarıyla son tribün cezalarının sebebi, toplu küfür ya da hakaret değil. Eğer bu yasaklarının gerekçesi kamuoyunda iddia edildiği gibi ‘tribün protestosu’ ise, o zaman ülkece büyük bir yanlışın içindeyiz demektir. Bir devletin ve kurumlarının görevi ‘katılmadığı görüşlerin sesini kesmek’ değil, tüm görüşlerin özgürce dile getirilebilmesini sağlayabilmektir.

LÜTFEN BU İHLALDEN DÖNÜN

Futbol tribünleri, sokağın küçük bir demonstrasyonudur. Bir inşaat işçisiyle bir akademisyeni veya bir finansçıyla bir ressamı, tribünler dışında hiçbir yerde kolay kolay kol kola, eşit bir biçimde göremezsiniz. Yan yana, omuz omuza getiremezsiniz. Tribün homojendir. Tribün hesapsızdır. Tribün âdildir. Tribünü susturmak bir bakıma sokağı susturmak anlamına gelir ki, bu da bir tür insan hakları ihlalidir. Lütfen bu ihlalden en kısa sürede dönün. İnsanları susmaya değil, konuşmaya teşvik edin. Ancak o zaman birbirimizin sesini duyabilir, birbirimizi anlayabilir, bu gezegeni daha âdil ve daha yaşanılır hale getirebiliriz.

Yazının Devamını Oku

Tribünlerin sahadan güzel olduğu bir akşam

27 Şubat 2023
Tribündeki yıldızlar evde dizi izlemeyi tercih edebilirdi.

Bir müsabaka bir sebeple oynanması gereken tarihte oynanamıyor, takvim yeniden yapılandırılıyor. İki takım müsabakanın yeni tarihinde stada geliyorlar; sahaya 22 futbolcu çıkıyor, 27 tanesi çıkamıyor! Beşiktaş 5 yeni futbolcu almış, 3 kişi göndermiş. Antalyaspor 8 transfer yapmış, 5 kişi ayrılmış. Eğer iyi futbolcu görmek istiyorsanız sahaya değil tribünlere bakmanız lazımdı dün! Zira iyi futbolcuların neredeyse hepsi tribündeydi.

Elbette bu statünün gerekçesini anlıyorum ancak şunu da unutmamak lazım: İnsanlar hukuk için yaşamıyorlar. Hukuk, insanlar için var. Bu yasaların, statülerin, talimatların amacı insanların daha güzel, daha özgür, daha âdil bir dünyada yaşamaları. Bu statü şu haliyle lig sakinleri için faydalı mı, zararlı mı, üzerine bir daha düşünmek lazım sanki.

EN ŞANSLILAR GÜVENLiKLERDi

Dün Helton, Maxim, Aboubakar gibi birçok yıldız oyuncu statü gereği tribündelerdi; ancak 90 dakikanın sonunda onlara fikrini sorma şansınız olsaydı, muhtemelen bu kısır maçı seyretmek yerine evde dizi izlemeyi tercih ederlerdi. Dün akşam saat 7 ile 9 arasında Vodafone Park’ta olmaya değecek tek an, sahaya oyuncakların yağdığı 5’inci dakikaydı. Ya da dünü şöyle de özetleyebiliriz: Görevi gereği sahaya sırtı dönük şekilde oturan güvenlik görevlileri, dün stattaki en şanslı insanlardı. Zira tribünler, sahada yaşananlardan çok daha güzeldi dün akşam.

BEŞiKTAŞ TOPA SAHiPTi AMA

Dün 82’nci dakikada ekrana yansıyan rakip ceza sahada topla oynama istatistiği Antalyaspor’un özeti gibiydi: 82 dakikada rakip ceza alanında sadece 3 dokunuşu vardı misafir ekibin. Nuri Şahin’in ligde tutunabilmek için 8 yeni transferine acil ihtiyacı var. Topa sahip olan Beşiktaş’sa, meşin yuvarlakla anlamlı işler yapmakta zorlandı.

REDMOND’UN ÇABASI YETMEDi 

Ghezzal’in ısınırken sakatlanması, Dele Alli’nin iki sene önce futbolu gizlice bıraktığı halde bu bilgiyi henüz hiç kimseyle paylaşmaması, Cenk’in de tüm penaltıları aynı yere vurması, Beşiktaş için karmaşık görünen müsabakayı daha da zorlaştırdı. Takımın belki de tek iştahlısı Redmond’ın iyi niyetli çabası da yetmedi 3 puan için.

Yazının Devamını Oku

Düşük tempolu antrenman

26 Şubat 2023
Dünkü maçın idman havasında geçtiğini söylemek yetersiz kalır.

Süper Lig’de son yıllarda birçok anlamsız teknik direktör değişikliğine şahit olduk; ama tüm anlamsızların belki de en anlamsızına Konyaspor yönetimi imza attı! İlhan Palut, 2020-21’de sezon ortası küme düşme hattındaki takımı devralıp 18 maçta sadece 4 yenilgiyle gemiyi limana başarıyla yanaştırmıştı. 2021- 22’de vitesi artırdı, yeşil-beyazlılarla uzun süre zirve yarışı içinde kalıp ligi üçüncü sırada tamamladı. Konyaspor’un o sezon içinde Ahmet Çalık’ı kaybettiğini, devre arasında da Serdar Gürler’in Başakşehir’e transfer olduğunu da not etmek gerek.

2022-23’e Avrupa macerasıyla başladılar, Vaduz maçı öncesi Konya Stadı mahvedildi. Ligde de iki aylık bir sallantı yaşadılar ancak Palut görevden alındığında 19 maçta sadece 3 yenilgileri vardı ve yedinci basamaktaydılar. Üstelik İlhan Palut, Konya’daki üç sezonunda bu saygıdeğer işleri son derece kısıtlı bir kadroyla yaptı. Konyaspor’u Avrupa kupalarına taşıyan grubun önemli parçaları Ahmet, Serdar, Abdülkerim, Skubic, Amir ve Bytiqi artık yok.

Daha da önemlisi takımın başında artık devrimci Palut da yok. Konyaspor’un artık Süper Lig’in zor deplasmanlarından biri olup olmayacağını bilmek güç. Ancak çok irtifa kaybettikleri kesin.

TEK TAKIM VARDI

Dün elbette 22’de gelen kırmızı kartın da etkisiyle sahada tek bir takım vardı. Maçın Fenerbahçe için bir antrenman havasında geçtiğini söylemek yetersiz kalır; zira bu müsabakayı ancak ‘hafif idman’ dozuyla açıklayabiliriz. Tek bir takımın 11 oyuncusunun ikinci bölgede paslaşıp durduğu bir doksan dakikaydı adeta.

BiR FIRSAT MAÇI

F.Bahçe'nin Kadıköy’de yaptığı bu düşük tempolu antrenmanda golcü Valencia’nın yanı sıra Lincoln’ün canlılığıyla öne çıktığını söyleyebilirim. Brezilyalı oyuncu arayı iyi değerlendirmiş. Szalai dikkatli oyununu ve başarılı uzun paslarını bir de duran top golüyle süsledi.

Joao de Deus, maçın düşük temposundan faydalanarak Oosterwolde, Serdar Dursun ve Arda’ya uzun dakikalar verme fırsatı buldu. Mart’taki Avrupa macerası öncesi Fenerbahçe için bir tür kadroyu derinleştirme fırsatına dönüştü maç.

Yazının Devamını Oku