Paylaş
Sadece varlık olarak tutmakta değil; süregelen bir rüşvet mekanizmasını ‘iş modeli’ olarak devam ettirmenin de bir yolu bu paravan şirket mekanizması.
HESABA PARA TRANSFERİ
Rüşvet ya da uyuşturucu, terörün finansmanı ya da ‘gönüldaşlara silah temini,’ her ne ise uluslararası hukukta yasadışı sayılan faaliyetlerden elde edilen gelirin ya da bu faaliyetlere finansman sağlayanların kaçındığı bir kanal var. O da kendi adına ya da hesabına para transferi yapılması. Alanın ve de verenin belli olduğu, her adımlarının takip edilebileceği kanal; bankacılık işlemlerinde. Herhangi bir para transferi suçüstü yakalanmalarını rahatça sağlayabilir; çünkü kayıt iz bırakıyor.
Kayıttan kaçmanın iki yolu; suçtan elde edilen ‘kazancın’ nakit olarak tutulması ya da paravan şirket arkasında saklanması.
İşte bu yüzden, Panama belgelerinde ortaya çıkan siyasetçiler ya da kirli işlere bulaşan firmalar (belki de devletler) çok heyecan yarattı. Çünkü kirli çamaşırların günün birinde ortaya dökülüyor olması, geleceğe dair de bir bariyer oluşturuyor. Bariyer oluşturuyor, çünkü kendi ülkelerindeki mevcut hukuksal zeminde saklanabilmişler ya da kamuoyu vicdanında bu işlere bulaştıkları kabul görse de, yargılanamamışlar ve de cezasız kalmışlar.
PARAVAN ŞİRKET KANALI
Bu belgelerden gelişmiş ülkelerdeki siyasetçilerden simalar çıkmış olsa da, büyük çoğunluk hukukun üstünlüğünün ve hesap verme süreçlerinin olmadığı ya da işlemediği ülkeler.
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (IJIC) şemsiyesi altındaki yüzlerce gazeteci bu belgeler üzerinde çalışıyor. Mayıs ayında ayrıntılı bir listenin yayımlanacağı açıklandı.
Son bir yılda yaşananlar gösterdi ki; terörün ve vesayet savaşlarının ayakta kalabilmesinin önemli bir kanalı var; finansmanı. Bunu kesmenin yolları aranıyor. İşte Panama belgeleri bu anlamda, paravan şirketler kanalının açık olduğunu gösteriyor.
Hatırlayacak olursak; Avrupa’da kara para ve terörün finansmanının engellenmesi açısından 500’lük Euro banknotların tedavülden kaldırılması talep ediliyor. Şimdi Panama belgeleri ile dikkatler ikinci kanala döndü. Olasıdır ki; hem yüksek kupürlü nakit, hem de paravan şirketlerin rahatça kurulmasına karşı ülkeler alarma geçecekler. Nedeni de gayet basit; Avrupa’da kentlerin göbeğinde bombalar patlıyor, silahlı katliamlar sergileniyor. Güvenlik uzmanları, artık bununla mücadelenin en önemli yollarından birinin ‘kaynaklarını kesmek’ olarak tanımlanıyor.
Mossack Fonseca’nın kurduğu paravan şirketlere ait belgelerden; Suriye ve İran’a yönelik ambargoların delinmesi, Orta Doğu’daki teröristlerin ve savaş suçlularının finansmanının, Afrika’nın güneyinde silah ticaretinin, Guatemala, Meksika ve Doğu Avrupa’daki uyuşturucu tacirlerinin, İran ve Kuzey Kore’deki nükleer silah geliştirme işlerinin izleri bulunmuş.
2010’DA DENETLENMİŞ
Belgeleri açıklayan Süddeutsche Zeitung muhabiri Frederik Obermaier’ın yazdığına göre, paravan şirketleri kuran Mossack Fonseca’nın Londra ofisi 2010’da denetlenmiş. Ancak ‘hiçbir prosedürün uygulanmadığı’ kayıtlara geçmiş. Öyle ki; potansiyel müşterinin kim olduğuna internet arama motoru kullanarak dahi bakmıyorlarmış. Yani müşterinin kim olduğu ile ilgilenmedikleri açık.
Son bir not da paravan şirket kurma cenneti Panama ile ilgili; OECD bünyesinde kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele amaçlı Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) gir listesinde izlemede bulunan Panama, 16 Şubat 2016’da listeden çıkarılmış. Yani talep edilen önlemleri almaya başlamış. Türkiye ‘gri listeden’ 2014 sonuna doğru çıkabilmişti.
Bu olanlar gösteriyor ki; giderek ‘çember daralıyor’. En çok da, evinde ya da işyerinde nakit para tutan, paravan şirketler üzerinde servet tutan siyasetçiler ile kirli işler çeviren mafya liderleri, teröre bulaşan örgütler ve devletlerin canı sıkılacak.
Şimdi mayıs ayında açıklanacak belgeler bekleniyor heyecanla.
Paylaş