Uğur Dündar

Tekzip Metni

3 Ekim 1999
AÇIKLAMALAR: Sayın Muhatap,I- Sahibi bulunduğunuz www.hurriyet.com.tr adlı internet sitesinde 03/10/1999 tarihinde Uğur Dündar tarafından “şu milletvekiline bakın” başlığı ile yayınlanan haberde müvekkil Ömer Vehbi Hatipoğlu’nun adı zikredilerek gerçeği yansıtmayan asılsız iddialara yer verilmiş; böylelikle müvekkilin kişilik haklarına “haksız ve hukuka aykırı” saldırılar husule getirilmiştir. Bununla alakalı olarak o dönemde tarafımızdan yasal yollara başvurulmuş, mezkur yazıda bahsi geçen hadiselerin gerçeğe aykırı olduğu ve kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/239E, 2000/502K. sayılı ve Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/224E, 2000/343K. sayılı ilamları ile tespit edilmiştir.II- Müvekkil uzun yıllar siyaset alanında aktif rol oynamış, başarılı görevlere imza atmış ve tüm ülke çapında tanınan saygın bir kişilik olup, şu an da Has Parti İzmir 2. Bölgeden 1. sıra milletvekili adayıdır. Ancak bahsi geçen internet sitesinde 03/10/1999 tarihinde müvekkile ilişkin yapılan yayın, üzerinden takriben 12 yıl geçmesine ve gerçeğe aykırılık ve kişilik haklarına saldırı nitelikleri mahkeme ilamı ile tespit edilmesine rağmen halen etkilerini devam ettirmektedir. Malum olduğu üzere ülkemizde bilgisayar ve internet kullanımı oldukça yaygın olup, gün geçtikçe artan bir hızla kullanıcı sayısı da artış göstermektedir. Bilgisayar ve internet kullanıcılarının bilgiye erişim davranışları incelendiğinde % 50’sinin arama motorları vasıtasıyla bilgiye eriştikleri görülmektedir. Bir başka deyişle internet kullanan her iki kişiden birisi arama motorları vasıtasıyla ilgilendiği konuya kolaylıkla ulaşabilmektedir. Bu haseple arama motorları vasıtasıyla erişilebilecek bir bilgiyi internet ortamında bulundurmak, onu yayında tutmakla eşdeğerdir. Hal böyle olunca; sahibi bulunduğunuz internet sitesi kanalıyla müvekkile affedilen asılsız ve yakışıksız isnatlar onun kamuoyu nazarında yanlış tanınmasına sebebiyet vermekte, aile ve sosyal yaşantısını sarsmakta, siyasi kariyerini tehlikeye düşürmekte ve en önemlisi şeref ve haysiyetini zedelemektedir.Yukarıda zikredilen 5651 Sayılı Yasa’nın “Tanımlar” başlığı 2. maddesi (ğ) bendinde, İnternet Ortamında Yapılan Yayın, “İnternet ortamında yer alan ve içeriğine belirsiz sayıda kişilerin ulaşabileceği veriler” şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre herhangi bir kısıtlamaya tabi tutulmaksızın ve her isteyenin kolayca ulaşabileceği tarzda ve müvekkilin haklarına halel getirici içerikteki mezkur yazının, sahibi bulunduğunuz internet sitesinde yer alması müvekkil aleyhine yapılmış bir yayın niteliğindedir. Aynı yasanın 2. maddesi (f) bendinde de içerik sağlayıcı “İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişiler” olarak tanımlanmaktadır. Yine aynı yasının 4/1. maddesi de, “İçeriği sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur.” Hükmünü havidir. Yıllardır siyasette aktif rol oynayan müvekkil hakkında yukarıda arz ettiğimiz şekilde bilgiye erişim metodu uygulandığında kullanıcıların karşısına birçok sonuç gelmekte olup, bunlardan biri de muhatabın www.hurriyet.com.tr adlı internet sitesinin 03/10/1999 tarih ve “Şu milletvekiline bakın” başlıklı yayınıdır.IV- Özetlemek gerekir ise;a)Milletvekil hakkında geçeğe aykırı bir yayın yapılmıştır.b)Bu yayının haksız olduğu mahkeme ilamları ile tespit edilmiştir.c)Bu yayın, sahibi bulunduğunuz internet sitesinde “İçeriğe belirsiz sayıda kişilerin erişebileceği şakilde” bulundurulmakta ve 5651 Sayılı Yasanın 2. maddesi (ğ) bendi gereğince “internet ortamında yapılan yayın” mahiyetini taşımaktadır. d)Yayına erişimin bu şekilde devam ettirilmesi müvekkilin kişilik haklarına ağır bir saldırı teşkil etmekte olup, 5651 Sayılı Yasa’nın 9/1. maddesi gereğince hem haberin yayından kaldırılması, hem de yayında geçen haberleri tekzip eden yazımızın yayınlanması gerekmektedir. Ayrıca TMK Madde 24 ve 25 uyarınca gerekli tedbirler de alınabilecektir. Bu konuda gerek Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/239E, 2000/502K. sayılı Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/224E, 2000/343K sayılı ilamları, gerekse gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve toplumsal ilgi, konu ile ifade arasındaki denge gibi unsurlar gözetilerek yayının, hak ihlali teşkil ettiği sonucuna varılabilecektir. Kaldı ki; yayının üzerinden takriben 12 yıllık bir zamanın geçmiş olması bile tak başına yayının hukuka aykırılığını sabit kılacaktır.Keşideci VekiliAvukat Mustafa SEMİZ
Yazının Devamını Oku

Uğur Dündar: ‘Allah domuzları defnetti’

12 Eylül 1999
17 Ağustos sabahı Türkiye, yüzyılın felaketi sayılan depremde kaybettiği evlatlarına ağlıyor. Acı büyük, yara kolay kolay sarılamayacak kadar derin... Adapazarı, İzmit, Yalova kent merkezleriyle, birçok ilçe ve beldede, ölülerin ardından yakılan ağıtlar, enkaz altında kalan vatandaşlarımızın feryatlarına karışıyor.ASKERE HAKARETGölcük ve Değirmendere neredeyse sulara gömülmüş durumda. Kırk yıllık Gölcüklüler bile, ilçelerini tanımakta zorlanıyor. Dünkü devir teslim töreninde hep bir ağızdan marşlar söylendiği Donanma Komutanlığı, matemler içinde... Personelden ağır kayıpların olduğu, yüzlerce subay ve astsubayın çöken orduevi enkazının altında kaldığı söyleniyor. Gözyaşlarını içine akıtan Mehmetçik, bir yandan kendi yarasını sarmaya çalışıyor, diğer yandan da tüm depremzedelerin yardımına koşuyor. Aynı gün, saat 11.00 sularında, Darıca Kaplan Caddesi'nde hırdavatçılık yapan ve Fazilet Partisi'ne yakınlığı ile bilinen Nurettin Kesicioğlu, askerlere hakaretler yağdırmaya başlıyor.Aynı semtte berber dükkánı bulunan Nazif Gün ile kahvehane işleten emekli polis Beytullah Özcan'ın iddialarına göre, bu kişi, Gölcük'te şehit olan Silahlı Kuvvetler mensupları için şöyle konuşuyor: ‘‘Omuzu kalabalıklar devir teslim töreni nedeniyle rakı içtiler. Allah da onların belasını verdi, domuzları defnetti. Bunlar bizim başımızın belasıdır, düşmanımızdır.’’Nazif Gün ile Beytullah Özcan, bu hakaretlere daha fazla dayanamayıp soluğu karakolda alıyorlar. Şikáyet üzerine Gebze İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulanan Nurettin Kesicioğlu, iddiaları reddederek şu ifadeyi veriyor:‘‘Bu sözleri sarf ettiğimi hatırlamıyorum. Moral çöküntüsü içinde söylemiş de olabilirim!... Çünkü İzmit'te akrabalarımdan 25-30 kişiyi felakette kaybettim.’’Nurettin Kesicioğlu'nun işyerinde arama yapan terörle mücadele ekipleri, dini amaçlı propaganda kasetlerine el koyuyor.HEP O KAFAYüzyılın felaketinden tam 10 gün sonra, yine Gebze'deyiz. Fatih Camii'nin kadrolu imamı, depremde yitirdiği yakınlarının cenaze törenine gittiğinden, Cuma Namazı'nı Mehmet Taşören adlı kişi kıldırıyor. Gebze İmam Hatip Lisesi 1. sınıftan terk, fahri imam Taşören, namazdan sonra vaaza başlıyor. Tahmin edeceğiniz gibi sözü, Gölcük'te şehit olan donanma mensuplarına getiriyor:‘‘İçki içtiler, havuza atladılar. Yüzerken 'Allah nerede?' şeklinde sözler sarf ettiler, 12 yaşına kadar Kuran eğitimini yasakladılar. Allah da geldi ve bunları buldu...’’İNKÁR EDİYORLARMehmet Taşören, saçma sapan konuşmayı sürdürünce, cemaatten Esat Çebi ve İsmail Çeçen adlı kişiler ‘‘Hocam siz orduya hakaret ediyorsunuz, bunları söylemeye hakkınız yok’’ diyerek kerameti kendinden menkul imamı susturuyorlar.Gebze İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde ifadesi alınırken, Fazilet Partisi'nin görüşlerini savunduğunu belirten Mehmet Taşören, suçlamaları reddediyor.Küfrediyorlar, iftira ve hakaret yağdırıyorlar... Sonra da sıkışınca, hepsini inkár ediyorlar. Bu iddia ve ifadeleri, laik-demokratik cumhuriyeti yıkıp yerine dini esaslara dayalı devlet kurmak isteyenlerin, son konuşması nedeniyle çılgınca alkışladıkları Yargıtay Birinci Başkanı Sami Selçuk'a saygıyla sunuyorum.Copyright 1999   Hurriyet| ana sayfa | son dakika | haber indeksi | gündem | ekonomi | dünya | olay | spor | yaşam | yazarlar | tv programlari | fal | | hava durumu | kelebek | | | pazar | | | turizm | teknonet | interaktif tüketici | | | | seri ilanlar | e-mail | | |
Yazının Devamını Oku