Paylaş
İNTERNET üzerinden görüşüyoruz. Bülent Akarcalı, ODTÜ mezunu... Aynı üniversiteden siyasi iktisadi analiz master derecesi var. Sağlık Bakanlığı, Turizm Bakanlığı yapmış çok sayıda kuruluşta görev almış özel bir insan.
Akarcalı şöyle başlıyor sohbete: “Rahmetli Turgut Özal, ‘Türkiye’ye yeni ne yaparsan yap küçük gelir’ derdi. Bugün büyük görünen yeni havalimanı için, yarın ‘Pek de büyük değilmiş’ denirse şaşırmamak gerekir. 1985 idi, Atatürk Havalimanı’nda Turgut bey, dönemin THY Genel Müdürü ve ben konuşuyoruz. Konu THY’nin ve Atatürk Havalimanı’nın geleceği...
NEREDEN NEREYE
Başbakan, Genel Müdür’e soruyor:
THY’yi, Yunan Olympic veya Lübnan’ın Middle East Havayolları düzeyine çıkarmayı nasıl başarabiliriz?
Atatürk Havalimanı’nı Atina gibi uluslararası bir bağlantı noktası haline nasıl getirebiliriz?
Bu konuşma, 1-2 yıl önce açılmış, çatısı bakır kaplı, bize çok görkemli görünen Dış Hatlar bölümünde yapılıyordu. Burası sonra yenilenen Atatürk Havalimanı’nın iç hatlarının bir bölümü olmuştu! 2000’lerin başında THY’nin herhangi büyük bir yabancı havayolu şirketine satılması gündemdeydi. O dönemin büyük şirketlerinden Swiss Air’in başkanı, bir gazetecinin “THY’yi satın almayı düşünür müsünüz?” sorusuna, kibir dolu bir ifadeyle “Güldürmeyin beni” cinsinden cevap vermişti! Swiss Air iki yıl sonra iflas etti, Middle East, Olympic yerel şirket olarak devam ediyor. Avrupa Birliği’nin inşa ettiği Atina Havalimanı’nın, üstünlüğünü İstanbul’a kaptırmasının üzerinden 25 yıl geçti. İstanbul Havalimanı’nda sorunlarımız bence, ana binanın içinden çok dışında. Ulaşımın pahalı olmasından ziyade zahmetli ve geceleri çok tehlikeli olmasında yatıyor.
GELEN YOLCU BÖLÜMÜ
Buranın girişi havalimanına yakışmayan bir curcuna içerisinde... Bu durum yolcu getiren taksilerin kural tanımazlığı, yasak olmasına rağmen “Taksi lazım mı” diyerek dolaşan kılıksız tellallar, müşteri peşinde olan ve olur olmaz yere park eden araçlar, yolcu getiren sivil araçların laubali park etmelerinden kaynaklanıyor. Yolcu getiren şehir taksileri tellallar aracılığıyla kaçak yolcu peşinde. Yoksa ‘Giden Yolcu’ kısmında taksiler düzgün çalışıyor
Yaya geçitleri, yurtdışındaki havalimanlarında olduğu gibi yükseltilmemiş, park eden araçlar tarafından engelleniyor. Ortada dolaşan tek bir trafik polisi hangi birine yetişsem çaresizliği ve bıkkınlığında! Arabasını otoparka bırakmış olsa bile, gelen yolcuyu aracına bindirmek isteyen vatandaşa rahat yok.
Yolcu getiren otobüs-minibüs ve taksiler çok sefer yapabilmek için aşırı süratle hareket ediyor. Havalimanının 4-5 şeritli çıkış yolu adeta Formula-1 pisti. Gece tam bir felaket. Yolları artık öğrenen araçların sürücüleri aşırı hızlarıyla, havalimanına kendi aracıyla gelen vatandaşlara büyük tehlike yaratıyorlar.
Yolcuları karşılamak için gelen araçların bekleme yeri öngörülmediği için Atatürk ve Esenboğa Havalimanlarında olduğu gibi, çok sayıda araç (10 Mayıs Cuma akşamı, saat 23.30’da 100’e yakın araç) terminal dışındaki yol kenarında, çok dar olan emniyet şeridinde bekleme yapıyor. Yoldan hızla geçen diğer araçların ölümcül bir kazaya karışmaları işten bile değil. Burası Arnavutköy ilçesine bağlı jandarma bölgesi olduğundan, trafik denetiminden sorumlu jandarma karakolunu, araç ve personel açısından desteklemek gerekiyor. Havalimanında görevli Vali Yardımcısı’nın dışarıda çok dolaşması gerek.
ERİŞİM YOLLARINA DİKKAT
İstikametleri bildirmede ve işaretlemede Karayolları İstanbul Bölge Müdürlüğü tam olarak sınıfta kaldı. Özel sektöre ait Kuzey Marmara Otoyolu ile Göktürk üzerinden giden yolda panolar çok yüksekte ve yol kenarında işaretleme yok denecek kadar az. Geceleri yüksek panolarda istikametleri okuyabilmek hiç kolay değil.
Arnavutköy ve Yassıören çıkışları ise tam bir tuzak. Burada olmuş ve olacak kazalar için Bölge Müdürlüğü aleyhine tedbirsizlikten dava açılsa yeridir.
Hadımköy ile Esenyurt/Beylikdüzü/Büyükçekme-ce’nin bir kısmı ve Çatalca yönünden gelen araçlar için, havalimanı istikametini belirten tüm panolar eksik ve yetersiz. (Ancak araçla önünde durup okunacak küçüklükte harflerle yazılmış basit 20x60 cm ebadında ve önceden hiçbir işaret-pano konmamış, tam kavşak ve sapak yanlarına konulmuş.)
Hadımköy ilçesi İstanbul’un lojistik merkezi oldu. Özelikle Akpınar Mahallesi, PTT dahil devasa binalar, depo ve hangarlarla donatılmış. Türkiye çapında hizmet veren büyük marketlerin ana depoları burada. Buradan havalimanına yoğun kargo ve yolcu taşımacılığı başlamış ve gittikçe artacak. Buna karşın, Yassıören üzerinden havalimanı istikametine bağlanan yol, tek şerit, dar, işaretsiz, silik şerit çizgisi dışında hiçbir yol güvenliği taşımayan, 40 yıl öncesinin gelişi güzel atılmış asfaltıyla yoğun bir trafiği taşıyor. Kara Yolları ve Büyükşehir’in bu yolun genişletip ihtiyaca cevap verir hale getirmek için duruma acilen el atması gerekir.
Gece sürüşü için yolun sağındaki kırmızı kedi gözleri yetersizdir. Güzelim yolu gereksiz şekilde tehlikeli kılmaktadır. (Kedi gözlerinin ışığı yansıtması için boya veya plastik cama mikro küçüklükte cam kürelerin katılması gerekir.) Kara Yolları’nın İstanbul Bölgesi yetkililerine Dalaman-Kaş arası gece işaretlemelerini ve her biri elektrikliymiş gibi parlayan kedi gözlerini görmelerini tavsiye ederim.
PARALI YOLA YÖNLENDİRİLİYOR
ATATÜRK Havalimanı istikametinden gelenler için (Bakırköy-Yeşilköy-Florya) kullanılacak en kısa yol Basın Ekspres’ten Kuzey Marmara Otoyolu’na geçiştir. Paralı geçişi olan bu otoyolun ek ödemeyle havalimanına devamı olması yanında, FSM Köprüsü yönünden Göktürk önünden geçen otoyol kalitesindeki çift şeritli yola da Işıklar mevkiinde bağlanır. Ve bu yol, havalimanına devam eden ek geçiş ücreti gerektiren, gişelerde ciddi zaman kaybettiren otoyola nazaran, daha kolay ve kısadır. Ancak Kara Yolları, sağ olsun, sanki özel şirkete ait otoyol kullanılsın diye, Işıklar mevkiinden çıktıktan sonra havalimanına ücretsiz yoldan gidilebileceğini belirtmeyerek, yöreyi bilmeyen vatandaşı paralı yola yönlendirmektedir.
Bu bölgede yaşayanların desteğiyle yaklaşık 20 yıl kesintisiz milletvekilliği yaptım. Büyükçekmece-Avcılar–Beylikdüzü-Esenyurt gibi yerlerin belediye olmaları için çalıştım. Bakan oldum. Şimdi de Arnavutköy ilçesine bağlı Durusu Park’ta yaşıyorum. Bölgeyi karış karış bilmemin yanı sıra, vatandaşlarımla iç içe yaşadığımdan kendi gözlemlerim yanında yörede yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarını yakından takip eder, sahip çıkar, ilgilenirim. Amacımız şikâyet değil, İstanbul Havalimanı, hepimizin gururu olması gereken bu abide eserin her yönüyle mükemmel işlemesi ve vergileriyle devleti yaşatan vatandaşlarımızın da tam memnuniyetinin sağlanmasına yardımcı olmaktır. İsteyen yetkililere gece gündüz yaptığım tespitleri gösterebilirim.
Paylaş