Afili filintalar sizi

“Türk edebiyatının sorunu ne” diyene nettir benim cevabım.

Edebiyatımızın bütün meselesi, iki dakika delikanlı olmak ya da olmamaktır. Bunu beceremeyenler yüzünden insanlar yazardan ve kitaptan kaçar hep. 
Neyse ki akıntıya karşı kürek çekenler var: Mesela “Afili Filintalar” çetesi, esas duruşa geçmeden esaslı duruş sergiliyor.
Kendileriyle afilifilintalar.com adresindeki sitelerinde tanışabilirsiniz. Zaten Murat Menteş, Murat Uyurkulak ya da Alper Canıgüz gibi, tanıdık simalar çıkacak karşınıza.
Mönüde bir İsmet Özel edası, bir Can Yücel mizahı, bir Nilgün Marmara melankolisi göreceksiniz. İçinizden ortaya karışık yaptırıp bir büyük açmak gelecek.

Allah’ın emri türban yazısı 

Başörtüsü takan kızlar bir şekilde muratlarına erdi.
Sorun aslında gençlik sorunu: Yoksa ihtiyar teyzelerin başörtüsünden kimse bahsetmiyor.
Artık ister “siyasi simge” diye huylanalım ister “kafa örtüsü” diye aşağılayalım, başı örtülü gençlerle yaşamayı öğrenmek zorundayız.
“Peki nasıl oldu da oldu” diye sorarsanız, cevabım basit: Şimdikilerin ablaları, benim yaşıtım başörtülü kızların inadı sayesinde.
O zamanlar başı açık arkadaşlar “Tarkan mı daha yakışıklı yoksa Mustafa Sandal mı” diye tartışırken, onlar Cemil Meriç okuyordu.
Bugün de başı açık kızlar “Örövizyona Murat Boz mu gitsin yoksa Murat Dalkılıç mı” diye tartışıyor, onlar Sırrı Süreyya okuyor.
Olay bu kadar basit.

***

Cem Özer kral olduğu yıllarda, programında Orhan Pamuk’u ağırlamıştı. İlk defa bir edebiyatçı talk-show’a çıktığından, ilginç bir durumdu.
Adet olduğu üzere, sokaktaki insanlara konuk hakkındaki fikirleri sorulmuştu: Süslü püslü kızlar Orhan Pamuk ismini hatırlayamıyor, arada hatırlayan çıkarsa da kitaplarını sayamıyordu.
Hatta “yeni bir popçu mu” diye soran bile vardı. Malum, o zamanlar popun altın yılları.
Sadece tek bir kişi, hem de tarih sırasına göre sayabilmişti Orhan Pamuk’un kitaplarını ve evet, bildiniz: Kendisi başörtülüydü.

***

Hayatın acı gerçeği: Beyinsel kapasitelerini geliştirenler belki Demet Akalın kadar para kazanmaz ama tarih bir şekilde onların açtığı yatakta akar.
Ha, sonra o beynin üzerine başörtüsü takmak isterler istemezler o ayrı. Bu onların bileceği iştir.
Ama laik mahalledeki kızların “asker gelsin şunlara dur desin” muhabbetini bırakıp bu işten ders çıkarmaya başlamaları şart.
Yerlerinde olsam sevinirdim: Önlerinde okunacak kitaplar, sorulacak sorular, bulunacak cevaplar var. Hem hayat zaten başka nedir ki?

İstiklâl nasıl kurtulur?

Türkiye’nin en önemli caddesinin orta yerinde, eski Sin-Em Han’ın yerine yayılmış çirkinlik abidesi bir inşaat, yıllardır bizimle alay ediyor.
Bizimle alay etmekle kalsa yine iyi, aynı zamanda hakaret ediyor tarihe ve yaşama kültürüne.
Hani “İstiklal en fazla nasıl çirkinleştirilebilir ve bu ne kadar uzun sürebilir” diye proje yarışması açılsa, bu inşaat açık ara şampiyon olacak.
Belli ki rant büyük, arka sağlam: Birileri “rahat olun, babanızın çiftliğindeymiş gibi takılın” demiş.
Memleketin incisi Beyoğlu resmen acı çekiyor, her şeyin fiyatını bilip de hiçbir şeyin değerini bilmeyenlerin elinde.

İncir çekirdeği

Şehirli olmak: Bitmeyen üveylik duygusu.
Yazarın Tüm Yazıları