Paylaş
◊ Demet Hanım, son dönemde hep özel hayatınızla gündemdesiniz ama ben kamera ve objektiflerin uzağında neler yaptığınızı merak ediyorum. Bir süredir ekranlarda yoksunuz, var mı ufukta yeni projeler?
- En son Fox TV’de moda programı yapıyordum biliyorsunuz. Hakan Akkaya, Uğurkan Erez ve ben... Yaz tabii ki daha sakin bir dönem. Dinlenme süreci bir bakıma. Gerçi bir yandan çok güzel toplantılar ve görüşmeler devam ediyor.
◊ Yine bir televizyon programıyla mı ilgili?
- Televizyon da var, marka yüzü olmam konusunda teklif de... Yani epey yoğun şekilde giriyorum yeni sezona.
◊ Televizyona ne gibi bir formatla dönmek niyetindesiniz? Alıştığımız üzere moda ve stil odaklı bir iş mi olacak?
- Valla çok farklı teklifler var, emin değilim. İçime sinen, benim tarzımla uyum sağlayabilecek bir program olsun da... Açıkçası haber programı teklifi bile geldi.
◊ Gerçekten mi?
- Evet. Çok geniş bir yelpazede geliyor teklifler. Güzel şekilde, güzel işlerle devam etmek istiyorum yola... Hayırlısı.
Fotoğraflar: Selçuk ŞAMİLOĞLU
MODELLİK YAPTIĞIM DÖNEMDEN DAHA FİTİM
◊ Geçen gün bir programda “Hiç değişmeyen, hep fit görünen ünlü” olarak bahsettiler sizden. Merak edip internette bir inceleme yaptım, çok haklılar. Nedir bu işin sırrı? Zamanı dondurmayı nasıl başardınız?
- (Kahkaha atıyor). Yaa çok teşekkürler. 41 yaşına geldim ben. Dolu dolu 41 yaşındayım.
◊ Ama göstermiyorsunuz işte. Nedir sırrı?
- Bu soruyu inanın çok fazla alıyorum. Hem sokakta rastladıklarında, hem sosyal medya üzerinden soruyorlar. Sırrı şu... Bu bir dönem değil, bu bir hayat tarzı. Öncelikle bunu anlamak gerekiyor.
◊ Geçmişten, modellik günlerinden gelen bir disiplin mi bu?
- Açıkçası o zamanlar yaşın avantajı vardı, daha rahat kurtarıyordum. Ama iki çocuk doğurduktan ve belli bir yaşa geldikten sonra zorlaşıyor. Bir kere metabolizma yavaşlıyor otomatik olarak.
◊ Hedef hep ince olmak, ince kalmak mı?
- Hayır, benim için şu an önemli olan ince kalmak değil. Bazıları çok zayıf olduğumu söylüyor, oysa sadece modellik yaptığım dönemden daha fitim o kadar. Bunun kiloyla ilgisi yok. Zaten benim için salt zayıflık değil güçlü, fit bir vücuda sahip olmak önemli. Yumuşak bir zayıflıktansa bunu tercih ederim.
◊ Kas yapayım derken ipin ucunu kaçıranlar oluyor bazen...
- O benim tercih ettiğim bir şey değil. Yani hafif kas olacak ama aşırı kaslı ve erkeksi bir görüntü istemem. Dediğim gibi bu benim zevkim, bazıları daha kaslı seviyor.
SİSTEM ŞU: YÜZDE 80 SAĞLIKLI YÜZDE 20 KEYİFLİ BESLENME
◊ Birçok kişinin rol modeli durumundasınız. Sizin gibi olmak isteyenler nelere dikkat etmeli? Aslolan beslenme mi yoksa spor mu?
- Beslenme ilk sırada... O yüzde 70-75 önemli. Beslenmenizi kontrol altına almazsanız istediğiniz kadar antrenman yapın, sabahtan akşama kadar o ders senin bu ders benim dolaşın, yine de istediğiniz sonucu alamazsınız. Mesela ben kas çalışıyorsam daha protein ağırlıklı besleniyorum. Kardiyo yapıyorsam karbonhidrata yöneliyorum. Yani bu bilince ulaşmak lazım.
◊ Ama bu bilince ulaşmak için uzman desteği gerekmez mi?
- Tabii ki şöyle bir durum söz konusu; benim özel trainer’larım, yoga hocam, spor hocam var. Yıllardan beri yanımda olan insanlar bunlar. Herkesin böyle bir imkanı olmayabilir. Ama benim demek istediğim, önemli olan ana kurallara dikkat etmek.
◊ Ana kural derken...
- Ben yüzde 80’e yüzde 20 beslenme kuralını uyguluyorum. Yüzde 80’lik kısım sağlıklı, tamamen doğal, mevsimine uygun, paketlenmemiş, ev yapımı gıdalardan oluşuyor.
◊ Ya yüzde 20? Cips, çikolata, börek!
- O kadar değil tabii ki (gülüyor). Ama insanız, bir yerlere davet ediliyoruz, doğum günleri oluyor. Mesela arkadaşımız deli gibi hazırlanmış, lezzetli yemekler yapmış, orada tutup da “Bunu yemem, şunu yemem” demek hoş değil. Hayatın keyfini de çıkarmak gerek. O yüzden hep yüzde 80’e yüzde 20 hakkımı kullanıyorum. Bu düzeni oturttuktan sonra her şey çok daha kolay oluyor, formunuzu çok daha kolay koruyorsunuz.
SÖYLENENLERE GÖRE İYİ BİR ANNEYİM
◊ Sizin çılgın yoga fotoğraflarınıza rastlıyorum zaman zaman... O nasıl esnekliktir!
- Ama ben 14 senedir yoga yapıyorum. Hiç de ara vermedim. O yüzden normal... Çok yararını gördüm. Yoga vücudumuzla beynimizi, ruhumuzu dengeleyen bir egzersiz.
◊ Kaç öğün yiyorsunuz?
- Çok!
◊ Nasıl yani?
- Sabah kalkıyorum, gayet güzel kahvaltımı yapıyorum. Yumurtasıyla, ekmeğiyle, balıyla... Her şeyi yerim ben. Kahvaltıdan bir saat kadar sonra antrenmanımı yaparım. Onun ardından da mutlaka haşlanmış yumurtalarımı yerim, lattemi içerim. Öğlen tekrar yemeğimi yerim. Proteinim, sebzem, yoğurdum, karbonhidratım hepsi olur o yemekte. Akşamüstü eğer çok acıkırsam muz... Akşam yemeklerini de normal yerim.
◊ O kadar yemek yiyor gibi görünmüyorsunuz hiç.
- Ama bu bir sistem. Vücut da araba gibidir, benzin vermezseniz çalışmaz. Sadece neleri yiyeceğinizi bileceksiniz. Ben kremalı yemiyorum, şekerli yemiyorum, bisküvi ve şekerleme gibi paketli gıdalar tüketmiyorum. Çikolatamı bile kendim yapıyorum evde.
◊ Alalım o zaman tarifini...
- Hurmadan ve saf kakaodan hazırlıyorum, sıfır katkı maddesi. İçine ceviz ve muskat da katıyorum, sonra rondodan geçiriyorum. Aynen çikolata oluyor. Artık ağır şeyler yiyemiyorum ben. Vücudum bu rutine o kadar alıştı ki. Kek, kurabiye sevenler için de bir püf noktası vereyim mi?
◊ Sevinirim...
- Kurabiye yapacaksanız, şeker yerine atın içine olgunlaşmış bir muz. İnanılmaz tatlı oluyor. Bu sabah kızım (İrem) çok şaşırttı beni. Bir baktım buzdolabından bir poşet çıkarıyor. Biz de kahvaltıdayız o sırada... “İremcim o ne?” dedim, donmuş üzümmüş! Nasıl da güzel. Onu çerez gibi yedik. Çayın yanında, kahvenin yanında. Hem şeker ihtiyacını gideriyor hem de lezzetli. “Aferin” dedim kızıma. Ayrıca kendi dondurmasını da kendi yapıyor bu yaşta...
◊ Dışarıda yemiyorlar mı hiç?
- Yoo yiyorlar, hiç öyle çok katı kurallar, kısıtlamalar yok. Evde normal tencere yemeklerini yedikleri sürece tabii. Bir gün sebze yemekleri yiyorlarsa bir gün kendi istediklerini, mesela köfte-makarna... Bir gün sebzeyse, ertesi gün mantı... Öyle şeyler de yiyorlar. Hamburger isterse canları, onu da evde yapıyoruz, kendi köftemizle...
◊ Nasıl bir annesiniz?
- İnsanın kendini tarif etmesi kolay değil ama İrem’in ve Ömer’in öğretmenleri, okuldaki çevrem... Onların takdir dolu sözleri iyi bir anne olduğumu gösteriyor diye düşünüyorum.
HER ŞEYDEN ÖNCE KENDiME SAYGI DUYARIM
◊ İbrahim Kutluay’la yolunuz tatsız bir şekilde ayrıldı. Çocuklarla yeni bir düzen kurdunuz kendinize.
- Evet. Onlar da epey büyüdü, bana daha az ihtiyaçları var artık.
◊ Boşanma davasının detaylarına girmek istemiyorum, merak ettiğim şu... Sancılı bir ayrılık süreci yaşıyorsunuz. Yeniden âşık olmak, ileride yeniden evlenmek ister misiniz?
- Böyle konulaarda büyük konuşmamak gerekiyor, ben bunu çok iyi öğrendim açıkçası. Şu an için aklımda hiç öyle bir şey yok, öyle biri de yok zaten. Ama ileride ne olur bilmem, tabii ki aşka küsmedim. Yaşadığım şeyi herkese mâl edemem. Yüreği çok sevgi dolu bir insanım. Bu sadece ikili ilişkilerde değil, arkadaşlarıma, tanıdıklarıma, hatta tanımadığım insanlara karşı da öyleyim.
◊ Sizi tanıyanlardan çok duydum zaten bu özelliğinizi.
- Öyle mi, çok sevindim. İşte o yüzden zamanı gelince inşallah düzgün bir şey yaşarım. Neden istemeyeyim ki daha çok gencim.
BÜYÜK KONUŞMAMAM GEREKTİĞİNİ ÇOK İYİ ÖĞRENDİM
◊ İbrahim Kutluay’la yolunuz tatsız bir şekilde ayrıldı. Çocuklarla yeni bir düzen kurdunuz kendinize.
- Evet. Onlar da epey büyüdü, bana daha az ihtiyaçları var artık.
◊ Boşanma davasının detaylarına girmek istemiyorum, merak ettiğim şu... Sancılı bir ayrılık süreci yaşıyorsunuz. Yeniden âşık olmak, ileride yeniden evlenmek ister misiniz?
- Böyle konulaarda büyük konuşmamak gerekiyor, ben bunu çok iyi öğrendim açıkçası. Şu an için aklımda hiç öyle bir şey yok, öyle biri de yok zaten. Ama ileride ne olur bilmem, tabii ki aşka küsmedim. Yaşadığım şeyi herkese mâl edemem. Yüreği çok sevgi dolu bir insanım. Bu sadece ikili ilişkilerde değil, arkadaşlarıma, tanıdıklarıma, hatta tanımadığım insanlara karşı da öyleyim.
◊ Sizi tanıyanlardan çok duydum zaten bu özelliğinizi.
- Öyle mi, çok sevindim. İşte o yüzden zamanı gelince inşallah düzgün bir şey yaşarım. Neden istemeyeyim ki daha çok gencim.
DÜŞÜP DÜŞÜP KALKMA ÖZELLİĞİM VAR
◊ Türk kadınları boşanma sonrası kendilerini çocuklarına adıyor genellikle...
- Evet, böyle olaylardan sonra çok fazla kapatıyorlar kendilerini dış dünyaya. Ama ben çok şükür güçlü bir yapıdayım. Babam beni güçlü yetiştirdi; düşüp düşüp kalkma özelliğim var. Hiçbir zaman yaşama enerjimi, yaşama sevincimi kaybetmedim. Eminim güzel olacak hayatım, ben ona inanıyorum, inanmayı tercih ediyorum. Tabii bunun için aranmıyorum, bunun için acele etmiyorum. Öncelikle davamın bitmesini bekliyorum.
◊ Ne zaman biter?
- Şu an Yargıtay sürecindeyiz. Ondan sonra biter diye düşünüyorum. 2 yıl oldu, bitsin artık.
MEDENİ OLSAYDI BU İŞİ ÇOKTAN BİTİRİRDİK
◊ 2 yıl olmuş artık, çocuklar da durumu kabullenmiştir herhalde.
- Tabii. Uzun zaman oldu, kabullendiler.
◊ İkiniz de çok aklı başında, medeni insanlar gibi görünüyorsunuz, çocuklarla ilgili konularda sorun yaşamazsınız herhalde.
- Yok öyle değil. Medeni olsaydık, olsaydık demeyeyim gerçi çünkü ben kendimi katmıyorum, çoktan bitirirdik bu işi!
Neden Bir İnsan Estetik Plastik Cerrahi İşlemine İhtiyaç Duyar?
Paylaş