Bir dava düşünün ki, 17 aydır hapiste tuttuğu sanıklar ve avukatları nelerle suçlandıklarını bilmiyor.
Ergenekon davası, suçluyla suçsuzu aynı sepete koyan belki de dünyadaki ilk dava olarak tarihe geçecek.
Bu davada yargıçların en büyük görevi gerçek suçlularla, davaya zorlamalarla dahil edilen muhalifleri ayırmak olmalı.
Bugün demokrasiye, hukuk devletine inanan milyonlarca insan, davayı yürüten yargıçlardan dosta düşmana birçok onurlu meslektaşları gibi "Türkiye’de yargıçlar vardır" dedirtmelerini umutla bekliyor.
* * *
Adalet Bakanlığı adına bir rezalet de "Deniz Feneri" dosyasının Almanya’dan bir türlü getirtilememesi.
Geçen gün gazetelerde bir haber vardı.
Bir TIR şoförü "Bize söyleselerdi iki günde getirirdik" diyordu.
Bu komik olay dün de Vatan’ın manşetiydi.
Vatan aradan 15 gün geçmesine karşın dosyadan bir haber alınamadığını yazıyordu.
Gazete bir de kutu yapmış.
Kutuda "Eğer bu yazı bir postacıya verilseydi o da bunu Frankfurt’a yürüyerek götürseydi 10 günde yerine ulaştırırdı" deniyor.
Devletin gücü işte. İstediğini anında yakalayıp içeri tıkıyor. Aylarca yargılamadan yatırıyor.
Kiminin de yargılanmasını geciktirmek için elinden geleni yapıyor.
Hiç kimse kuşku duymasın, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin Türk Adalet tarihinde hiç de parlak olmayan bir yer işgal edecek.