Paylaş
Sanırım dünya siyasetinde bir ilki yaşıyoruz.
Aralarında hiçbir problem olmayan, üstelik ticaret ilişkileri çok yoğun olan iki ülkeden biri Türkiye’. Onun Başbakanı Erdoğan, ikinci ülke olan Almanya.
Erdoğan, Almanya’ya özel bir gezi yapmak istiyor.
Erdoğan’ın amacı bu dost ülkede yerleşmiş Türklerle bir mitingde buluşmak ve yakında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisine destek vermelerini istemek.
Erdoğan’ın ziyaret edeceği ülkenin Başbakanı Merkel ile muhalefet ve iktidar partililerinin milletvekilleri Türkiye Başbakanı’nın gelişinden ve burada yapacağı konuşmadan tedirginler.
Önce Dışişleri Bakanı ve bazı milletvekillleri Erdoğan’ı konuşmasını yaparken sorumlu davranması için çok ciddi bir şekilde uyarıyorlar.
Bazı Alman miletvekilleri ise Türk Başbakanı’na toplantı izni verilmemesini istiyorlar.
Bir kaç gün sonra bu kez ülkenin Başbakanı Merkel de Erdoğan’ın gezi sırasında sorumlu davranacağına inanıdığı açıklama gereğini duyuyor.
Bazı milletvekilleri ise Almanya’da yaşayan Türkler’in cumhurbaşkanı seçimi için oy verme sürecinde, hukuk ve ve demokrasi ilkelerinin ihlal edileceği endişesi içinde olduklarını açıklıyorlar.
Bu açıklama ve uyarıların diplomatik dildeki karşılığı şudur:
“Sizin burada yaşayan Türkler’le bir mitingte buluşmanız ve yapacağınız konuşma Almanya’nın huzurunu bozar. Bunun için buraya gelmemeniz bizi mutlu eder.”
***
Bu gelişmeler son derece tatsız ve rahatsız edici…
Almanya eğer Köln’de düzenlenecek mitingte olaylar çıkarsa bunun sorumlusunun Erdoğan olacağını peşinen ilan ediyor.
Yaşanan bu gelişmeler, Erdoğan’ın Batı’da nasıl bir algı yarattığını gösteriyor.
———————————————————–
Odalar Birliği’nde protokol skandalı
Erdoğan kendisine “Diktatör” denmesinden şikayetçi.
Odalar Birliği toplantısında karşısında oturan Kılıçdaoğlu’nu görünce bu şikayetini dile getirmek istedi.
“Benim için diktatör diyenler var. Şu an karşımda oturuyorlar. Tayyip Erdoğan diktatör olacak sen bu ülkede meydanlarda dolaşacaksın. Önce ağzından çıkanı kulağın duysun.”
Evet Başbakan Erdoğan bir “diktatör.”
Türkiye’yi bırakın, bütün dünyada “Diktatör” olarak anılıyor.
Hiç kuşkusuz Erdoğan 30′lar 40′larvari bir diktatör değil, günümüzün dünya değenlerine göre bir “Diktatör,”
***
Tayyip Bey toplantıdaki prokolu da değiştirdi.
Önce kendi konuştu ve gitti.
Kemal Bey’e Erdoğan gittikten sonra söz verildi. (Oysa bu tip toplantılardaki uygulama şöyle: Başbakan veya Cumhurbakanı en son konuşuyor)
CHP lideri haklı olarak TOBB yöneticilerinin Tayyip Bey’den korktukları için protokolu değiştirdiklerini söyledi ve bunu eleştirdi.
Sonra Tayyip Bey’in diktatör olduğunu örneklerle anlattı.
Bu toplantı Tayyip Bey’in eleştirilme allerjisinin dorukta olduğunu gösteriyor.
——————————————————————————————-
Maden işçisinin canını o maskelere feda edenler
Facianın yaşandığı madende işçilere dağıtılan maskeler içler acısı.
Sanki onları kurtarmak için değil de, bir an önce ölmeleri için dağıtılmış.
20-25 yıllık. Yer yer küflenmiş.
Söylenenlere göre 45 dakika değil çok daha az sürede oksijeni biten maskeler.
Kömür ocaklarına uygun olmayan maskeler.
Beş kuruşluk vicdanı olan bir işveren, bu maskelerle o işçileri her an ölüm kusmaya hazır olan o madene sokmaz.
Bunun cinayettir.
Paylaş