Paylaş
Ferdinand ve Imelda Marcos tam yirmi yıl Filipinler'i inim inim inletti.
Bu karı kocanın iktidarları döneminde yapmadıkları rezillik kalmadı, ülkelerini soyup soğana çevirdiler.
Çeteler kurup muhalefet liderini bile gözlerini kırpmadan öldürttüler.
Sonunda halkın ayaklanması üzerine ülkelerinden kaçtılar.
Bu ikilinin rezil ama ibret dolu yaşamını kısaca özetleyelim.
Ferdinand Marcos 1949 yılında 32 yaşında milletvekili seçilerek politikaya girdi.
1954’te eski güzellik kraliçesi Imelda ile evlenen genç politikacı 1959’da senato başkanı, 1964 yılında da Milliyetci Parti Başkanı oldu.
Yıldızı giderek parlayan Marcos güzel eşiyle birlikte Filipinler halkının sevgisini kazandı.
1965’te cumhurbaşkanı seçildi.
1972 yılında ülkenin kuzeyinde komünist, güneyinde de Müslüman ayaklanması olduğu için sıkıyönetim ilan etmek zorunda kaldı.
1973'te yaptırdığı referandumla ömürboyu cumhurbaşkanı oldu.
Ondan sonra da tam bir diktatör olarak ülkesini babasının çiftliği gibi yönetmeye başladı.
* * *
Marcos'ların rezillikleri giderek yoğunlaştı.
Ülkesinin yönetiminde etkin rol üstlenen Imelda bütün kritik mevkilere kendi akrabalarını getirerek geniş bir soygun çetesi kurdu.
Halk yoksullaşırken Marcos'ların serveti sürekli büyüyordu.
Zaman zaman başkaldırılar oluyor ama bunlar Marcos'un çeteleri tarafından acımazsızca eziliyordu.
Marcos 1983'te ani bir kararla sürgündeki muhalefet lideri Aquino'nun ülkeye dönmesine izin verdi.
Ancak bu bir tuzaktı.
Aquino uçaktan indiği anda Marcos'un katilleri tarafından katledildi.
Bu cinayet Filipinler'i ayağa kaldırdı. İş çığrından çıkmıştı.
Halk ve sivil örgütler yaptıkları rezillikler ayyuka çıkan Marcos'lara isyan bayrağını açtı.
Baskılara dayanamayan diktatör 1986'da seçime gitti.
Gerçek sonuçları saklayan Marcos seçimi kazandığını açıkladı.
Tabii kıyamet koptu. Ordu ve halk sonuçları kabul etmedi ve öldürülen Aquino'nun aday olan eşi Corazon 'nun seçimleri kazandığını savundu.
Marcos, halkın ve ordunun ayaklanması üzerine ülkesinden kaçarak paçayı kurtardı.
* * *
Hawaii'ye giden Marcos'lar orada da rahat bir yaşam süremediler.
Ülkelerinden kaçırdıkları ve İsviçre bankalarında istifledikleri milyonlarca dolara ve yurtdışındaki mallarına mülklerine el kondu.
Buna dayanamayan Marcos 1989 yılında öldü.
Mumyası ile Imelda'nın 1992’de Filipinler'e dönmesine izin verildi.
Yoksul ülkelerdeki çabuk unutma hastalığı sayesinde Marcos'lar affa uğradılar.
Yapmadığı rezillik kalmayan Imelda şimdi yeniden umut haline geldi.
Çünkü onlardan sonra iktidara gelenler ülkeyi iyi yönetemediler ve halkın umutlarını söndürdüler.
Yirmi yıl ülkeyi sömüren Imelda bugün yeniden yönetime talip.
Mayısta yapılacak Devlet başkanlığı seçiminde aday.
Hızlı bir kampanya yürütüyor.
Özellikle bir zamanlar sofralarındaki üç beş dilim ekmeği bile çaldığı Filipinler halkından oy istiyor.
Gelen haberler şaşırtıcı. Yoksul halk Imelda'ya büyük ilgi gösteriyor.
Marcos adı Filipinler'de yeniden umut oldu.
Türkiye'deki Marcos'ların da umut olmaması için yukarda anlatmaya çalıştığımız bu ibret verici öyküyü herkes çok dikkatle izlemeli.
Özellikle de Başbakan Yılmaz ile siyasal yaşamın kilit ismi Baykal...
Paylaş