Küçük şey yoktur

Tüm bu kimlikleri önemsiyorum. Dolayısıyla herhangi birine dokunan bir hedef, çaba, başarı, her ne varsa takip etmeye, desteklemeye, mümkünse bir parçası ya da yöneticisi olmaya çalışıyorum. Çünkü büyük küçük demeden tüm bu çabalar domino etkisi yaratacak güçte. Bu çabaları gösterenlerin başında da vakıf ve dernekler var.

Gönüllülük ve iyi niyetin gücünü kim inkar edebilir. Bunlar ruha öyle bir kök salar ki, dalları hiç tahmin etmediğiniz mesafelere ulaşır, bir ağaç gibi yalnız hissederken bir de bakarız ki koskoca bir orman oluvermişiz…

Gönüllülük ve iyi niyet temelli kurum ve projeleri bu nedenle yakından takip etmeye özen gösteriyorum. Özellikle de yarının dünyasını şekillendirecek, kendini gerçekleştirmiş, mutlu, duyarlı, heyecanını kaybetmeyen, ümitsizlik nedir bilmeyen bir gençlik için seferber olanları...

Bu önemli çabaları takdir edip desteklemek gerekiyor. Çünkü çocuk ve gençler için ektikleri tohum ve yeşerttikleri fidan hayatın ta kendisi aslında. Bir çocuğun ilk heyecanla çarpan kalbi, yalın merakı, öğrenme arzusu, onun biricik hevesi ve hayali. Her şey o çocukla başlıyor.

Kültürel bakımdan kısır bir çevre, maddi imkânsızlıklar, psikolojik ya da fiziki travmalar nedeniyle, doğuştan sahip oldukları haklardan mahrum olan çocukların elinden tutacak, geleceklerini yeşertecek birileri de neyse ki var.

DOĞAYLA BÜTÜNLEŞEN BİR GENÇLİK

Yeşertmek demişken, adını anacağım ilk kurum TEMA. Çocuk ve gençlik eğitim programı, MEB’le imzalanmış iş birliği anlaşması ile gerçekleştirilen ve derslerde uygulanan doğa eğitim programlarını içeriyor. Kentliliğin güzelliklerini saymak başka bir yazının konusu olabilir fakat doğadan uzaklaşmanın eksilerini en çok hissedenlerin çocuklarımız olduğu aşikar. Doğada geçirdikleri zamanı arttırarak; hissederek, dokunarak, koklayarak ve işiterek zengin biçimde doğayı deneyimleme fırsatı sunan bir dizi okul programı sunuluyor. Doğayla bütünleşen böylesi bir çevre eğitiminin çevre bilincine önemli ölçüde etki sağlayacağına eminim.

HARİKA YETENEKLERİMİZ İÇİN…

Bir başka çok kıymetli çaba da Çağdaş Eğitim Vakfı'na (ÇEV) ait. 1994’ten bu yana ÇEV; eğitim, kültür ve sanat alanlarında 30 bini aşkın öğrenciye karşılıksız burs veren bir kurum. Türkiye’nin önde gelen 55 yazar, müzisyen, ressam, tiyatro sanatçısı, fikir ve iş adamının desteğiyle büyüyen ve büyüten “Harika Yetenekler Projesi” ile de çok sayıda üstün yetenekli öğrenciye eğitim bursu veriyorlar. Eğitim hayatlarında yeterli olanağı bulamayan bu öğrenciler, yurt dışındaki çeşitli üniversitelerden kazandıkları burslar ve ÇEV’in desteğiyle eğitimlerine devam ediyorlar. Bu gençler ulusal ve uluslararası alanlarda elde ettikleri başarılarla kültür elçilerimiz olabileceklerini çoktan kanıtladılar. Eminim bu proje dünya çapında adlarından söz ettirecek sanatçı ve bilim adamları kazandıracaktır ülkemize.

EĞİTİME KOŞAR ADIM

Benzer hedeflere sahip, bireysel gayret ve özveriler de alkışı hak ediyor. TEGV'in eğitim gönüllüsü Ahmet Uysal bunlardan biri. “Kuzey Kutbu’nda koşan ilk Türk” olarak 800 çocuğun iki yıllık masrafını karşılamaya yeten bağışı toplamış bir isim. Kabuğunu kırmaya çalışan çocukların önünden "koşarak" onlara yol açacak en son projesi ise “TEGV ile Eğitime Koşar Adım” adını taşıyor. Çocukların çağdaş, eşitlikçi ve nitelikli eğitim olanaklarından yararlanmalarını hedefleyen bir proje. Ahmet Uysal, 11 Nisan’da başlayıp bugünlerde tamamlanan serüveninde, Artvin’den Muğla’ya 14 ilden geçerek 645 kilometrelik yolu 46 günde koşuyor. Amaç; imkânları kısıtlı çocukların TEGV’den eğitim desteği alabilmeleri için bağış toplamak.

YAŞAM HAKKI

Diğer bir önemli çaba da İstanbul Zihinsel Engelliler İçin Eğitim ve Dayanışma Vakfı İZEV’den… Kuruluşundan bu yana "farklı" olarak nitelenen 500'ü aşkın çocuk ve yetişkinin hayata dahil olarak kendilerini gerçekleştirmelerine destek olan vakıf, son günlerde efsanevi müzik grubu Pink Floyd’un üyesi Roger Waters ile gündemde. Waters, “Another Brick in The Wall” adlı şarkısının Türkçe versiyonunu dinledikten sonra, 1978’den beri kimseye vermediği efsane şarkısının Türkçe seslendirme hakkını iki yıl için ücretsiz olarak İZEV’deki down sendromlu gençlere verdi. “Yaşam Hakkı-Duvar” olarak tercüme edilen şarkıya bir de klip çeken gençler, bu klip 10 milyon izlenme sayısına ulaşınca Yaşam Köyü'ne kavuşacaklar.

İzlemek için:

BİZ ANADOLUYUZ

Bir başka oluşum ise “Biz Anadoluyuz” projesi. İçişleri Bakanlığı tarafından hayata geçirilen projede amaç Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine bağlı 21 ilimizden 15 yaş ve altı 50 bin çocuğumuzun ülkemizin farklı şehirlerini ziyaret etmelerini sağlamak.

Bu ziyaretlerin amacı elbette salt gezi değil. Bu çocuklarımızın daha önce gitmedikleri şehirleri görmesinin yaratacağı etkileri düşünün: Ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini yakından tanıyacaklar; sanatsal aktivitelere dahil olup yepyeni dünyalar keşfedecekler; kültürel, doğal, milli ve manevi gibi ortak değerlerimizle daha aşina olacaklar; çeşitli illerdeki tanışıklıkların artmasıyla ülkemizin doğusu batısı kuzeyi güneyi arasında var olan kardeşlik bağları güçlenecek. Burada edinilen kazanımların gelecek nesillere aktarılacağını da düşünürsek sosyal barışa, kardeşlik ve huzura sunabileceği katkıyı takdir edersiniz.

Tüm bu çabalar için söylenecek tek şey: “Küçük Şey Yoktur”…

Hepsi çok değerli ve etkileri bakımından takdire değer.

Bu vesileyle ben de ülkemizin saygın vakıflarıyla eğitim odaklı yeni projeler üzerinde çalıştığımı duyurmak isterim.