Paylaş
Prof. Ali Çarkoğlu 30 Mart seçimlerinin sonuçlarına bakarak bir seçim analizi yayınladı. Eğer katılım oranı 30 Mart’taki yüzde 89 gibi çok yüksek düzeye ulaşırsa, Erdoğan’ın birinci turda kazanması için ilave 3 milyon oy daha alması lazım.
30 Mart’ta CHP ve MHP’nin toplam oyları kabaca AKP düzeyindeydi. Bu partilerin seçmenleri aynı motivasyonla sandığa giderse, İhsanoğlu’nun da birinci turda kazanması için ilave üç milyon oy alması gerekecek.
Selahattin Demirtaş yeni bir faktör. BDP’nin klasik oylarını şu veya bu ölçüde aşacak görünüyor.
Özetle, eğer katılım oranı 30 Mart’taki gibi yüksek olursa Tayyip Bey’in birinci turda seçilmesi zor görünüyor. Yurtdışından beklenen 1 milyonu aşkın oyun gelmeyeceği de anlaşıldı.
Fakat seçime katılım oranı düşerse Erdoğan’ın birinci turda kazanması ihtimali güçleniyor. (http://www.iai.it/content.asp?langid=2&contentid=1153)
1. TURDA KAZANIRSA
Birinci turda yüksek bir oyla seçilirse Erdoğan’ın siyasi projesi bellidir: Hemen parti kongresini toplattırıp, kendisinin istediği bir kişiyi genel başkan seçtirmek ve Cumhurbaşkanlığı görevini 28 Ağustos’ta devraldığında o kişiyi başbakan olarak atamak.
Böylece 28 Ağustos’a kadar “partisiz” cumhurbaşkanı konumu devam edecek olan Abdullah Gül parti liderliğine aday olamayacaktır.
Uygun göreceği kişiyi genel başkan ve başbakan yapacak olan Erdoğan’ın Çankaya’ya çıktığında partisi üzerindeki kontrolü devam edecektir. Zaten “ayda bir” gibi kabineye başkanlık edeceğini de söylüyor.
Projedeki ikinci aşama, 2015 seçimlerinde anayasa değişikliğini sağlayacak bir sonuç almak ve başkanlık sistemine geçmek.
Bütün buların birinci turda seçilmeye bağlı olduğu açık.
2. TURA KALIRSA
Birinci turda sonuç alınmazsa, ikinci tur seçimler 24 Ağustos’ta yapılacak. Gül’ün görev süresi 28 Ağustos’ta son bulacak. Aradaki birkaç gün içinde parti kongresini toplamak o kadar kolay değil. Üstelik Gül, kamuoyu araştırmalarına göre, AKP tabanının yeni genel başkan olarak yüzde 72 oranında istediği isimdir.
Dahası, ikinci tura kalmak Erdoğan’ın Çankaya’ya çıktığında elinde bulundurmak istediği siyasi gücü de azaltır.
Halbuki Erdoğan yukarıya siyaseten daha da güçlenerek çıkmak istiyor.
Son zamanlarda daha agresif bir kampanyaya asılmasının ve rakiplerinin kişiliklerini aşağılayan konuşmalar yapmasının sebebi, birinci turda ve yüzde 50’yi hayli aşan bir oyla seçilmek istemesidir. “2023 hedefi” için bunu gerekli görüyor.
GELECEĞİ BELİRLEYECEK
Ekmeleddin İhsanoğlu parlamenter sistemi ve parlamenter teamüllere uygun cumhurbaşkanı modelini savunuyor. Konuşma üslubu yapıcı, parlamenter sistemde cumhurbaşkanlarında olması gereken kapsayıcılığa sahip. Kutuplaşmayı körüklemekten uzak duruyor.
Selahattin Demirtaş esas itibariyle “Kürt siyaseti”nin adayı. Kürt hareketinin dışında kalan bazı sol çevrelerin oyunu da alacağı görülüyor. Böyle bir gelişme Kürt milliyetçi hareketinin sol üzerinden “Türkiyelileşmesi”ne yol açar mı? Böyle bir ihtimale inşallah demek lazım.
Fakat Demirtaş’ın temel vurgusu Kürt siyasetidir. Çarkoğlu’nun da belirttiği gibi seçimler ikinci tura kalırsa, Demirtaş’ın birinci turda aldığı oylar çözüm sürecinde Kürt hareketinin pazarlık gücünü artıracaktır.
Erdoğan ikinci turda böyle bir görüntüyle Çankaya’ya çıkmak istemediği için de birinci turda seçilmeye bütün hırsıyla, bütün teşkilat ve medya gücüyle asılıyor.
Türkiye hiç böylesine geleceğini belirleyecek önemde bir seçim yaşamış mıydı?
Paylaş