Düzenli devlet

MİLLİ irade karşısında Merkez Bankası, HSYK, BDDK gibi yüksek kurullar bağımsız olabilir mi?

Haberin Devamı

İktidarın bir kanadı diyor ki: Millete hesap veren hükümettir, bu kurullar değildir... Askeri vesayeti kaldırdık, sıra Merkez Bankası’nda, HSYK’da, yargı vesayetinde!
Bana gelen bazı mesajlarda da, bağımsız kurullar yanlış yapmaz mı, yanılmaz mı, nasıl güveniyorsun diye soruyorlardı.
Yanılmazlık Allah’a mahsustur. İnsanın yönettiği her kurumda yanlış kararlar olabilir. Merkez Bankası, HSYK ve yüksek kurullar da yanılabilir. Fakat elbette milli iradeyi temsil eden politikacılar da yanılabilir!

DEMOKRASİNİN MANTIĞI

İşte bu sebepten demokrasiler birilerinin yanılmazlığına değil, herkesin yanılabileceği ilkesine dayanır. Onun için demokrasilerde “denetim ve denge” ilkesi vardır: Erkler ve kurumlar birbirlerini denetler ve dengeler.
Liberalizmin büyük filozofu Friedrich von Hayek’in deyişiyle “bir gücü sınırlayamazsak o gücün kötüye kullanımını da önleyemeyiz!”
Merkez bankalarının bağımsız olmasının da bir sebebi, iktidarların mesela seçim kazanmak gibi düşüncelerle piyasaya para sürmelerine engel olmaktır! Bizde ve dünyada bunun örnekleri çoktur,
Bu tecrübelerledir ki, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı modern devletlerde temel ilkelerden biridir.

Haberin Devamı

HSYK NEYE YARAR?


Peki, HSYK niye bağımsız olmalı? Hâkim ve savcılar hakkında yapacağı işlemlere siyaset veya başka çıkarlar karışmasın diye... Bütün bu işlemlerde sadece meslek kuralları geçerli olsun diye...
2010 referandumunda geniş tabanlı bir HSYK kurulmasının amacı buydu; Venedik Kriterleri’ne uygun diye ben de desteklemiştim...
HSYK’nın uyacağını taahhüt ederek ilan ettiği “Prensip Kararları” vardır, mesela kış ortasında atama yapılamaz.
Fakat, 17 Aralık soruşturmasını yapan hâkim ve savcılar, yıldırım hızıyla, kış ortasında atanıvermişti! O zaman bunu eleştirmiştim. (Hürriyet, 25 Ocak)

HSYK’DAKİ HUKUKÇULAR!

Haberin Devamı

HSYK’nın yaz kararnamesi, mevsiminde yayınlandı fakat...
“HSYK Yönetmeliği”nin 4. maddesine göre, bir hâkim ve savcı, aynı yerde “en az iki yıl” hizmet süresini tamamladıkça, başka yere atanamaz!
Sağlık, soruşturma falan gibi zorunlu sebepler hariç.
Bu son kararnamede iktidarın rahatsız olduğunu gazete manşetlerinden bildiğimiz hâkim ve savcılar “en az iki yıl” şartına uyulmadan sağa sola atandılar!
Bir yıl, hatta altı içinde iki, üç defa atananlar var! Başsavcılıktan ve mahkeme başkanlığından alınıp uzak illere düz savcı ve hâkim olarak gönderildiler.
Ne müfettiş raporu, ne sağlık gerekçesi!
HSYK 1. Dairesi’ndeki 7 üyeden 3’ü “yönetmeliğimize aykırı” diyerek bu şekildeki atamalara muhalefet şerhi koydu, kalan 4 üyenin oylarıyla çıktı kararname.
Adalet Bakanı’nın isteğiyle iki üyenin yer değiştirmesinin sonuçlarıdır bunlar.
HSYK’daki hukukçular da kendi yönetmeliğini böyle çiğnerse!.. Ne diyeyim, bilmiyorum.
Kendileri açıklasınlar.

Haberin Devamı

‘DEVLET-İ MUNTAZAMA’

Büyük hukukçu, Mecelle yazarı Cevdet Paşa, Sultan Aziz’e sunduğu “maruzat”ta, önerdiği reformları anlatarak tek kelimeyle özetlemişti: “Devlet-i muntazama!”
Yani muntazam, düzenli işleyen devlet!
Çağımızda devletlerin işlevleri geçmişte görülmedik derecede çeşitlenmiş, çok karmaşık hale gelmiştir. “Muntazam” işleyiş, ancak kuvvetler ayrılığı ile, kurumların kanuni yetkilerini doğru dürüst kullanmalarıyla mümkündür.
Yargının, HSYK’nın, Merkez Bankası’nın ve yüksek kurulların hem uzmanlıkları bakımından, hem kanunla belirlenmiş görevleri bakımından bağımsız çalışabilmeleri, modern devlet için olmazsa olmaz şarttır.

Yazarın Tüm Yazıları