Paylaş
Ona “devlet” gözüyle bakılır.
Tarih boyunca sert siyasi kavgalardan hayli acılar çekmiş olan Türkiye’de, Cumhurbaşkanlığı hakkındaki bu pozitif kültürümüzün değerini çok iyi bilmeliyiz.
Endişem, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de öbür seçimler gibi sert ve yıkıcı kampanyalarla yürütülmesi ve bu pozitif kültürümüzün tahrip edilmesidir.
Eğer Çankaya’yı da siyasi kavgaların sahnesi haline getirirsek, milletçe işimiz daha da zorlaşacak demektir. Hem de güney sınırlarımızı boydan boya yangın kaplamışken!
MISIR’DA DOĞMAK
Dün AK Partili Prof. Mustafa Şentop’u TV’de dinledim. İhsanoğlu’nun “Kahire’de doğduğunu, uzun yıllar Mısır hükümetine hizmet ettiğini” söylüyordu! “Kardeş Mısır” diye konuşması, sözlerindeki ağır imayı hafifletmiyordu.
Sıradan bir politikacı deseydi böyle önemsemezdim. Ama Prof. Şentop’u önemserim.
İhsanoğlu’nun babası İhsan Efendi, Mehmet Âkif’le birlikte, aynı gemi ile 1924’te Mısır’a gitti. Bunun niyesi uzun hikâyedir, dönemin ağır siyasi baskılarıyla ilgilidir.
Mehmet Âkif ve yakın arkadaşı İhsan Efendi Mısır tâbiyetine geçmediler, Türkiye’ye ve Türk kültürüne daima sadık kaldılar. Âkif’in Mısır’dan eş ve çocuklarına yazdığı mektuplar yayınlandı, duygulanmadan okuyabilmek mümkün değildir. Vatanına döndü ve “bu topraklar”da yatıyor.
Âkif’i ve İhsan Efendi’yi, hele de çocuklarını bu yüzden suçlamak fevkalade yanlış olur. Her milletin tarihinde sıkıntılı dönemler vardır, bunları yeni kavgaların sebebi yapmaktan sakınmak lazımdır.
MEHMET ÂKİF VE İHSAN
Edebiyatçı Beşir Ayvazoğlu’nun “Defterimde Kırk Suret” adlı kitabında İhsan Efendi hakkında bilgiler var. Evet, Mısır tâbiyetine geçmediği için emekli maaşı alamamış. Ayn-ı Şems Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümü kurarak orada çalışmış. Mısır’da evlendiği kadın, Rodoslu Türk kızı Seniye Hanım’dır; Ekmeleddin Bey’in annesi.
Oğulları Ekmeleddin’i Türk kültürüyle yetiştirdiler. Ekmeleddin’in Arapçaya tercüme edip Mısır’da tanıttığı Türk şairleri: Mehmet Âkif, Tevfik Fikret, Yahya Kemal, Necip Fazıl ve Nâzım Hikmet...
Nâzım’ın Ferhat ile Şirin’ini 1966’da tercüme ederek Arap dünyasına tanıtan odur.
İhsanoğlu doğduğundan beri Türk vatandaşıdır, Yozgat nüfusuna kayıtlıdır, hiçbir zaman Mısır hükümetinin memuru olmamıştır, vatandaşlık sebebiyle olamazdı da... Mısır’da sadece akademik kariyer yapmış, kariyerini Batı üniversitelerinde sürdürmüştür.
Uluslararası İslam araştırmalarında Arap kültürü dominanttır. IRCICA adlı İslam kültürü araştırmaları merkezinde Türk tarih ve kültürünü ‘dominant’ hale getiren odur.
AKP hükümeti doğru bir kararla onu İİT Genel Sekreter adayı gösterdi, kazanmasının Türkiye’nin itibarı olduğunu ilan etti. O zaman “Mısır doğumlu” olduğu bilinmiyor muydu?!
SİYASİ OLGUNLUK
Siyaset, belden aşağı vuruşlardan, kişiliklere yönelik yıpratma kampanyalarından kendini kurtarmalıdır. Aksi halde siyasetimiz seviye kazanamaz.
Özellikle cumhurbaşkanı seçimlerinde Çankaya makamını yıpratmaktan sakınılmalıdır.
Adaylar nasıl Cumhurbaşkanlığı yapacaklarını, erklerle ilişkilerini nasıl yürüteceklerini anlatmalı, hakkındaki değerlendirmeler buna göre yapılmalıdır; kişiliklere saldırılmadan...
Türkiye’ye nasıl bir cumhurbaşkanı gerektiği konuşulmalı, adaylar bu açıdan desteklenmeli veya eleştirilmelidir; kişiliklere saldırılmadan.
Adaylar, cumhurbaşkanının yetki alanına giren konularda görüşlerini açıklamalı, bizler de ona göre tavır alabilmeliyiz.
Siyasi olgunluk bunu gerektirir.
Paylaş