Paylaş
Çanakkale zaferinin Türk ve dünya tarihinde sonuçları nedir?
Balkan Harbi’nde silahını bırakıp kaçan ordu siyasete batmıştı, eğitimsizdi, ruhsuzdu, dil birliği bile yoktu. Harpte esir düşen Yüzbaşı Ömer Seyfettin, anılarında bu “çokuluslu” hazin tabloyu büyük ıstırapla anlatır.
Orduya ruh ve disiplin veren Enver Paşa’dır. Alaylı subayları tasfiye etti. İyi eğitimli genç subayları görevlendirdi. İsmet İnönü ve Kazım Karabekir gibi Milli Mücadele liderleri de Enver Paşa’nın bu rolünü övgüyle anlatırlar. Fakat 35 yaşında başkumandan vekili olan Enver’in eğitimi çok iyi olmakla beraber siyasi olgunluğu teşekkül etmemişti, bir cihan harbini yürütecek “büyük sevk ve idare” denilen birikim ve tecrübesi yoktu. İlk hizmeti ne kadar büyükse, bu ikincisinin maliyeti de o kadar ağır oldu.
NEDEN ÇANAKKALE?
Çanakkale, Osmanlı savaşa girmeseydi de İngiliz-Fransız saldırısına maruz kalacak, Rusya da İstanbul Boğazı’ndan saldıracaktı. Varlığımızın sonu olurdu bu.
Çanakkale olayı “harbe girdik de ondan” hafifliğiyle izah edilemez.
Hakiki bir vatan savunmasıdır, bir milletin yeniden doğuşundaki ilk büyük sancıdır.
19 Şubat 1915’te düşman gemilerinin bombardımanıyla Çanakkale Savaşı başladı.
DENİZ ZAFERİ
18 Mart, savaşın en yoğun ve en kanlı günüdür. Sabah 11.30’da düşman donanmasının bombardımanıyla başladı. Sadece İngiliz gemileri Çanakkale sırtlarına 7 saat içinde 3340 top mermisi yağdırdılar. Büyük Âkif’in dediği gibi:
Bomba şimşekleri beyninden inip her siparin
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin
18 Mart’ta düşmanın Bouvet, Ocean, Irresistable adlı harp gemileriyle iki muhrip ve yedi mayın tarama gemisi Türk topçusunun ateşiyle batırıldı. Gaulois ve Inflexible adlı savaş gemileri de dahil olmak üzere yedi zırhlı görev yapamaz hale geldi.
Aksam saat 18.00 sularında çekildiler.
Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa “18 Mart Kahramanı” olarak tarihe geçti.
KARA ZAFERİ
Mutlaka Boğazlar’ı geçerek Rusya’ya ulaşmak isteyen İtilaf Devletleri, denizi geçemeyince, 25 Nisan’da Saroz Körfezi’nde, 120 km genişliğinde bir kıyının muhtelif yerlerine asker çıkardılar.
Kara muharebelerinde en şiddetli çarpışmalar Seddülbahir, Arıburnu ve Anafartalar mevkilerinde yaşandı. Fransız, İngiliz ve ANZAK (Avustralya ve Yeni Zelanda) birlikleriyle kanlı muharebeler oldu.
Arıburnu muharebelerinde Albay Mustafa Kemal ve emrindeki 57. Alay, karada kazanılacak zaferin sembolü oldular.
Tarihçi Edward Erickson’un Birinci Dünya Savaşı’ndaki Türk ordusunu anlatan kitabının adı, “Size Ölmeyi Emrediyorum”dur. Bu, Mustafa Kemal’in 57. Alay’a verdiği emirdir.
Ölüme koşan Mehmetçik, kara zaferini kazanacaktır. Kara zaferinin simgesi, Albay Mustafa Kemal oldu.
ÇANAKKALE’NİN SONUÇLARI
Çanakkale bize Milli Mücadele ruhunu ve kadrosunu kazandırmakla kalmadı. Boğazlar’ı ve Doğu Anadolu’yu almak için harbe giren Çarlık Rusya’sının çökmesini sağladı.
Bolşevizmin kuruluşuyla Rusya’nın harp dışı kalması, Milli Mücadele için büyük bir imkân kazandırdı.
Dünya denizlerine hâkim İngiltere’nin Çanakkale’de ve Kut’ül Ammare’de Türkler tarafından yenildiğinin görülmesi, Hindistan’dan Kuzey Afrika’ya milli kurtuluş hareketlerini ateşledi.
Çanakkale Müstahkem Mevkii Kumandanı Esat Paşa’yı, Çanakkale’de ve oradan Milli Mücadele’de canlarını ortaya koyarak bize vatan kazandıran Mustafa Kemal, Fevzi, Karabekir, Cevat, Fahrettin, İzzettin, Çolak Kemal paşaları, tüm subayları, Darülfünun öğrencilerini, kahraman Mehmetçiği rahmet ve saygıyla anıyorum.
NOT: Bazı okurlarım yazının sonundaki isimler arasında İsmet Paşa’yı niye zikretmediğimi soruyor, bazıları da ona siyasi düşmanlık yaptığımı söylüyor! İsmet İnönü Çanakkale savaşına katılmadı, İstanbul’da Karargahta, cephelerde ise Kafkasya, Filistin ve Halep’te savaştı. Yazımda benim belirttiğim isimler, hem Çanakkale hem Milli Mücadele’de yer almış olanlardır. İsmet Paşa hakkında, isteyenler benim “Bilinmeyen Lozan” kitabıma bakabilirler.
Paylaş