Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Yılmaz’ın yanıldığı tarihi oylama

DÖNEMİN Başbakanı Mesut Yılmaz’la 28 Şubat’ın öncesinde ve sonrasında yaşadıklarını konuşurken, iki konudaki görüşlerini de merak ettim.

Birincisi kamuoyunda, "aklama-paklama" diye ağır eleştiriler alan, kendisi ve DYP Lideri Tansu Çiller’le ilgili soruşturma önergeleriydi. Özellikle, Çiller’in 500 milyarlık bir örtülü ödenek harcamasıyla ilgili önerge 28 Şubat öncesi büyük umut bağlanan Anayol’un sonunu getirmişti. Önergenin sahibi de bu sonucu iyi öngörmüş olan RP’ydi.

İkincisi de 2000 yılında Süleyman Demirel’in görev süresinin uzamasını da sağlayacak olan "Cumhurbaşkanı 5’er yıllık sürelerle iki kez seçilebilir" şeklindeki Anayasa değişikliğinin ANAP oyları ile reddedilmesiydi.

GRUP GEREĞİNİ YAPAR

Yılmaz, birinci konudaki eleştirileri haklı buluyor; ama bakın nasıl:

"Haklılık şurada: Evet, Tansu Hanım’la ilgili oylamalarda gruba ağırlığımı koysaydım, birkaç sivri çıkış yapan arkadaşlarımın dışındakilere oy verdirtebilir, sonuç alabilirdik. Ama o zaman da kendimizle ters düşecektik. Koltuğunu korumak için bunu yaptı, diyeceklerdi. Sonuçta yara almaktan öte bir şey olmayacaktı. Ben o gün grubun, hükümetin devamı yönünde oy vereceğini düşündüm. Burada yanılmışım. Sonuçta, grubumuzun büyük kısmının Tansu Hanım aleyhinde oy vermesi güven bunalımını doğurdu."

Bu noktada, o dönem ANAP grubunda İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya başta olmak üzere bazı milletvekillerinin Çiller aleyhine çok sert, Yılmaz’ın tabiri ile bile "tahrikkár" sayılacak konuşmalar yaptıklarını anımsıyorum.

Yılmaz da kürsüye çıkarak, "Çamurun üstünde oturmayız" dedi.

Bugün Yılmaz, o sözünü, "Tansiyonu düşürmek için yaptım" diye açıklasa da ortağının ayaklanmasına neden olduğu açık bir gerçek.

Sonuçta bu çıkışlar Anayol’un ömrünü üç aya indiren gelişmeler oldu.

DEMİREL ÖZÜR DİLEMEYİNCE

Yılmaz, Demirel’in görev süresi konusuna ise, "O dönem grubun yapısını en iyi bilen gazetecilerden birisiniz" diye girerek beni tanık gösterme gereği de duydu.

"Bu konuda bana yapılan eleştiri ise haksız" diyen Yılmaz, nedenlerini açıklarken şöyle konuştu: "Yüce Divan kararları aldılar. Bunlar arasında bazıları grubun en saygın isimleriyle ilgiliydi. Mesela, bugün bile hangi koşullarda yaşadığı ortada olan Sefa Giray gibi dürüstlük timsali bir arkadaşımızı oraya yolladılar. İki sene Yüce Divan’da yargılandı; çok acı çekti. Grubun önemli bir kısmı bu nedenle infial içindeydi. Demirel’in kendilerinden özür dilemesini istiyorlardı. Demirel, bunu yapmadı, aksine, talebi dillendiren Ekrem Pakdemirli’yi mahkemeye verdi, tazminata mahkûm ettirdi. Bugün de eminim; o koşullarda ne yaparsam yapsaydım o insanlara farklı oy verdirtemezdim."

"Sonucu bir tek Demirel değiştirebilirdi"
derken de şu gerekçeye sığındı:

"Özür konusunu ben de Sayın Demirel’den talep ettim. Hadi Cumhurbaşkanı için özür dilemek ağır gelebilirdi; ama bu arkadaşlarımızın gönlünü alabilecek bir jest imkánı vardı. Sayın Demirel hiçbir şey yapmadı."

Yılmaz,
sözlerini, "Rahmetli Ecevit’in dahi bu gerçeği görmeden, grubumuzu eleştirmiş olması da ayrı bir üzüntümdür" diye tamamladı.

Yazarın Tüm Yazıları