TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın, AKP’yi kapatma davasında Anayasa Mahkemesi’nden "Oh dedirtecek karar" bekleyen sözleri Hürriyet’te imzamla çıktı.
Toptan’ın, 12 Kasım’daki Bursa gezisine, Akşam’dan Deniz Güçer, Yeni Şafak’tan Abdülkadir Selvi ile birlikte katıldık.
Helikopter yolculuğumuzda, gürültü nedeniyle toplu görüşme yapamadık; ama yan yana oturduğumuzdan ben uzun sohbet şansı yakaladım.
Toptan’la kulak kulağa, uzun uzun kapatma davasını irdeledik.
Toplu görüşmeyi ertesi gün kahvaltıya bırakarak Toptan’dan ayrıldık.
Toptan’ın, sonradan "3. yol" başlıkları ile de yayınlanan "Oh dedirtecek karar" haberi de bu kahvaltıda çıktı.
Bu nedenle "Toptan ne demek, ne yapmak istiyor" sorularına muhatap oldum.
PARTİ KAPATILMASIN
Toptan’la dün de bir görüşmem oldu; ancak aşağıda yazacaklarım kendisinin ifadeleri değil; benim bu görüşmelerden edindiğim izlenimlerdir.
Öncelikle Toptan, bize bu sözleri söyledikten sonra, aynı gün karşılaştığı Başbakan Tayyip Erdoğan’a bilgi verdi; bir itiraz gelmedi.
Cumhurbaşkanı Gül ise Toptan’ın açıklamalarından memnun diyebilirim.
Avusturya Cumhurbaşkanı Fischer onuruna önceki gece Köşk’te verdiği yemekte, konuğunun davayla ilgili sözlerini yanıtlarken, Toptan’ı işaret edip, "Uğraşıyor işte" demesinden bunu çıkarıyorum.
Toptan’ın sözlerini yorumlamaya gelince; önce, AP ve BTP’nin kapatılmasını yakından yaşamış bir siyasi olarak, "parti kapatılmasın" istiyor.
Kapatma sonrası kurulacak bir partide, liderin dışarıdan yönetiminin zorluğuna DYP’de tanıklık ettiğinden partisini Erdoğan’sız düşünemiyor.
Böylesi bir süreci hem ülke hem de partisi için çok sakıncalı bulduğundan, konuşma gereği duydu.
"Parti kapatılmasın" amacı partisel bir tutum; ama Toptan’daki ülkesel kaygı, aralarında çok derin bir aşk bulunduğuna inandığı demokrasi ile laikliği birlikte korumak.
Bu iki áşığı ayırmanın felaket getireceğine inanıyor.
AKP’Yİ UYARIYOR
Bu noktada da, ne kadar Anayasa Mahkemesi’ni hedef almış görünse de bence, asıl mesaj ve uyarıları AKP yönetimine.
Laiklik üzerinde kuşku yaratarak, onu yıpratarak demokrasinin yürüyemeyeceğini; bu konuda net tutum almak gerektiğini dillendirmek istiyor.
Laiklik konusunda net tutum alınmayınca dava da gelebiliyor işte.
Tutumlara örnek mi; birkaçını sayalım:
AKP, türbanı üniversitede serbest bırakırken, "İlk ve ortaöğretimle kamuda ise türban kesinlikle takılamaz" diyemedi.
Aksine, buralarda da serbestiyi savunan AKP’liler çıktı.
Bakanlar Kurulu’nun yapısı da dahil, bürokrasideki kadrolaşma ortada.
Bazı bakanlarla milletvekillerinin söylemleri de cabası.
Bu sıraladığım üç gerekçenin, sadece bazı savcılar üzerinde etkili olduğunu düşünen AKP’liler varsa, bence onlar, Toptan gibi siyasilerin laikliği ne kadar özümsediğini de fark etmemiş olabilirler.
Eğer böyle ise asıl tehlike de buradadır.
Toptan’ın uyarmak istedikleri de bu isimler olabilir.