Paylaş
ŞAŞKINLIKLA izliyoruz; 31 yıllık bir terör örgütüyle görüşmeye oturanlar, gerekli önlemleri almadan masadan kalkınca, yaşanan vahametin sorumluluğunu üstlenmek yerine, önüne geleni ‘PKK destekçisi’ ilan ederek sıyrılmaya çalışıyorlar.
Maalesef bununla, PKK’ya güç vehmettiklerini de göremiyorlar.
Oysa önce Oslo görüşmelerinde devlet temsilcisinin, PKK yöneticisine, kentlerde nerelere silah depoladıklarını bildiklerini söylediğini öğrendik.
Ülkeyi yönetenler geçen günlerde, PKK’nın çözüm sürecini bu yığınaklar için kullandığını itiraf edip uyuyan bombalar patlatılınca durumu biraz anladık.
GERÇEĞİ KABUL EDEMEMEK
2011 seçimi öncesinde Selahattin Demirtaş ile Hakkâri’yi gezmiş, birkaç yazı yazıp AKP’nin, bölgede kaybetmekte olduğuna dikkat çekmiştim.
Fırsatı doğunca gözlemlerimi çözüm sürecini mimarı da dahil AKP’nin en önemli isimleriyle paylaştım, “Böyle giderse, taş çatlasın 5 yıl sonra bugün size oy veren çoğu ili de kaybedebilirsiniz” dedim.
Çünkü aklım almıyordu, Başbakan Erdoğan ve AKP sözcüleri bir “Bunlar Zerdüşt” söylemi tutturmuş gidiyorlardı, büyük yanlış olduğunu söyledim.
Vatandaşın dini kimseyi ilgilendirmez; ama daha ötesi, 5 vakit AKP’li komşusuyla namaz kılana, “Zerdüşt” iması en önce o AKP’lilerin tepkisini çekiyordu.
Ta ki 2012’de bölge milletvekilleri Erdoğan’la buluşup, “Bu söylem bize oy kaybettiriyor” diyene kadar devam edildi duruldu.
Duyuyoruz, bugün de Selahattin Demirtaş için aynı şey fısıldanıyor; ama bayram namazından çıkan Demirtaş görüntüsü ne ifade ediyor düşünülmüyor.
Gerçekleri duymak zor geliyor tabi; örneğin “Dindar insanlar da BDP’ye oy veriyor” dediği için dönemin Diyarbakır il başkanı görevden alınmıştı; oysa söylediklerinin kanıtını Diyarbakır’da beraber namaz kıldıkları bakanlara yerinde göstermişti.
ÇOK DİKKAT LÜTFEN
AKP yönetiminin gördüğü tablo ise başkaydı, dönemin İçişleri Bakanı PKK’nın eridiğini, Hakkâri’de sokakları gezerek, 500 kişiye hitap ederek anlamıştı!
Kendi vekilleri Erdoğan’a “O 500 kişi sivil polisti” dese de bakış değişmedi.
Sonuçta AKP, her seçim öncesi PKK-HDP çizgisiyle sertleşerek seçim aralarında da onlarla görüşmeye oturarak durumu bugüne taşıdı.
Temel yanlışı BDP/HDP’yi muhatap almak yerine Öcalan ve Kandil’i öne çıkararak yaptı; hem de Habur’da sivil siyaseti kenara itmenin maliyetini göremeyecek kadar.
‘PKK bir terör örgütü olduğuna göre nasıl olur da HDP muhatap alınır’ demek de artık yetmiyor; çünkü hatalı tutumlarla yola devam ediliyor.
Tamam, PKK ile HDP’nin tabanı düne kadar aynıydı; ama 7 Haziran’da bu tabanın çok daha genişlediğini, ne kadar kızsak da Demirtaş’ın bu yeni geniş tabanda olumlu bir algı yarattığını, yüksek bir güvene sahip olduğunu görmeli.
Artı, kabul edilsin, edilmesin, bu seçmen kitlesi, “PKK Demirtaş’ın emrinde değil; ama o, terörü sonlandırmak için çabalıyor” gerekçesi/algısıyla Demirtaş’a desteğin, PKK’yı gerileteceğine inanmakta.
Yine de dün yaptığımız gibi bugün de bazı uyarılarda bulunalım.
“Demirtaş ve HDP=PKK” demek, bu seçmen kitlesinin geniş bölümünde, aynen Zerdüşt söylemi etkisi yaratıyor, AKP’ye oy verenleri de dahil.
PKK bir terör örgütüdür, tamam da denge tutturulmazsa sonuç önceki seçimlerden farklı olmayacak.
Yarın daha büyük fatura ödememek için dikkat lütfen.
Paylaş