Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Sezer konuşmuyorsa Nehrozoğlu var

YENİ konuklarının ardından Köşk’ün viraneliği(!) konusunda yazılmadık şey, söylenmedik söz kalmadı sanıyordum.

Nazlı Ilıcak’tan öğreniyoruz ki Ahmet Necdet Sezer döneminde, süpürge, faraş, deterjan da alınmadığı için Köşk’te fareler cirit atmaya başlamış.

Anlaşılan aylar geçti; ama yeni konuklar cirit atan farelere çare bulamamış.

Hayrünnisa Hanım, Ürdün Kralı onuruna verilen davette, fareler yemek salonuna girmesin diye kapıya nöbetçiler dikmiş.

Köşk’e süpürge alınmadığına göre nöbetçi olsa olsa silahına güvenmiştir!

Allah’tan fareler o gün ortalığa çıkmadığı için bir skandal önlenmiş!

SORULARA YANIT GEREK

Abdullah Gül
sonrası, Köşk’ün viraneliği(!) konusunda sızdırılan haberleri yazı konusu yapıp bunların Cumhurbaşkanlığı’nın saygınlığına gölge düşürdüğünü savundum; yapılması gerekenin bir an önce restorasyon işlemlerini bitirmek olduğunu yazdım.

Haberlerin sadece birkaçına bakarsak, Sezer döneminde Köşk, o kadar bakımsız, çağdan uzak kalmış ki, yerdeki halılar kir pas içinde, internet altyapısı çökmüş, personel TV cihazlarını evlerinden getirir olmuş.

Aylardır bunlar konuşuluyor; ama Sezer ve arkadaşlarından tık çıkmıyor.

Sezer, başına silah dayansa konuşmaz anladık da ya yönetimden sorumlu dönemin Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu ve yardımcıları niye susar?

Ben onlara soruyorum ve bekliyorum, Köşk’le ilgili bu iddialar doğru mu?

Doğruysa, görevlerini yaptıklarını söylemek mümkün mü?

Tabii, halen görevlerini sürdüren Özel Kalem Müdiresi Zergün Korutürk ile Başyaver Metin Özbek’in ne düşündüğünü de merak ediyorum.

Aslında iki döneme de tanıklık ettikleri için en doğru bilgi onlardadır.

SADECE HÜNKÁRBEĞENDİ

Bu vesileyle konuşması gereken başkalarının da bulunduğunu belirtmeli.

Çünkü, Hayrünnisa Hanım, Dışişleri Bakanlığı konutu için de bir görüşmesinde Nur Çintay’a, oranın da ne kadar bakımsız bırakıldığını anlatmıştı.

Radikal’de çıkan bu yazıya göre örneğin, "Devralınan aşçı hünkárbeğendi dışında yemek yapmasını bilmediği için tüm yabancı konuklara her gelişlerinde sadece bu yemek sunuldu".

Uygulama Hayrünnisa Hanım’ın ancak aşçıyı değiştirmesiyle son buldu.

Öyle bir yerde sadece hünkárbeğendi bilen bir aşçı; doğru mu, değil mi?

Yoksa devralınan mirası kötülemek için aktarılmış yanlış bir bilgi mi?

Bu bilgisiz(!) aşçıya da, konutun eski ev sahibeleri Elçin Cem ile Zeliha Gürel’e de bu köşe açık.

Bir açıklık da Gül Ailesi’nin borcu.

Kızları Kübra’nın düğündeki hediyelerin değerinin yarısı şehit ailelerine gitti mi?

Bu rakamın doğrusu ne; 70 bin mi, 400 bin YTL mi?

Bazıları 70 bin YTL diye yazdı; ama iki bin davetiye sahibi çeyrek altın getirse 100 bin YTL eder.

Köşk’le ilgili hangi haberler doğru, hangileri yanlış çözmek zor.
Yazarın Tüm Yazıları