BÜLENT Arınç, 9 Temmuz’da NTV’de Murat Akgün’ün sorularını yanıtlarken çok ilginç değerlendirmeler yaptı; ama "Ergenekon" gölgesinde kaldı.
Arınç, ertesi gün AKP’den istifa edecek Abdüllatif Şener için, "Ahlaki olan partiyle ilişkisini kesmesidir.Bir saniye bile kalmamalıdır" dedi.
Şener’in AKP üyeliğini sürdürürken parti kurma çalışması yapmasını etik bulmayıp gündeme getiren biri olarak bazı anımsatmalar yapmak istiyorum; ama önce Arınç’ın aynı yayındaki şu sözlerini okuyalım:
"Abdüllatif Bey’le aynı çizgiden geliyoruz.Milli Görüş gömleğini ben giydiysem, o da giydi. Merve Kavakçı ile yan yana basın toplantısı yaptıysam, o da yaptı. Eşlerin başının örtülü olması bir eksiklikse birilerine göre, benimki de seninki de öyle. Çizgimiz aynı, düşüncemiz de bugüne kadar aynıydı. Beni topa tutanlar seni alkışlıyorsa bir süre kullanmak içindir."
KULAKLAR ÇINLAMIŞ OLMALI
Arınç’la aynı mantıkta olmadığım için, tesadüf ki o gün Başbakan Danışmanı bir köşe yazarının alkış tufanına tuttuğu Hasan Cemal Abi’miz başta birçok solcu, liberale, "Geçmişte sol/liberal gömlekler giydiniz, hepinizin eşlerinin başı açık, yoldaşlık yaptığınız binlerce arkadaşınızla aynı düşünceleri paylaştınız.Bugün arkadaşlarınızı topa tutan Arınç veya arkadaşları sizi alkışlıyorsa, bir süre kullanmak içindir" demeyeceğim.
Ama, Arınç’ın sözleri tarihe geçmiştir, isteyen istediği biçimde okur.
Şimdi dönüyorum Şener ile Arınç arasındaki etik bakış farkına.
Sayın Arınç, FP’den en son istifa edenlerden biri sizdiniz.
Terk ettiğiniz, Milli Görüş’ün babası, Merve Kavakçı’yı milletvekili yapan, rahmetli eşinin başı örtülü, çizginizin önderi Erbakan’dı.
O gün sizi, CNBC-e’de yayına aldım; kulaklıklar kulağımızda yayına girmemizden hemen önce bana, "Şükrü Bey, Hoca’nın batan .... bankasında kaç milyon doları gitti, bilesiniz" dediniz.
FİLM MERAKI BENİ KISKANDIRDI
Bir haber nedeniyle, -kendisi de kabul edecektir, ben haklıydım- gerginlik yaşamamıza rağmen sonrasında ilişkimiz iyi geliştiği için Şener’le, Arınç’a oranla daha rahat görüşen bir gazeteciyim.
Gazeteci-siyasetçi ilişkisi içinde birçok buluşmamız oldu.
Etik tartışmasını açmamdan ve istifasından önce de iki kez buluştum.
Şunu söylemeliyim ki, Şener bana hiç, "Şükrü Bey, Arınç’ın veya falanca AKP’linin şu bankadaki hesabına bakar mısın" tarzı istihbarat vermedi.
O nedenle Şener, Arınç’ın sözlerine karşılık bana, "Kamuoyu kimin ne dediğini görüyor" demekle yetinirken haksız mıydı?