SANAYİ ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’la kahvaltıda bir araya geldim.
Çağlayan, Ankara Sanayi Odası Başkanı olarak bakanlığa yabancı değildi; ama gördüğüm, detaya girdikçe beklentileri dışında bir yapıyla karşılaşmış.
Bir mühendis ve işadamı gözüyle kuruma baktığında en çok, "Bu iş ne zaman olur?" sorusuna, "En kısa zamanda" yanıtı verilmesine şaşırmış.
O nedenle de her iş için kesin zaman istemeye karar verdiğini söyleyen Çağlayan, "Bir tek saniyeyi istemiyorum, çünkü çok çabuk geçiyor" dedi.
"Çünkü iş çok. AB ile ilgili 35 başlığın 21’i; akla gelebilecek her türlü ölçü aletinin ayar ve denetimi sadece iki görevimiz" anımsatmasını yapan Çağlayan, 70 milyonun işini gördüklerinden en etkin, en dürüst çalışma; en güçlü denetimin peşinde olduğunun altını çizdi.
ESNAFIN VAR SANAYİNİN YOK
Türkiye’nin bugüne kadar çıkarılmamış sanayi envanterini bu yıl sonuna kadar gerçekleştirmeyi hedefleyen Çağlayan, bakanlıkla ilgili şöyle bir şaşkınlığını dile getirmekten de çekinmedi:
"1 milyon 800 bin esnafın bütün şeceresini bakanlıkta bulabilirsin; ama 270 bin sanayi tesisinin sadece 60 bininin verileri var."
Envanterin çıkarılmasıyla, üretim ve uluslararası rekabet gücünü öne çeken bir teşvik politikası belirleneceğini anlatan Çağlayan, bu nedenle bakanlığını "Türkiye’nin geleceğini planlayan kurum" olarak görüyor.
Geçen hafta iş dünyasıyla yaptığı bir toplantıda kendisine de, "Türk sanayisinin CEO’su sizsiniz" hitabı yapılması çok hoşuna gitmiş.
CEO olarak, sanayide asıl devrimi, bu envanter ortaya çıktığında yapacaklarını savunan Çağlayan, otomotiv sektöründen örnek veriyor:
"Dünyada üretilen her bin otomobilin 14’ü artık Türkiye’de üretiliyor. TOFAŞ’ın mini kargosu yüzde yüz Türk ürünü. 154 bin üretiliyor; ama 145 bini banttan çıkar çıkmaz Citroen, FIAT ve Peugeot’ya gidiyor. Bu yetmez, 21 milyar dolarlık otomotiv ihracatımız 4 yıl sonra 40 milyar dolara ulaşmalı. Artı, kendi motorumuzu üretip test sürüş alanlarını hayata geçireceğimize inanıyorum."
DÜNYAYA YETECEK UN
Envanter konusunun önemini ters ve ilginç şu örnekle de açıkladı:
"Envantersizlik ve yanlış teşvik politikası yüzünden bugün Türkiye’de ciddi bir atıl kapasite oluşmuş. Yani hepimizin parası boşa gitmiş. Sadece un üretimine bakın; bırakın Türkiye’yi, dünyanın ihtiyacını karşılayacak durumdayız."
Çağlayan, bu tablonun değişmesi için bütün sektörlerin önderleri ve TOBB, TÜSİAD gibi kuruluşlarla yakın çalışacağını da açıkladı.
Gece yarısı görüştüğü işadamları olduğunu söyleyen Çağlayan, geçen hafta Güler Sabancı’yı arayıp, "Toplayın tüm üst yönetiminizi görüşelim" demiş.
Görüşme gelecek hafta, Sabancı Holding’de.
Çağlayan, Sabancı topululuğuna sadece, "Ne görüyorsunuz, ne bekliyorsunuz, ne istiyorsunuz" sorularınısorup yanıtlarını alacak.
Bunu diğer büyük holdinglerle de yapacak.
Geçen perşembe günü gündeme getirdiğim bürokrasi konusunda ise, "İşte bütün bu anlattıklarım için, maraton koşacaklar kalacak, diğerleri gidecek; zaten bir kısmı kendiliğinden gitti" demekle yetindi.