BİR kere daha ortaya çıktı ki en kötü karar kararsızlık.
Türkiye, tezkere çıksın mı çıkmasın mı tartışması ile bir yılını yitirdi.
Oysa tezkere, terör karşısında nasıl güçlü bir koz olabiliyormuş.
Çünkü, PKK saldırıları tezkere çıkmadan olsaydı dünya aynı tepkiyi verecek, aynı duyarlılığı gösterecek miydi, diye düşünmeli.
Dünya, bu sayede Türkiye için bıçağın kemiğe dayandığı gerçeğini kabul etti.
Bu nedenle özellikle AB’nin Türkiye’ye destek verdiği görülürken, ABD’nin de desteği düşünmeye başladığı söylenebilir.
ABD’nin küçük duyarlılığına rağmen, diplomatik çevreler hálá yeterli umut içinde değil; hatta Başbakan Tayyip Erdoğan ile ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın görüşmesinin "bir hiç olduğunu" söyleyen önemli diplomatlar var.
Ama sonuçta ABD bile, "Operasyonu yap, ama sınırlı olsun" demeye başladı.
KOORDİNATÖRLE KANDIRDILAR
Türkiye artık kararını verdi; sınır ötesi operasyon kaçınılmaz.
TSK uygun gördüğü an bu operasyonları yapacak yetki ile donatılmış durumda.
Artık bunu düşünecek ve de durduracak güç ABD ile Irak yönetimleridir.
"Sağduyulu olmalı, duygusal davranmamalı, bataklığa çekiliyoruz, girersek çıkamayız" diyenlerin de yeni durumu şu nedenlerle kabullenmesi gerekecek.
ABD, Irak’ta zaten bataklıkta; Türkiye’yi de karşısına alırsa, hem işi daha zorlaşır hem de Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un dediği gibi en azından kendisine maliyeti yükselir.
Talabani ve Barzani ise kamuoyu önünde kükreseler de kapalı kapılar ardında Türkiye’nin gücünü bildiklerini her fırsatta dile getiriyorlar.
Hükümet ve TSK ise kamuoyu desteğiyle bugün geçmişe oranla daha güçlü.
Geçmiş derken anımsayalım; tam iki yıl önce, 12 şehit verilince o akşam Erdoğan, "Sınır ötesi operasyon" dedi, TSK da hemen hazırlıklarını yaptı.
Ama, sabah Bush, Erdoğan’ı; Rice Gül’ü; ABD’li muhatabı Pace de Org. Özkök’ü aradı ve "terör koordinatörü" mucize buluşuyla(!) operasyon durduruldu.
Mucize buluşun sonuçlarını anımsatmaya gerek yok.
O BÜROLAR KAPATILMIŞTI
Irak tarafı için de bir yıl geriye gidelim.
Önceki gün Ali Babacan’ın Irak’a verdiği listeyi Erdoğan da Irak Başbakan’ı Maliki’ye vermiş, ilk eylem de PKK bürolarını kapatmak olmuştu.
Şimdi yine aynı söz; peki, o bürolar kapalı değil miydi?
Hadi ABD ile 4 Temmuz 2006’da imzalanan Stratejik İşbirliği ve 28 Eylül’de Irak’la yapılan Terörlü Mücadele anlaşmalarını da es geçiyorum.
"Nasılsa kış geliyor, PKK eylemsizlik dönemine giriyor; o zamana kadar bombalar kucağımızda patlayacağına, Türkiye’de patlamaya devam etsin" denerek artık Türkiye daha fazla oyalanamaz, káğıttan kaplan gibi gösterilemez.
Her evinde şehitlere gözyaşı dökülen, tüm kurumların kenetlendiği Türkiye’yi kandırmak için bu makaralar yeniden geriye sarılamaz.
Buradaki tek tehlike, Türklerle Kürtlerin arasını açmaktır.
Böylesi provokasyonlar sadece PKK’ya yarayacağı için aman dikkat.