SÜLEYMAN Soylu’nun DP’ye genel başkan seçilmesi, merkez sağda yeni bir anlayış ve yeni bir yapılanma anlamına geliyor.
Soylu’nun ve yeni anlayışın kalıcı olup olmayacağını söylemek için henüz çok erken; ama yeni ekip partinin "geleneksel köküne" çok güveniyor.
Bu noktada da Soylu’nun, (bugünden zaten yapmaz da) yerini sağlamlaştırdıktan sonra, ’ortak aklı’ bir kenara bırakıp bırakmayacağı, kendisine özel güç vehmedip etmeyeceği, kadrosuna danışıp danışmayacağı çok önemli.
Bunu, 25 yıldır izlediğim merkez sağın tüm liderlerinin bir süre sonra, kendilerini ilahi güç sahibi gibi gördüklerini düşündüğüm için söylüyorum.
KARADENİZ ERKEĞİ
Soylu’yu henüz yeterince tanımıyoruz; ama en azından şu kısa süreçte kendisiyle ilgili izlenimleri toplamaya çalıştım.
Bire bir ilişkide sıcak ve samimi görüntü veren Soylu, kadın konusunda ’Karadeniz erkeği’ çekingenliği içinde olduğu izlenimi bırakıyor.
Oysa DP, kadın ve gençlere açılma politikasını öne koyuyor.
Bu noktada, hem yönetimde temsil hem de eşiyle vereceği görüntü Soylu’nun kadın bakışının ilk göstergeleri olacak.
DP, kendisini AKP’den farklılaştırarak, ayağa kalkmaya çalışacak.
Anladığım bu noktada kentli muhafazakarlık, başka bir ifade ile modern muhafazakarlık, merkez sağdan daha fazla duyacağımız söylem olacak gibi.
Bu söylem, merkez sağ kavramıyla birlikte, pragmatik yaklaşımı da biraz geriye atıp ideolojik temelli yaklaşıma daha ağırlık vermeyi getirecek.
İlk hedef de son seçimde alternatifsizlik nedeniyle AKP’ye yöneldiği düşünülen "geleneksel kökü" geri çekmek.
Ardından AKP’nin üzerine gecekondu kurduğu geniş arazi kazanılacak.
Soylu da ekibi de bunun zorluğunun farkındalar; ancak benim anladığım, "geleneksel kökün" korunduğunu gördükçe umutlanmışlar.
"Geleneksel güçle" Anavatan’daki bütünleşme arzusu da cabası.
UZUN YOLCULUK
"Geleneksel kökü" yeniden harekete geçirmek için Soylu, ülkeyi karış karış dolaşacak; şubatta başlayacak olan bu yolculuk uzun, yıllarca sürecek.
Yeni ekip, bununla bir yandan "Soylu kalıcı" işareti veriyor, diğer yandan, iletişim için doğrudan temasın öne çıkarılacağını ortaya koyuyor.
Soylu’nun yeni bir isim olması da ekibini pek ürkütmüyor, aksine bunun yeni politikalar oluşturmada avantaj yaratacağı dahi düşünülüyor.
"Zamanımız da var" deniyor; ama bir eksiklik söz konusu gibi.
Merkez sağı yıpratan en önemli konu hep çıkar ilişkileri oldu.
Soylu, bunun şeffaflıkla yenileceği düşüncesinde.
Parti muhasebesinde bunu hayata geçirmiş de.
Orası tamam da, önceki dönemlere yönelik adım atılması, hem eskiler hem de kendileri için daha iyi sonuç yaratmaz mı?
Soylu, ilk farkı burada yaratsa, yanlış yapanı ayıklamaya partiden başlasa güven veren bir imajı daha başından oluşturabilir.
Şimdilik böyle bir izlenim yok; gerekçe de, "devri sabık yaratmamak".
Oysa, DP’nin hedefine aldığı merkez sol seçmen için de, kentli muhafazakar seçmen için de bu nokta çok önemli.